Kategori: Türk Şiiri

Amnesia

Metin Erksan ve Mustafa Irgat için. ‘Rüzgâr suyun üzerinde durdu, ve ben yorgunum,’sanki kan, çocuk gözüyle, dağılıyordu göğe,duvara asılan resim, örselenmiş bakışlariç-içe geçtikçe!                      ‘Ve ben yorgunum’ derken bir harfyuvarlandı kan gölüne, göle. Ossessione! Akşam, gül yapraklarıyla birlikte iniyorduşehrin kubbelerine, dem çeken güvercinlere.Akşam, ömrün sonunda gül …

Devamını oku

Nasıl?

kanadı kırık kelebeği zor yetiştirdik Acil’erenk yitiriyordu kırıkça sarı                                         az sarhoş pembedurumu ağırdı kapıda dikilen ilkbahara söyleyinboşuna beklemesinçekip gitsinkelebeğin öldüğünü ona nasıl söylerim ben Akgün Akova

Viran kalası hanede evlâd-ü ‘iyâl var

Gazeller 1Yâri bil, ağyarı bil, aklın başında yâr ikenFevt-i fırsat eyleme, fırsat yedinde vâr iken Evvelâ Hak bâdehû devlet rizâsın hoş gözetİltifât-ı hazreti Sultan Mecid derkâr iken Âleme cûd-ü sehânı kimdir inkâr eyleyenGül gibi pertev salan hüsnünde şems izhâr iken Gayre göstermek ne hacet de£ter-i a’mâlimiSen mürüvvet mâdeni sancakta defterdâr iken Böyle dermân etmemek lâyık …

Devamını oku

Yeter çalındın ey hâce fenâ mülkün metâına,

Nazar kıldıkça insâna gönül hayrâna dolanur,Acebdir kimi Hakk ister, kimi butlana dolanur. Gel ey dertsiz kişi dervişliğe duruş sâ’y eyle gel bundaBu hâl ile olursan bil işin hüsrâna dolanur. Nedendir kani olmuşsan murad‐ı nefse dalmışsın,İçine hırsı almışsan işin şeytâna dolanur. Yeter çalındın ey hâce fenâ mülkün metâına,Çok uzatma ki Azrâil gelür bu cânâ dolanur. Gönül …

Devamını oku

Şöhretim isyan benim sen afv ile meşhûrsun

Sâyesi düşmez yere bir böyle nahl-i Tûr’sunMihr-i âlem-gîrsin başdan ayağa nûrsun Târik-i gülzâr-ı âlem mâlik-i mülk-i ademMünkirîne mahz-ı mâtem mü’minîne sûrsun Sensin ol şâh kim Süleymanlar kapında mûrdurOn sekiz bin âleme hükmetmeğe me’mûrsun El benim dâmen senin ey rahmeten li’l-âleminŞöhretim isyan benim sen afv ile meşhûrsun Padişah-ı evvelîn ü kıblegâh-ı âhirînEvvel ü âhir imâmu’l-enbiya mezkursun …

Devamını oku

Bir hasîrüm yoğ iken külbe-i ahzânumda

Bir hasîrüm yoğ iken külbe-i ahzânumdaBûriyâ nakşı görinür ten-i ‘üryânumda Sâyemi ben başuma ben gün doğacağın bilürinBaşa ol gün mi doğar sâye görem yanumda Merdüm-i dîde ciger gûşelerini néce birGötürem kendü yetîmüm gibi dâmânumda Yédügüm ayru géderken seg-i kûyuñla benümGörmedüm nân u nemek hakkını yârânumda Baña ol nâme-i a‘mâl yeter ÂHÎ kimYâr hattıyla ğazeller ola …

Devamını oku

Kadın Nedir, Çiçek Nedir?

Kadın nedir?… O münevver menekşedir ki uçar,Samîm-i hüsn-ı bahârında hande-i âfâk,Çiçek nedir?… O da bir aşk-ı mütebessimdir kiŞemîm-i rûh-ı behîminde bir kadınlık var!.. Çiçek meâl-i ebedden terekküb etmiş ise,Kadın hayâl-i ezelden temessül etmiştir.Bu mâh ü mihre mutâbık bir teşâbühtür;O, rûhu, rikkate âid, bu kalbe âid ise… Kadın, semâ; o da bir nuhbe-î tesellîdir,Kadın, çiçek, o …

Devamını oku

Çıktığın Geceler

Ba’zan sarı bir çehre-i ru’yâ gibi hissiz.Tenhâ bir ufuktan görünürsün bize sessiz… Çehrenden akan hüzn-i ziyâ, hüzn-i müebbed.Her rûha döker giryeli bir hasret ü gurbet,Bir hasret ü gurbet ki bütün geçmişe âid: Günlerle ölen hâtıralar… her şeyi râkid.Her bir şeyi pür hande yapan mâzî-yi mes’ûd…Bir lâhza sevilmiş, unutulmuş, keder-âlûd,Ru’yâlı kadın gözleri… âsûde semâlar:   Sislerde …

Devamını oku

Günahım işret olsun affeden Allah-ı Ekberdir

Günahım işret olsun affeden Hüdai Ekberdir,Bu halı ta’n eden insan değil bir laet-i şerdir. Biri gizli günah etse olur mu gözleri mahmur,Bilinmez böyle mücrimler neler vardır neler vardır. Kıyamet kopsa da görsek ibadullahı seyretsek,Sukara, zümre-i sofi, müra-i hep beraberdir. Benim bu işretimde kıl kadar hakkul abd yoktur,Şefiül müznibin affettirir emri mukarrerdir. Çekersen bir kadeh bâde, …

Devamını oku

Yana Sızıla

I./ Yontular, hepsi dağılıyorlar. Ağolup dağılıyorlar. Öptüğün an. O yerde; ırmağın denize döküldüğü,bildik bir çiçeğin koparılmadığı, biraçalyanın varlığından habersiz,kuşların kısacık öttükleri veöldükleri, kimsesiz çocukların ırmak–ırmağın sürüklediği akağaçlarıtopladığı ve yonttuğu o kıyı,o kıyıda; yontular, hepsi de ağolup dağılıyorlar, o kıyıda, güneş–güneşin sürüldüğü ve ırmak denizedökülürken kopuk denizcileriniçki şişelerini kırıp uzun,gözalıcı dalgakırana gittiklerio kıyıda, dalgaların durmaksızın vur-vurdukları-bir …

Devamını oku