OdadaNeydi onlar, açmalık belki;Camekânda neft, güherçile,Belki de rum ateşi. YanıbaşımızdaBir su akardı eli serçeli,Sepetler tıklım tıklım havlu, bez;Öpüşlerle yeniden çizerdim seni. ÜstümüzdeUzayıp giden çamaşır ipiniKimi ben görürdüm, kimi sen;O ipti işte aşkın yazı dili. DünyadaBakışımlıydı, çocuktu bedenlerimizEzilir ezilirdi aralarındaYağmurkuşugillerden biri. Cemal Süreya
Kategori: Şiir
Şub 23
Aslan Heykelleri
Çoğaltan ellerini seviyorum kaç kişiDokundukça dokundukça aslanlaraParklarda yakışıklı aslan heykelleriBirdenbire önümüze çıkıyorlar buysa çok güzelBizim bu aşkımızın aslan heykelleriŞahane değişik hüzün heykelleri yaniBen bütün hüzünleri denemişim kendimdeBir bir denemişim bütün kelimeleri Yeni sözler buldum bir nice seni görmeyeliDaha geniş bir gökyüzünde soluk aldıracak şiireHadi bir de bunlarla çağır gelsin aslan heykelleriOldurmanın yıkmanın yeniden yapmanın aslan …
Şub 23
Anımsama
IBak, anımsıyorum öğrenciliğimizi…Merdivenlerde rastlıyorum sana, rengim atıyor,Sen henüz farkımda değilsin ve bundan dolayıHazırcevap kesiliyorum tamamen. Seni düşlüyorum…Ne söylesem sanaFısıltıyla söylüyorum, gülümsüyorum,Patlamış şeftali tomurcukları sanıyorumGiysindeki düğmeleri.Bir bilsen, nasıl arzuluyordu yüreğim seni,Nefesine atışlarını nasıl bağladığını… Sen artık farkımdasın ve bundan dolayıDaha da artıyor başkalarıyla sohbetin. II… Bak, el ele tutuşmuşDolaşıyoruz en eski semtleri.“Uzağa gidelim, görmesinler”.Demiyorsun artık eskisi …
Şub 23
Gölge
Geriye bakmaya zorlama beni hiçbir zaman,Biliyorum, yol aldıkça ardımda kalıyor hayatVe hak ettimse gerçek tutku,Cesedime bir ışık olarak vuracak. Henüz toprağa gölgesi düşüyor,Başka bir dünyaya göçen bedenin,Kurumuş ve parçalanmış olarak,Yüzükoyun düşüyor ve acıyla ağlıyor. Ve benim yerime başkaları deniyor,Dağa dönüştürmeyi gölgenin ağlamasını.Oysa o tek başına ve bir yabani hayvan gibiKendi tükürüğüyle sağaltıyor yaralarını. Benim gölgeye …
Şub 23
Savaşa Karşı
Kimdi korkunç kılıcı icad eden?Ne vahşi, ne katı yürekli adammış.Kan dökülüyor o gün bugün sel gibi,Savaşlarla sarsılıyor insanlık. Artık ölümün yolu kısa ve korkunç.Belki suç, kılıcı icad edende değil.Vahşi hayvanları öldürelim diyeBize armağan ettiği aracı belkiBizler kardeş kıyımı için kullandık.Başımıza gelenler, hep altın yüzünden;Tahta çanaklarla çorba içtiğimizdeSavaş nedir bilmezdik. O zamanlar,Kaleler, kuleler, surlar yapılmamıştı;Sürüsünün yanında …
Şub 23
Yollar
Bir lâmba hüznüyle Kısıldı altın ufuklarda akşamın güneşi; Söndü göllerde aks-i girye-veşi Gecenin avdet-i sökünüyle… Yollar Ki gider kimsesiz, tehî, ebedî, Yollar Hep birer hatt-ı pür-sükût oldu Akşamın sîne-î gubârında. Onlar Hangi bir belde-i hayâle gider, Böyle sessiz ve kimsesiz, şimdi? Meftûr Ve muhteriz yine bir nefha-yi hayâl esiyor; Bu nefha dalları bî-tâb ü bî-mecâl …
Şub 23
Saat Kaç?
Şimdi vakit çok geç olmalı.Keder yürekte geçirdi geceyi…Gene de huzur vermiyor acı pişmanlık-Saat kaç, saat kaç? Penceremde duruyorum, değişmiyor gece,Bütün bir sonbaharı başıma yıktı.Şimdi ancak üç olabilir, belki de-Saat kaç, saat kaç? Saat üç çeyrek olmalı,Dışarı bakınca hava karanlık.Garın gongu çalıyor onüçüncü kez-Saat kaç, saat kaç? Düşüncelere karışmış karanlık koridor,Gecenin arabacısı seçemiyor yolu.Gene acı acı …
Şub 23
Şarkılar
Güller, servi dalları, sırma tellerle,Bir tabut gibi,Süsleyerek bu kitabı sevimli, hoş,Koysam içine şiirlerimi. Aşkı da koyabilsem! YeşerirAşkın mezarında huzur çiçeği,Büyür, açar koparılır-Benim için açması, ben ölünce! İşte şiirler, Etna’nın lavlarıGibi taşkın nağrımdanKıvılcımlar saçarak fışkırdıEtrafa bir zaman. Şimdi hepsi sessiz, ölü adeta,Donmuş, katı, buğulu,Fakat canlanırlar eski ateşte,Esse üstlerinden aşkın soluğu. Dile gelir kalpteki duygular,Aşk soluğu çiy …
Şub 23
Maximus Kendi Kendine
1 En basit şeyleri en son öğrendim.Birtakım güçlükler bu yüzden çıktıDenizde bile yavaştım, kumanyamı alırken,Islak güverteden geçerken.Anladım benim işim değildidenizlere açılmak. Ama işim denizlerdeyken bile,yabancı kaldım en bildik şeylere. Geç kaldım,ve aklım yatmadı adamın ileri sürdüğü gibiböyle gecikmelerinartık doğası gereği olduğunaboyun eğmenin, ağır akan zamandahepimizin geç kaldığına,başka başka insanlara dönüştüğümüzebüyüdüğümüz zamanve tek olanınkolayca tanınmadığına … …
Şub 23
Okurken
Okurken çizdiği bir satırı gördüm o elinbir kitapta. O eli gördüm, o elin ışığını.Sahipsiz bir karanlıktan çıkardı beni.Kitap oradaydı ve bilmiyordum oradaolduğunu. Kitabı okuyan oradaydı vebilmiyordum, çizilmiş satırı görene değin. Senin elindi o satırı çizen, bir sayfayıçevirince incecik bir ışık düşüren geceme.Elimden tutan senin elindi o ışığa doğruyürürken. Bilmiyordum ve öğrendimyıllar sonra yeniden okurken o …