Kategori: Türk Şiiri

Güney Hastalığı

Ben dostum vaktiyle bir güney şehrine gittim,Yanımda – sevince öyledir! – dünyanın en güzel kızı vardı,Ama neyleyim ki içimde yine o garip sızı vardı,Sonunda, o güzel günlerimi berbat ettim. Eylüldü dostum, aylar içinden Eylüldü,Ateşi düşmüştü artık hummalı kalbimin,İyileşmiştim dostum, sonra o akşam üstlerininHer saati bir altın yaprak olup döküldü. Uzanmıştım boylu boyunca güney düşüncesine,Bilirsin aşk …

Devamını oku

Sevgilimsin

Sevgilimsin, kim olduğunu düşünmeye vaktin yok, yapacak işleri düşünmektenKalabalığın içinde kalabalıktan biriGecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibiSevgilimsin, ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizliDün geceki tamamlanmamış sevişmeden Sevgilimsin, boğuk aşkım, kanayan gençliğimUçuruyorum seni çocukluğuna doğruKanatların yoruluyor, ter içinde kalıyorsunGece yanı başımda bağırarak uyanıyorsunHer sabah el sallıyorum metalle karışmana Sevgilimsin, arasına bir kâğıt koyup …

Devamını oku

Her Akşam ki Yolumda

Her akşam ki yoluma koyulmuş gidiyorum.Her akşamdan vücudum bu akşam daha yorgun.Öyle istiyorum ki bu akşam biraz sükûn,Bir cami eşiğine yatıversem diyorum -Rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum!Sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun;Bu akşam, artık seni anmayan İstanbulunBomboş bir camiinde uyumak istiyorum. Sonsuz sessizliğini dinlemek istiyorum.Bilirim ki taşlığın bir döşek kadar …

Devamını oku

İnsan Kendisinin Rüyasıdır

İnsan kendisinin rüyasıdırGeçerken bir uçtan bir uca ömrünüYaşanılanlar anıya dönüştü müGeriye bir rüyadan izler kalır Kimdi o çocuk ben dediğimO delikanlı ben miydim gerçektenŞimdi bir tren penceresindenBaşka yaşamlara bakar gibiyim Zamanı eksilten saniyelerdenSevinçlerden, üzüntülerdenHangisi düş, hangisi gerçek Sonunda sanki her şey eşitlendiGeriye şiirler kalacak belkiRüyanın gerçekliğine tanıklık edecek Ataol Behramoğlu

Kışa Giderken

İndirin perdeleri, indirin perdeleri…Sonbahar ağaçlarda ağlarken yaprak yaprak.Hışıldayan bu altın yağmuruna dalarak,Dinleyin içerimde serinleyen kederi. Çekin, önüme çekin şu yerdeki minderi,Sükûn, beyaz bir gömlek gibi ürpersin bırak.Çın çın çınlarken uzak, çok uzak bir çıngırak,Ah, indirin camlara bembeyaz perdeleri. Sonbahar, ölen günle basamakta duruyor,Saniyeler kafese bir el gibi vuruyor,İsterse hemen yarın evim örtülsün karla. Ferah veren …

Devamını oku

Bir Kenti Bırakırken

Bir kenti bırakırken anımsananDaha çok küçük şeylerdirBakkalın borcu ödenirVe uzak bir tanıdığa rastlanır son anda Bir kent nedir ve bir insana Bıraktığı şey nedir bir kentinUzayıp giden tozlu yollarSonuçlanır yassı dağlarla Bir kenti bırakırken, alışılmış–Bir şeydir bırakmak bir kadını daYürürdün koruluklaraYüzünü taşıyarak onun Ve çayların akışında her zamanEskiyi anımsatan bir şey vardıBulanık olduklarından mıYoksa yaz …

Devamını oku

Yazdım Yeryüzünün Kalbine

Gece sessiz. Sızıyor balkondan odaya usul kalp atışları şehrinunutulup gidecek yaşanan bu an´da zamanın bulanık sularında. Ey! Dünden bugüne taşınmışeşsiz kederiyle kabul gören geçmiş.Yazdım, harf harf yazdım yeryüzünün kalbine,acıdı kalbim. Her veda kaybedilmiş bir topraktı bedenimden ve aşktitreyen kandilleriyle sonsuz gökyüzü. Kapısı sert çekilmiş odalardakendine terk edilen aşklardan döndüm,sonu aşka varmayan yollardan tekrar tekrar kendimden …

Devamını oku

Tablo

Yüzümü pişirmiyoriçimdeki cehennemyüzyıllarımın uçan sayrısıağaç dallarında titreyen matem Ben her dem kendim içreyimkehribarî bir füsundağarcığımda tortulanan arzular.İpeksi bir tutku mayalanırazdırılan her zerremde BenHangi çağın kalbine sıkılan ölümümhangi dirim anından fırlayan en son insangergin bekleyişler sızıyorağzımın kenarındanbir balona üflenen son direncimbüzüşen soluğumdan Nefsimi kurumaya terkettimaşka dair değildi hiç bir şeykreması bol tutkular mezatındavuruldu duygularım düştü fitili …

Devamını oku

Kuş sesi ürkek

I. çağıran sesim kuş sesi ürkek korkunç uzuyor sessizlik şimdi tüfekleri doldurmak vakti çağıran sesim kalbin saatini kurma vakti o süslenmiş tabuttan hafiflik alınmalı tren rayları ve çile herkesin biraz ağzı ve kaderi metalden gül dökmüş anneleri kadın mutlu adam kamyon kadar ağır çağıran sesim kuş sesi ürkek II. bir nefes olduğu için bu şiir …

Devamını oku

Anladın mı?

Hicran destanını kendinden oku,Mecnun’dan duyup da rivayet etme.Aşkın Leyla’sını gördünse söyle.Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,Senin aradığın zevk, sefa düğün.Tutacağın işi önceden düşün;Daha ilk adımda nedamet etme. Sevdanın oduna pek güvenilmez,Tutuşurşan eğer kolay sönülmez.Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,Canına kıymazsan seyahat etme. İyi bak kabına, olmasın delik,Boşuna taşırsın, gider gündelik.Anında …

Devamını oku