Tag: Replik

Paris, Teksas ((1984) İki insanın birbirlerine karışacak derecede yakınlaşması ve geri dönüşü olmayacak derecede uzaklaşmasının hikayesi

Wim Wenders filmde bu cesaretsiz iki karakteri unutulmaz bir yüzleşmeye sürükler ve filmin her dakikasında karakterlerin iç mücadelesine tanıklık ederiz. Wenders’ın basit bir anlatıcıdan çok daha fazlasını amaçladığı aşikardır. Amacı, imkânsız görünen bir uzlaşı ve yabancılaşıp yas sürecine dönüşmüş bir ilişkiyi yepyeni bir düzlemde ele almak ve sözlü ikrarların da yardımıyla geçmişi kapatmaktır.

Aftersun: İnsan Zihnine Atılan Duygu Tohumları

Calum aslında hayatın ne kadar zor olduğunu kendi karakterinde çok güçlü bir şekilde yansıtmaktadır. Oysa yapılması gereken şey basittir; toplumsal düzleme ayak uydurmak ve toplumun iteklediği yöne doğru sürüklenmek. Bunu yapmayan iki tür insan vardır. Birincisi mevcut düzeni benimsemeyen, toplumun dahi yaklaşımlarını sorgulayan ‘aykırı’ kişilik. İkincisi ise bu basit kurallara dahi uyabilecek kadar potansiyel açığa çıkaramayan ve bunun sonuncunda savrulma yaşayan insanlar. Her ikisinin de intihara meyili vardır. Birincisi var olan sorunları görür ve o düzenin bir çarkı olmayı kendine yediremez ve hayat yaşanmaz hale gelir, ikincisinin ise düzene bir karşıtlığı olmamasına rağmen o düzende yaşamayı dahi beceremez.

The Banshees of Inisherin (2022)

Filmin başında çok saf ve kendini çok “iyi” bir insan olarak tanımlayan Padraic, hikâye ilerledikçe amaçları uğruna insanlara kolayca yalan söyleyebilen, sevdiği birinin de olsa eşyalarına zarar vermekten çekinmeyen “kötü” bir adama dönüşüyor. İntikam ve ödeşme duygularıyla hareket ediyor ve bu uğurda gözü hiçbir şey görmüyor. Yine filmin başında çok sert ve acımasız bir şekilde arkadaşına “senden artık hoşlanmıyorum” diyerek bir anda ilişkisini bitiren Colm ise film ilerledikçe kendini daha rahat ifade ediyor, bazen kendisine hak verdiğimiz de oluyor. Padriac ile ilişkisini sürdürmek istemese de mecburen iletişime geçtiği bazı zamanlarda arkadaşına karşı hala sevgi ve merhamet hissettiğini görebiliyoruz. Günün sonunda doğruları ve yanlışları, hataları ve sevaplarıyla iki İrlanda ada köylüsünün hikayesini eşsiz görüntüler ve komik diyaloglar ile izliyor, iki taraf ile de zaman zaman empati yapıyoruz.

Öleceğini bilsem seninle daha fazla vakit geçirirdim.

– Öleceğini bilsem seninle daha fazla vakit geçirirdim.… – Çok güzel değil mi?Endişelenme. Ona iyi bakacağım.Sen de benim için Maya’ya bak. Olur mu? Six Feet Under

Ölmek, kamera karşısında ya da sahnede yürek parçalayıcı ve tercihen yavaş bir ölüm her oyuncunun hayalidir.

Ölmek, kamera karşısında ya da sahnede yürek parçalayıcı ve tercihen yavaş bir ölüm her oyuncunun hayalidir. Bahse girerim bir gün o son anları sahnede nasıl oynayacağını hayal etmemiş tek bir erkek ya da kadın oyuncu yoktur. Yaşam gücü yavaşça kayıp giderken ve biz varolmamanın sınırında tutunurken son nefesimizde o bilgelik ve zeka dolu sözleri nasıl söyleriz. Ölüm yaklaşınca olan şey bizce bu mudur? Ölüm kalanlardan söz vermelerini istemenizi mi sağlar? Günahlarını mı itiraf ederler? Ya da şakalaşırlar mı?

Loveless (Sevgisiz), Andrey Zvyagintsev 2017

Nasıl oldu da bana sevgi ve mutluluk sözü verdikten sonra elinde kalan yalnızca acı ve hüsran oldu?… Seni hiç sevmedim bile… Annemle daha fazla yaşayamadım sadece. Ondan başka bir şeklide ayrılamadım da. Seninle oldum. Seni kullandım. Ve doğrusu, sen de beni kullandın bence. Senin bir aileye ihtiyacın vardı, bana değil. Bunlar olmadan da idare ederdim aslında. Bir yerde kendi başıma yaşamalıydım. Ama hamile kaldım. Dertlerim de o zaman başladı işte.

Ingmar Bergman: Yalnızlık mutlaktır. Bundan gayrı her şey yanılsamadır.

Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın

Sizi böyle ezip geçmeleri canınızı sıkmıyor mu?

Ama sizi böyle ezip geçmeleri canınızı sıkmıyor mu? Hayır… İnsanlardan nefret etmekle uğraşamam. Buna zamanım yok… Ikiru (Yaşamak) – 1952Akira Kurosawa

– Artık seni düşünmemeyi başardığım günler oluyor. (Soğuk Dağ)

– mektuplarımı aldın mı?– üç mektup aldım, yanımdaydı, verdiğin kitapla birlikte– ben yüzüç tane göndermiş olmalıyım– bana yazdın mı?– her fırsat bulduğumda, eğer almadıysan özetleyebilirim– hayır– ”umarım iyisindir, umarım düşüncelerindeyimdir, karanlık bir yere kaymamı önleyen şey sadece sensin”– ben bunu nasıl yaptım, birbirimizi tanımıyorduk bile, sadece birkaç saniyeydi..– binlerce saniye… ve her biri küçük bir …

Devamını oku

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar

Torba Suat: niye böyle oldu be abi? ben çok sevmiştim be abi. o kadar mektup gönderdim insan bir cevap yazar. benim günahım ne be abi? Hacı: bak koçum! belli olmuyor ama benim bir tek kulağımın arkası kaldı. artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim. sevgililer! bizim olanlar ya da olmayanlar… hepsi iz bırakır. …

Devamını oku