Ziyacığım, yaşamakla ölmek arasında ter döken bir adam olduğumu ve birçok defalar ölüme teslim olmaya kadar gittiğimi yakından bilirsin. Her seferinde beni eteğimden tutup geri çeken mukaddes “el”in parmaklarından biri de sen olduğunu gene bugün burada itiraf edeceğim. Hayata her dönüşüm biraz da senin eserin olmuştur. Zaten ben, seni tanıdıktan ve sana hayran olduktan sonra, derbederliğim, içki iptilam ve vurdumduymazlığım hariç, şiir aşkımla, şiirlerimle, açık gönüllülüğümle ve çok veya az mevcut bütün meziyetlerimle intégralement [tümüyle] senin eserin değil miyim?
Tag: Ziya Osman Oaba
Şub 23
Düşümde
Düşümde gördüm Cahit’i:Banka gibi bir yer,Aynı servise verilmişiz,Yolumu gözler. Baktım ki, toplamış memurlarınıNutuk çekmede şefimiz.El edip geçecektim yerimeSessiz. Cahit bu, dayanamadı, boynuma atıldı.Gözyaşlarını duydum yüzümde bir ara.O, düşümde ağladı.Bense uyandıktan sonra. Ziya Osman Saba Portakal severdi Cahit. Tatlı, içini mi bayıltırdı sahiden, yoksa, tatlıyı çok sevdiğimi bildiğinden, bana mahsus mu öyle derdi. Kim bilir, …
Şub 23
Geçen Zaman
Hiç olmazsa unutmamak isterdim.Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar… Yalnız bırakmayın beni hatıralar. Az yanımda kal çocukluğum, Temiz yürekli uysal çocukluğum… Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim… -Doğdugum ev. Rahatlıyacak içim duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini… Böyle uzaklasmayın benden, yasâdığım günler. Güneş, getir bir bayram sabahını. Açılın …
Şub 23
Bu Vakitsiz Giden Yaz
Bu vakitsiz giden yaz, erken inen akşamla, Kapanmış pancurlara dayıyarak başını, Dinle solgun bahçenin kalbe anlattığını, Ağacın yaprak yaprak, havuzun damla damla. Kuşlar sanki yaralı, benzin sararmış gamla, Duymak güneşin, rengin bizi bıraktığını, Günler günü vefasız leyleklerin akını. -Ah uzak palmiyeler… Kaçmak, seninle, yazla. Çardak altları bitti, bitti üzümün tadı, Artık ihtiyar çamlar, selviler saltanatı, …
Şub 23
Nasıl Anmazsın
Şub 23
Bir Oda Bir Saat Sesi
Bir oda, içinde bir saat sesi Hayatın sırtımdan giden pençesi, Ve beni maziye götüren bir el, Eski günlerimiz, sessiz ve güzel… Bulduğum kayıplar, her günkü yerin, İşte konsol, ayna, köşe minderin, Seccaden, tesbihin, namaz başörtün. Bir şey değişmemiş, sanki daha dün. Yine ortancalar altı camının, Dışarda sükûnu yaz akşamının, Bahçemiz sulanmış, ıslak her çiçek. Kapı …
Şub 23
Yetişir
Beni hatırladıkçaArasıra gönlümü alSokakta görünce, gülümseYanıma yaklaşAz elin elimde kal Evine misafir geleyimKahvemi sen pişirTaze doldurulmuş sürahidenBir bardak su verYetişir Ziya Osman Saba
Şub 23
Rabbim, Nihayet Sana
Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz…Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,Belki her sabah vakti, belki gece yarısı,Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz…Ben artık korkmuyorum, herşeyde bir hikmet varGecenin sonu seher, kışın sonunda bahar.Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar,Birer ağaç altında sevgilimiz, annemiz.Gece değmemiş sema, dalga bilmeyen deniz,En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en …
Şub 23
İstanbul
Seni görüyorum yine İstanbulGözlerimle kucaklar gibi uzaktanMinare minare, ev ev,Yol, meydan. Geliyor Boğaziçi’nden doğruBir iskeleden kalkan vapurun sesi,Mavi sular üstünde yineBembeyaz Kızkulesi. Bir yanda, serin sabahlarla beraber,Doğduğum kıyılar: Beşiktaşım.Baktıkça hep, semt semt, yer yer,Beş yaşım, onbeş yaşım, ah yirmi yaşım! Durmuş bir tepende okuduğum mektep,Askerlik ettiğim kışladır ötesi.Bir gün bir kızını benim edenEvlendirme dairesi. Benim …
Şub 23
Ziya Osman Saba ile anılar yolculuğu
Öyle dizeler vardır ki varlığını yaşam boyunca unutturmaz; zaman akıp gitse de insanın belleğinde iz bırakır. O dizelerden yüreğimize, birer yaprak gibi düşer imgeler, çağrışımlar, sesler; ışık ve gölgeler… Sonra yaşam onlarla birlikte sürüp gider… Hiç unutmuyorum; yıllar önce okuduğum bir şiir, nedense beni öteki şiirlerden daha çok etkilemişti. Henüz ilk gençlik çağında bir öğrenciyken, …





