Korkarım felekte bir günBir bayram yemeğinde.Anam, babam gibi kardeşlerimde,En güzel dalgınlığında ömrün.Beni gurbette sanıpKeşke gelseydi bu bayramDiyecekler.Ve birdenbire yürekler,Aynı acıyla yanıpHepsinin gözleri yaşaracak.Öldüğümü hatırlayarak. Cahit Sıtkı Tarancı
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Fikr-i Sabit
Ne bileyim benKimdi Amerika’ yı keşfeden Ne eder beş kere beş Güneyden mi kuzeyden mi doğardı güneş Kaçıncı padişahtı Yavuz Aylardan Nisan mı yoksa Temmuz Ne bileyim nereye gider turnalar Şeftali ne zaman çıkar Bahçemde gül açmış ya da karanfil Umurumda değil Sabahlara dek kadeh elde Aklım fikrim o güzelde …. Cahit Sıtkı Tarancı
Şub 23
çelişkili kötü şiiridir
kadercinin / kendine tapmadan önceki son -ya da sona yakın- öfkesinin bir dünya görüşünün yorumuna başlangıç olan/ çelişkili kötü şiiridir açtık çok açtık çok çok açtık ekmek istedik kadın istedik tanrı İstedik ve oturup ağladık niyeve niye hiç görmemiş gibi sankioturup hep birlikte ağladık ona şaşıyorumona şaşıyorum biz sanki hiç ekmek görmedikyemek içinhadi hiç görmedik …
Şub 23
Hanımefendi
Utanmayıp da size kıçımı göstersem Kıçımda don yok vallahi Mevsim demokrasi saat sekiz suları Hanımefendi karnım aç Size söylüyorum hanımefendi Kıçımda don yok dedim duymadınız mı Karım geçen Perşembe öldü sağır mısınız Cebi üç kuruş gören İnsanın suratına tükürüyor hanımefendi Neden olacak veremden tabii Bakın gıcır gıcır bir gece saksıda zülbaharlar Birazdan ayışığı da çıkacak …
Şub 23
Gece Düşleri
gece düşleri alır götürür benisığınmacı akşamların hüznüne-ne çok şey anlatılır ya da anlatılamazbaskının direnmeye davetineölümlerin yeniden dirilmelerine bir kent düşünün her evde bir yaralı-ya ölüler ya ölemeyenler ya ölümü bekleyenlerdüğünlere kan bulaşmış bir kez-sevgiler tutsak tek kişilik hücrelerdesular da çürür yetmişiki gün boyunca gece düşleri alır götürür benidimdik yüreklerin yanında nöbeteşarkı, türkü, şiirle dolmayakilit vurulmuş …
Şub 23
İnfaz
mahcup bir cellat gizli bendeher gün yağlar durur ipinivakti yok infazlarınkendi infazda vakitlerinhızarlara gelemem gayrıhizalara daçürütülmüş bir köküm şurda burda seni düşlemeye gün yetmiyor artıkgünler bende bakırçalığıserin rüzgarlarda saçlarınyapraklarda sesinbin yıldızlı gök yaptım gözlerindensevgilim demek için geceme zor yollardayımönüm ardım cinnet mahyalarıcam kırıkları dökülüyor ıslıklardangül değil yalnızlık bu elden elekıyamet habercisi çarşılarda Arif Ay
Şub 23
Mutluluğun Resmi
Kokusu buram buram tüten Limanda simit satan çocuklar Martıların telaşı bambaşka İşçiler gözler yolunu. İnebilseydin o vapurdan Ayağında Varnanın tozu Yüreğinde ince bir sızı. Mavi gözlerinde yanıp tutuşan hasretle kucaklayabilseydim seninle, bir daha. Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi Bağrımıza bassaydık seni Nazım, Yapardım mutluluğun resmini Başında delikanlı şapkan, kolların sıvalı, kavgaya hazır Bahriyeli adımlarla düşüp yola …
Şub 23
Yoksa Ben Ölmek Yerine Durum Şiirleri mi Yazsam
1Ihanetler silsilesinden geçtimNe aşk, ne arabesk sevgilimBen gerçekten kederdeyim 2Mart yine soğuk geçti, uzadı sakallarımDüşman gibi bilinen tarafların ortasında şaşırıpkaldım(Eski yoldaşlarım,Yargısız infaz timleri,Ve bir de kirletilen doğanın sayrılık melekleriÜçlü bir ölüm çaprazına aldılar beni…) 3Ne zaman düşünsem aynıNe zaman üşürsem yağmur yağarYoksullar koşar sokakta,Şimşek üstüne yıldırım,Yıldırım üstüne şimşek iner başıma 4Sokaklar umutsuz dolaşılmıyorŞiir desen işsiz …
Şub 23
Suyu Dinleyen Çöl/ Sözün Yırtıldığı Yer Bölüm II
I Bozgun… Her acının bir ömrü var… Ben geldiğimde bozgunBütün mevsimlere uğramıştı.Siyah külleri ve yaşlı çocukları vardı şehirlerin.Geç kalan şair için çadırımız yok, dedi onlardan biriAcı, gölgesini bıraktı yüzümüze. Ve gitti…Dönecek amaYeni sözler öğretecek dilimize… Orada kimsenin giymediği bir elbiseydi umut,Ölüm yaşamdan çoktu… II. Bedel… Aralarında Onlar kadar kimsesizdim…Sıcak, günlerimizi eritecek pek yakındaDedi onlardan biriToprağımızı …
Şub 23
İihami Çiçek
Ey kalp! gece olsun,vehmi ve cinneti emziren -Avcundadırçocuğun ve delinin,Allahın eli-layemut gece -Gezginin saatidir kititreyen kandilin nurundaarar kendi yazısız taşınıher mezarlıkta Derunumdaağır ağır kurudu kırmızı zakkum,karardı sebilin mermerive gizlendi bu belleksiz zamandansönen bir yangın gibikûfi. Ezelden beri mi göçüyorum ben?Her hayalkalbe dönerve vurur bir eskisaatin sesiyle:-Bana gel.Kimdir ki o ben,mevsimbir yaprak ırmağı gibiakıp gider içinden …