Kategori: Şiir

Muhayyer Sünbüle

                – Fırat Kızıltuğ’a- Bu rüzgârla, şimdi çoktan unuttuğumTarlalarda başaklar eğiliyor;Değirmen miydi depo mu, o yıkık…Terkedilmiş yapının bacasında,Derin düşüncelerde iki leylek;Birisi ayakta ve çökmüş diğeri. Bu rüzgâr, şimdi deniz kokusunu,O kadîm sâhilde gezdirirkenBir şeyi yapamayacak yalnız…Ölmüş güzellerin saçlarını, -Onları ben unutmamış olsam da-Artık dağıtmayacak bu imkânsız. Duyulan bir …

Devamını oku

Muallâka

1- Durun! Sevgilinin ve onun ed-Dahul ile Havmel arasındaki Sıktu’l Liva’da bulunan yurdunun hatırasına ağlayım. 2- Tudih ve el-Mikrat’a kadar uzanan, güney ve kuzey rüzgarlarının dokuması sayesinde henüz izleri silinmemiş olan hatırasına ağlayım. 3-Sevgilinin yurdunun geniş alanlarında ve oradaki su birikintilerinde, bembeyaz ceylanların karabiber tanesine benzeyen gübrelerini görürsün. 4- Göçlerini yükledikleri günkü ayrılık sabahında ben, …

Devamını oku

Yaşlı Bir Adam

Gürültülü kahvenin içerlek bölümündeyaşlı bir adam oturuyor tek başınabaşını masaya eğmiş, önünde bir gazete. Ve sefil yaşlılığının küskünlüğü içindehayatını nasıl boşa harcadığını düşünüyorgüçlü, yakışıklı, sazı sözü yerindeyken. Biliyor artık çok yaşlandığını, duyuyor, görüyor.Oysa daha dün gibi geliyor ona gençlik günleri.Nasıl da hızla geçmiş zaman, nasıl da hızla geçmiş. Onu nasıl yanılttığını düşünüyor aklının,ona nasıl her …

Devamını oku

Gece Treni

Tren gece yarısı geçiyordu tuğla harmanının önünden;bir an, trenin nabzını duyuyordu evler duvarlarında,pencerelerinde, korkmuş ya da şaşırmış gibi.  Sonra uykuya dalıp unutuyorlardı. Bütün gece gözünü kırpmadı.  Damarlarının içinden geçmişti tren,Getirdiği, alıp götürdüğüyle. Ve o, kendi içinde, tarlaların ötesinde, ağaçların gerisindeSon tren düdüğünü bekledi kalkabilmek için. Yannis RitsosÇeviren: Cevat Çapan

Pencere

Sonra sessizlik, hareketsizlik. İkiyüzlülük bile diyebilirsin,çünkü, belki de bilirsin, kaç çarmıha gerilmiş çığlık,kaç diz çöküş gizlidiro dikey saydam görkemin gerisinde.Hele akşam olurken, şu bahar günlerinde, ve limanuzakta bir yangınken, yaldızlı ve kızıl,gemi direklerinin karanlık ormanında, balıklarıduyarsın, suların basıncında, küçük üçgen ağızlarıyladerin bir soluk almak için suyun yüzüne çıkan. Dikkat ettin mi?Böyle zamanlarda suyun yoğun aydınlığı …

Devamını oku

Şiir

Geçsin yıllar ölmüş olayımDağılıp toz haline gelmiş olayım Bir kız yürüsün üstümde yalnayak Derin ürperişlerle dolayım Papatya kokulu bacaklarını Sarayım için için yanarak. 1940 Stepan ÇipaçovÇeviren: Attila Tokatlı

Fakirliğim

Bu sabah az da olsa mutluyum,Bir fincan kahve ile bir paket dolusu sigara,İçki sonrası, yenilen yemeğe rağmen, cepte kalan otobüs parası. Bu sabah az da olsa huzunluyum,Küçük bozukluklarım olsa daKaygılıyım yarın için. Fakirlik benim mesleğim,Parlayan güneşe karşı göğsüm dikÇünkü günesin de banka hesabı yok Geçmiş ve geleceğimSevgili oğullarım ve kızlarım!Ara sıra mezarımın kenarındaki gür otlağa …

Devamını oku

Farkında Olmalı İnsan

Farkında olmalı insan,Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı. Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen…Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.Henüz bebekken ‘Dünya …

Devamını oku

7 Tane Erik Ağacı

Boş ver kafiyelere ReyisBoş ver şiir yazmaya evlatOtur da doğru dürüst7 tane erik ağacının hikayesini anlatEvimiz deniz kenarındadır Fındıklı’daEkmek paramız Beyoğlu’nda çıkarBeyoğlu’na bir yokuştan çıkarız yirmi senedirYokuşun ortasında bir arsaArsanın ortasında yedi tane erik ağacıSaydım yedi tanedirNe zaman yolum düşseErik ağaçlarını arar gözümYa kedi yavruları gibi sırıl sıklamYa buram buram bahar içredirlerYa bütün dalları kırılıp …

Devamını oku

Açık Deniz

Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.Kalbimde vardı “Byron”u bedbaht eden melâlGezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl,Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,Duydum akıncı cedlerimin ihtirâsını,Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu,Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu…Maplûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,Rü’yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular,Mahzun hudutların ötesinden …

Devamını oku