Damla damla oluşuyor hayat 
Ölüm kımıl kımıl 
Duymak kolay 
Anlatmak değil
Her an 
Farkındayım 
Az az öldüğümün
Bilincindeyim doğan ayın 
Eriyen karın akan suyun 
Ve usul usul tükenen zamanın
Tekrarlayıp duruyor saat 
Vakit te mahluktur 
Vakit te mahluktur
İşliyor kalbim 
Eskiyor saçlarım 
Ve gözlerimin en ince hücreleri
Okuyorum hayatı 
Toprağın üstünden çok 
Altındakilerle var olduğunu
Toprak 
Ölüme aç 
Ölüme muhtaç 
Hayat
Ölüm muhakkak 
Ve ölüm mutlak 
Tek kapısıdır ölümsüzlüğün
Ölümle tanıştıktan sonra anladım 
Sadece bir kimlik belgesi olduğunu yaşamanın
Kesitler
Mahlukta devinen 
Gürül gürül bir ırmaktır ölüm
Babalar ölür 
Dolaşır eli ölümün 
Saçlarında anaların oğulların
Analar ölür 
Kök salar hasret yüreklere 
‘Bir evlat pir olsa da’ 
O zaman anlar ancak neymiş öksüzlük
Oğullar ölür 
Bir kafes olur ölüm 
Ana kalbi bir kuştur 
Azad kabul etmez
Sevgililer ölür 
Bir hicret olur ölüm 
Bir sıla
Mesela arkadaşlar 
Arkadaşlıklar vardır okullarda 
Bakarsın biri gelmez bir gün 
Ve artık hiç gelmeyecektir 
Simsiyah bir gölge düşmüştür adeta 
Bahçeye koridorlara sınıflara 
Bir fısıltı dolaşır dudaklarda 
Kimi kirpikleri ıslak 
Çökmüş bahçenin tenha bir yerine 
Elinde bir çöp resmini çizer toprağa 
Anıların 
Kimileri öbek öbek toplanıp 
Çaresizliği dile getirirler anlamsız sözcüklerle 
-Nasıl olur daha dün beraberdik 
-Salıncakta İki Kişi’yi izlemiştik daha dün nasıl olur 
-Geçen pazar kırlarda dolaşmıştık 
”Göçmen kuşlar yerli kuşlardan daha mutlu olmalılar 
Hayatı dolu dolu yaşıyorlar” demişti unutamıyorum
Sonra bir mezarlıkta Bir çukurun başında 
Bir kapının ağzında 
Herkez susar 
Konuşur ölüm
Ve sürer hayat.
Bazan bir tekerlek altında 
Ansızın gelir ölüm 
Apansız biter sınav 
Bir elektrik kesilmesi gibi 
Kesilir tulu emel
Bazan ölüm vardır 
Ölümden önce gelir 
Mesela bir hapishanede bir hücrede yaşanır 
Sorular hep yanıtsız kalır orada 
Sadece konuşan rüyalardır 
Yahut hayaller suskun duvarlarda 
Gözler kabul eder parmaklar kabul eder 
Ama beyin hep umuttan yanadır
Bazan akan bir film şeridinin 
Tek kare donan bir fotoğrafı gibidir 
Ölüm 
Karşıda bir manga asker 
Gözler namluların karanlık ağızlarını görmez de 
Takılıp kalır masmavi gökyüzünde 
Asılıp kalmış bembeyaz bir buluta
Ölümden uzak ölümler vardır 
Gazete ilanlarında rastlanılan 
Dünyaya bağlılığın zavallı 
Ve muannit 
Bir belgesidir 
Daha çok kalanlara ait.
Bir de bir örümcek ağının ortasına düşmüş 
Bir sineğin titrek bacaklarında seyretmiştim ölümü
Ölümler vardır: 
Can kuş gibi uçar gider 
Bir martının süzülüp 
Kaybolması gibi maviliklerde
Erdem Beyazıt

 
                
                                                                










