Kategori: Şiir

Kuru Ayaza Bıraktın Beni

Beyaz çarşafların üzerinde,Sağıma dönemez’im.Soluma dönemez’im. Münker duvar,Nekir pencere.Dilim, cenin dili. Rahim’den aldın,İnce yağan kar altındaKuru ağaca döndürdünKuru ayaza bıraktın beni. Takık dişlerimi aldınBeyaz bıyığımı incelttinKara boşluğa yumdun ağzımı,Kımıldayan er kolumuDemirlere bağladın. Tüm Kitap, çekildi hücrelerimden.Cümle kılcal zaman, iplik gibi çekildi.Doksan dokuz adın, döküldü sofradan bir bir.Kaldın usumda, savrulan bir edat gibi ey nehir. Mehmet Taner …

Devamını oku

Beni Hayata Geri Verdiğin Sırada

Beni hayataGeri verdiğin sırada,Orada olamam.Yapraksız bir dal gibi;Bir ırmak yatağı gibi, kurumuş. Teşekkürler gene deBu ışık damlası içinAramızda. Acı-Bilinç için,Ki kendisineDeğerKatlanmaya. Yeşerecek olanO uzak yaprağın bilinci,Körpe ağaçlarda.KalsınTitreşim, Lütfunla,Baharlar boyuKırık boynumunOkluğunda, Yarı söz, yarı karanlık kara. Mehmet Taner

Şen olasın Halep Şehri

İşte geldim gidiyorumŞen olasın Halep ŞehriÇok ekmeğin, tuzun yedimHelal eyle Halep Şehri Sana derler ArabistanDört tarafın bağ u bostanHaber geldi nazlı dosttanDurmak olmaz Halep Şehri Aşık Garip düştü yolaHızır yardımcısı olaGöründü gözüme sılaSen kal burda Halep Şehri Aşık Garip

Şen Olasın Halep Şehri

Hiç kimse senin kadaryakıştıramamıştır hüznü kendineHüzünler ki aşkın ve şiirinyıllanmış sarabıdırdamıtılmıştır acıların imbiğindenHüzünler ki şairlerin yüreğiden uçuşansararmış çiçek tozlarıdırBiraz da şairlere özgüdür hüzün Bozkırın yalımına direnensolgun bir gül gibi yüzünAcının, sabrın ve yalnızlığınsessizliği sararıyoryorgun güzünde alnınınVe artık bir bir şey bırakamıyorsunbekleyişlerden başka kendineBiraz da şairlere özgüdür bekleyiş Hiç kimse senin kadaralışkın değildir ayrılıklaraAyrılıklar ki nişanlısıdır …

Devamını oku

Piraye İçin Yazılmış Saat 21 Şiirleri – 18 Ekim 1945

Kale kapısıdan çıkarken ölümle buluşmak üzre,son defa dönüp baktığımızda şehre,sevgilim, şu sözleri söyleyebileceğiz :“- Pek de öyle güldürmedinse de yüzümüzü,    çalıştık gücümüzün yettiği kadar                                                   seni bahtiyar          …

Devamını oku

Otobiyografi

1902’de doğdumdoğduğum şehre dönmedim bir dahageriye dönmeyi sevmemüç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettimon dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliğikırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğuve on dördümden beri şairlik ederim kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilirben ayrılıklarınkimi insan ezbere sayar yıldızların adınıben hasretlerin hapislerde de yattım büyük otellerde deaçlık çektim açlık grevi de içinde ve …

Devamını oku

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gülGül yağını eller sürünür çatlasa bülbülEtsem de abesdir sitem-i hâre tahammülGül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül Ellerle o zevk etdi ben âteşlere yandımÇektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandımDerlerdi kabûl etmez idim, şimdi inandım:Gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül! Senden güzelim çare bana kat’-ı emeldirEtsen dahi ülfet …

Devamını oku

Mazlumun âhı öyle etkili bir silâhtır ki, bir anda yeri göğü tersyüz edebilir

Adalete dair bazı örnekler: Klasik kültürümüz içinde öyle çok ve vurucu örnek bulmak mümkün ki seçim yapmak bile hayli zordur doğrusu… Ziya Paşa der ki mesela: Zâlim yine bir zulme giriftâr olur âhirElbet olur ev yıkanın hânesi vîrân“Başkalarına zulmedenler sonunda kendileri de zulme uğrarlar; ev yıkanın evini yıkarlar sonunda” demek olur. Devam eder aynı minval …

Devamını oku

Ne geçmiş ne de gelecek, dem bu demdir…

Mezarlıktan çıkıp eve gittim. Annem şaşkın bir hâldeydi. Her gece beni sarhoş olarak görmeye alışmıştı. Her zaman eve sabaha doğru gelirdim. Onu hasta olmadığıma ikna ettikten sonra kendi hâlime bırakıldım. Gördüğüm hayalleri düşündüm ve erkenden yattım. Ertesi sabah çarşıya gittim. Birkaç küçük tencere, tabak, sahan, kaşık ve mangal gibi eşyaların yanı sıra yağ, pirinç, kahve …

Devamını oku

Geceler ve Hayalin

Gündüz sende dinlenen hayalinYol ve gece korkusu bilmeden,Bana gelir, geceleyinBu öyle sürecek senden habersiz,Günlerin sona erdiği geceHayalin beni bulamayacak;Gece yolcusu bütün hayallerinİstanbul sorumlusu Yahya EfendiyiÇarşamba semtinde arayarak,Gözlerime ne olduğunu soracak.Hayalin hafifçe gülümser gider;Ne yağmurda ıslandığı görülmüş,Ne de beyazda karla örtülüdürDolmabahçemi, Unkapanı mı,Güzergah belirtilmeden,Bana tek söz etmedenSadece gülümser, döner ve gider;Hayalin her olağanüstü güzel,Seni ilk tanıdığım …

Devamını oku