İstinye körfezinde bu akşam garipliğiBir mihnetin sonunda teselli kadar iyi. Hulyâ, serinleşen köyü, her an moratıyor;Sessiz gelen saat başı sürdükçe artıyor. Durgunlaşıp bir ayna kadar parlıyan suda,Dünyâ güzel göründü resimleşmiş uykuda. Binlerce lâle serpili yüzlerce bahçedenBeş yüz yılın kadehleridir şimdi yükselen. Eşsiz Boğaz! Şerefli hayâlin derindedir!Senden kalan o levhada her şey yerindedir. Yahya Kemal Beyatlı
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Güneş Filizi
Akasya ağaçları söyledi önceDelice kuşlarından yapraklarıylaIrmak boylarında birer tanrı ıslığıYılkılık istasyonlar, kamışların duasıSabah ezanları söyledi, çalgıcı kahveleriGözleri bütün dillerde merhametin gökyüzüKöpekler söyledi sokakların ıssız çanıylaİncinmenin ebruli ipini geçirerek canındanKirpikleri avuçlarında birer kandil ölüsüÇay bardaklarında soğumuş ihtiyarlar söylediEşikleri hayıf terazisi evlerDeniz turnaları, balıkçı rüyalarıArastanın rüzgârsız dükkânları söylediÇerçevesi can çekişen zaman eskileriDeğirmenler, okul kapıları, paslı pulluklarEmekleri yüzlerinde …
Şub 23
Çocuklar ve Trafik Lambaları
Şehirde sonbahar sokaklarda çocukKimi üç yaşında kimi beşKağıttan mendil satıyor gibilerAma değilPara istiyor gibilerHayır değilHep aç gibilerO bile değilGece neredeydiler rüya gördüler miEn son ne yediler bilmek istemezsinizHem sizin işiniz var öyle değil miToplantı başlamak üzere ve daha trafiktesinizBu hep böyle yıllardır ve böyle kalmayı sürdürecekSiz bir süre sonra çekip gittiğinizde deTrafik ve toplantılar devam …
Şub 23
Kıyıdaki Ev
Kanıt aramadı hiç; kuşku duymadı.Düşündü durdu geride bıraktıklarını,genç ölüleri.Nereye yerleşeceklerdi karaya çıktıklarında?İşte şu boş ahşap ev kıyıda, Rumlar’dan kalma,o bildik sesi denizin aynı dili konuşan.Oysa susarak geçirebilir o, kalan günlerini.Kim sürecek şimdi bıraktığı mallarınakarşılık verilen on dönüm tarlayı,kim toplayacak zeytinlerini yüz kırk ağacın? Alış alışabilirsen yenidenbu yeni rüzgâra, meraklı komşulara.Martılar aynı martılar mıunutmaya çalıştığın adada …
Şub 23
Kapılar Açık Kalsın
Hiç kimse buyur etmedi beniBu dünyada hiçbir yereAma açtım bütün kapıları tekmeleyerekBütün engelleri göğüsleyip yıkarakBuyrun dediler o zaman incelikleBuyur ettilerVeBuyurdum Elimden geldiğince görevimi yaptımGülümsedim hıçkırıklarımı boğarakSonunda kimsenin yorulmadığı denli yoruldumArtık kapılar açık kalsınBundan sonra gireceklereŞimdi dinlenmeye gidiyorumHoşcakal güzel dünyam. Aziz Nesin
Şub 23
Yalıoba Günlüğü
Bir bir çatlıyordu kılcal damarlar.“mutluluktandır.” dedin.Yeşil bir koku yayılıyordu havayabiçilen otlardan.Bilinmez bir yönden esiyordu meltembir düşten uyanmadan,bana senden haber getirircesine.Acemi gözlerle baktım eskimiş dünyaya:sabahın ovada dağılan sisini gördüm,sendin uzaklaşıp giden dağlardan dağlara. *****“Güzel ” anlamını yitirdi diyordu dervişakşamın geceye dönüştüğü bu saatlerde.Ey dünya, koca dünya, uçsuz bucaksız çöl,oysa kendini alışmış sanırdın sen gülünedikenine…Şimdi yürürken Karasu …
Şub 23
Minik bir yavrunun ölü bedeni sahile vurmuş
Tekne batmış, rüzgar savurmuşMinik bir yavrunun ölü bedeni sahile vurmuşÖylece hareketsiz yatıyor kumsaldaYanında ne ana var, ne de babaÖlmeden önce gördüğü belki bir balıkKulağımda yankılanır hala sessiz bir çığlık Fotoğrafta yatana bak ey gözlerim!Bir an fotoğrafta yüzünü dönse bizeBakabilir miydim gözlerine?Başımı öne eğerekGözlerim dolsa, çenem titreyerekHıçkıra hıçkıra ağlasamO denizi gözyaşlarımla doldursam… Biliyorum faydası yokFaydası yok. …
Şub 23
Oğlum
I Ben de düşkündüm oyuna,Ben de kumları avuçlarKazardım tırnaklarımla toprağı,O zaman da çocuklar oynardı,Ama benzemiyor bütün oyunlarımız,Gezdirdim ceplerimde şıkır şıkırDeniz kokulu taşları,En güzellerini topladımMidye kabuklarının.Saldım bahar rüzgârınaUçurtmaların en süslüsünü.Ne kurulunca koşan tramvaylarım vardı,Ne çekince giden develerim.Balıklarımızı tanırdım,Adlarını bilirdim kuşların;Seçerdim düdüğündenLimanımıza uğrayan vapurları.Bilirdim yanık yüzlü kaptanlarımıDenizkızı’nın Selamet’in;Ben de ayırırdım onlar kadarPoyrazı karayelden.Gemiler tanıdım, çift direkli,Tutmazsa rüzgârıAçıklarımızda …
Şub 23
Bu Eller miydi?
Bu eller miydi masallar arasındanRüyalara uzattığım bu eller miydi.Arzu dolu, yaşamak dolu,Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan. Bilyaların aydınlık dünyacıklarıBu eller miydi hayatı o dünyaların.Altın bir oyun gibi eserdiAltın tüylerinden mevsimin rüzgarı. Topraktan evler yapan bu eller miydiKi şimdi değmekte toprak olan evlere.El işi vazifelerin önündeTırnaklarını yiyerek düşünmek ne iyiydi. Kaybolmus o çizgilerdenFalcının saadet dedikleri.O …