Yavaş Yavaş Delirmek Bir not düştü hayatın anlamsızlığına‘Yavaş yavaş delirdim, kimse bunu farketmedi’Suskun bir kelebek çarptı boğazın sularınaErtesi gün gazetelerde -gülen- eski yüzü ileNeydi dostlarının anlayamadığıAnlatamadığı ne vardıTabutuna sarılı duran ihtiyar babasına*‘Yavaş yavaş delirdim, kimse bunu farketmedi’Solgun bir yaprak düştü boğazın sularınaTam da bahara çalarken gözleriAvunacağı bir sevda vaktiAğlatarak bir yalnız kentiAnlatamadıklarıyla veda etti.*Bu şehrin …
Kategori: Şiir
Şub 23
Yüzüne Nasıl Bakarız
Getirmek istemiyorum aklıma – Ya bu kuşatma kalkmadanyine bastırırsa kış?Soğuktan ölmemek içinkesmek gerekirse yine ağaçları?Yüzüne nasıl bakarız parkların,ne deriz ilkyaz geldiğindekonacak dal bulamayan kuşlara? Kemal Özer
Şub 23
Eğretileme
Saçları şarabının içinde sürüklenen, Bu bir güzel kadındır, edalıdır herkesten. Bir aşkın pençeleri, zehri batakhanenin, Hep kayar, hep kirlenir granitinde tenin. Gülümser Ölüme ve dert etmez Sefihliği. Bu ejderler ki her dem keser ve biçer eli, Yıkıcı oyununda saygı duyuldu yine Bu sapsağlam vücudun kaba azametine. Tanrıça gibi yürür, dinlenir sultan gibi; Müslüman inancı var, …
Şub 23
Kış
Yine kış,Yine şems-i mesâda, ah o bakış,Yine yollarda serseri dolaşanAşiyansız tuyûr-ı pür-nâliş… Tehi kalan ovalarSükût eder sanılır mevsimin gumûmuylaHarab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,Ne giden,Şimdi yalnız kavâfil-i evrâkMütemâdi sürüklenir bir uzakUfk-ı pür-ıztırâb u nevmide. Yine kış, yine kış,Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış… Ahmet Hâşim
Şub 23
Gönlünü şu zamanın güzellerine kaptıran yorulur durur.
Gönlünü şu zamanın güzellerine kaptıran yorulur durur.Ey filan ağır ol ki, güzellik seni oyuncak hale getirmesin.Ahid veren hiçbir güzel yok ki ahdine hiyarret etmiş olmasın.Çok az kimse vardır, kendini vakf edeceğin ve onun da kendisini sana vakf edecek olan.Aşıklarına karşı mağrurlar ve onları reddetmedeler.Ve kişilerin kalplerini parçalamaya kasd etmedeler.Bir kere münasebet kursalar, diğer seferinde kesmedeler,Ahd …
Şub 23
Şiir ancak nazım ve ahenk itibariyle münasip düşen şey (ve ibare)dir
Allah şiir sanatına lanet etsin, zira bu sahadaNe de çok çeşit çeşit kara cahillerle karşılaşıyoruz.Bunlar garib şiir nevini (ve muğlak tabirleri)Dinleyiciye aşikar ve kolay gelene tercih etmektedirler.Saçma şeyleri sahih bir mana olarak görmedeler,Berbat sözleri de değerli bir şey saymaktalar,Doğru olan şiir nevini bilmemekteler veKara cahil olduklarından bunu bilmediklerini de bilmemektelerBizim dışımızdakiler böylelerini kınamaktadırlar amaDoğrusu biz …
Şub 23
Sürgünden Dönüş
-I-O kentin kapısı önünde ;Kuşkularla kuşatılmış ve dalgın,İç kentim mi bir dış kent miydi bu?Bilemem, bunu şimdi sormayın…Karanlık bastırıyorken girdim;El ayak çekilmiş dar sokaklardan,Bir ağaç altında oturmuştum, huzursuzÜşümüş ve türlü tehlikeye maruz,Karşı tepede bir konakBir iki penceresi ışıklı…Tepe eteğinde, güneşin yasını tutan,Karalar giymiş bir koruKoru değil “meşcere “ diyordum,Çünkü içim makbere gibiydi,Ortaçağda bir gece yaşıyordum..Bu …
Şub 23
Yaşlılar Korosu
Susturun ne olur şu olukları;Ne rahattı ama yağmur öncesi,Kesilsin hepsinin solukları,Biz miyiz onların eğlencesi?Biz de Arkadya’da yaşamıştık…Sanırdık, isterse iyi olur insan,Kalbimiz bu zırhı nasıl ne zamanKuşandı bilmiyoruz, vakit geç artık.Yavru kuşlara acımakla başlayıpKimseye acımamakla biter ömür,Duyguları kaybederiz bu kayıpBize bir kurtuluş gibi görünürBir yağmur yağmaya görsün, oluklar,Takma dişlerini takırdatırlarKelimelerle geçen ömrümüzü,Çekinmeden bize hatırlatırlar.Kurtlara yenilmemekti dileğimiz,Bizler …
Şub 23
Nihayet Faslı
Dünya ellerimden kayıyor sanırken,Kayan benmişim onun ellerinden;Anne, Baba, Arkadaşlar ve nicesiBuhar oldular ardarda Sıklıkla gözlerimde yağar yağmurları…Savaşlar, Ölümler, Dertler bir yana,Güzel besteydin ey Ömrüm!Bir fasıl heyeti loş bir salonda,Yorulmadan seni seslendirdi…Renk vermiyorlarsa da artık, hayli mahzun saz heyeti.Salon loştu zaten fakat işte lâkin,Sahne ışıkları da azalıyorAydınlandı koridorSahne arkasındaki ışıklar,Birden açıldı …
Şub 23
İbn el-Arabi
Hüzünden acıyave acıdan yeniden hüzne dönüşansızın sevinçfırlatır atar seni yaşam-İnan ki;‘Göğüs kafesindedir sevdiğinsoluğunla bir uçtan diğer uca sürüklenen’ Opus incertum (1959) Gunnar Ekelöf