VEDA

L’Adieu

Yerden topladım şu çalı demetini
Çekip giden sonbaharı hatırla
Bir daha görmeyeceğiz birbirimizi
Havanın kokusu ve çalı demeti
Ve seni beklediğimi unutma

Guillaume Apollinaire
Çeviren: Yakup Yaşa

HABERCİ

Signe

Baş eğdim sonbaharın o en büyük müjdecisine
Meyveleri seviyor, nefret ediyorum çiçeklerden
Pişman oluyorum verdiğim her öpücüğe
Çıplak bir ceviz ağacıyım, rüzgâra içini döken

Ebedi Sonbahar, ey düşümdeki mevsim
Eski zaman âşıklarının elleridir örten toprağını
Bir kadın izliyor beni, gölgem benim, kaderim
Ve bu akşam güvercinlerin son uçuşları

Guillaume Apollinaire
Çeviren: Yakup Yaşa

YAĞMUR DAMLASI

La goutte de plule

Az önce denize düşen bir
Yağmur damlasını arıyorum.
Acele acele aşağı indiğinde,
Daha parlaktı diğerlerinden.
Çünkü tüm damlalar İçinde,
Biraz sonra, o güzelim tuzlu
Suda, sonsuza dek kaybolup
Gideceğini bir tek o biliyordu.
Denizde aramam bu yüzden,
Kudurmuş dalgalar arasında.
Bir tek benim tanık olduğum
O hoş, o nazik habra, kafamda
Yeniden canlansın istiyorum.
Uğraşmam nafile, biliyorum.
Zira kudreti her şeyi kuşatan,
Ve, ol dediğinde her şeyin
Oluverdiği şu fani dünyada,
Tanrı ermiş mi ki muradına.

Jules Supervielle
Çeviren: Yakup Yaşa

AYRILIK

Absence

Beni terk ettiğin an,
Gittiğin an değil inan ki.
Git, küçüğüm, bırak beni, .
Git de bir an önce kurtar kendini !
Yoksa buluşmalarımızın bitmesini
İstemezdim hiçbir zaman.
Daha içimde, daha dışımdasın,
Benimle konuşuyorsun İşte, bak,
Daha meraklı, daha uzaktasın,
Daha cansız, daha acıtansin.
Hep aklımdasın, âşığım sana !
Artık sana ihtiyacım yok;
Şimdiden solmuşsun, bir hayalsin,
Bulanık, tereddütlü, vefasızsın,
Eriyip gidiyorsun zamanla;
Anlaşılmaz, isyânkar, kuralsızsın,
Ve gidiyorsun, sesimi duymuyorsun,
Artık yoksun, bekleyeceğim ama !

Paul Geraldy
Çeviren: Yakup Yaşa

TEFEKKÜRE DALMA

“Anlaşmak için aynı telden çalmalı; Aşık olmak için ise ayrı dünyalardan olmalı.”

Paul Géraldy



Méditation

İnsan öylesine sever önce,
Bir zevk ve merak uğruna,
Belki bir umut görür diye,
Hayran olduğu bakışlarda

Ve zamanla seven kalpler,
Sevgi ve muhabbetle dolar
Karışır gözyaşı ve gülüşler
Artık iki yürek birlikte atar

Sevda köprülerinden geçip,
Aynı kelimelerle konuşurlar,
Ve tatlı bir alışkanlık edinip,
Her gün her gece yazışırlar.

Ve bir gün hep aynı sözcükleri
Kendi kendine sayıklamaya
Başladıysan, Tanrı’m ! Anla ki,
Çoktan boyun eğmişsin Aşka.

Paul Geraldy
Çeviren: Yakup Yaşa

SUSMUŞUZ

Nous nous taisons

İki söğüt, yalağın üstünde
Salınır beşik gibi. Susmuşuz.
Hiçbir şey söylemesen de
Biliyorum, bu son gecemiz.

Hoşça kalın, solan yapraklar,
Gökteki Ay, dekorlar anlamsız !
Kumrular, alacakaranlıklar;
Hoşça kal son noktadaki yıldız !

Senin yüzünde acı bir gülücük,
Benim yüreğimde ise tütsü tütsü
Uzaklardaki ıssız, boynu bükük
Bahçelerin o tatlı şimşir kokusu.

1922

Tristan Dereme
Çeviren: Yakup Yaşa

Maurice Careme: Oyun oynadığım bir yerin yakınına gömülmek istiyorum ama mezarlığa değil.

Mozolesinde şairin şu mısraları yer alır:

Ecel gelip elim kolum bağlayınca,
Ruhum çıkıp dağlarına erişince,
Çayırda uyuyakalan bir çocuk gibi ben de
Ebediyen dinlenebilecek miyim koca bağrında !

Maurice Careme

Wavre’de – oyun oynadığım bir yerin yakınına veya belediye meclisinin benim için ayırmak istediği başka bir yere – gömülmek istiyorum ama mezarlığa değil.

Puissé-je, quand la mort me croisera les mains
Tandis que mon esprit rejoindra tes collines
Reposer à jamais sur ta large poitrine
Comme un enfant qui dort, oublié dans le foin.

Mezar taşıma da bu mısraların yazılmasını isterim.”

Konuşmadan önce düşün

Konuşmadan önce düşün;
Gereği var mı?
Şefkat barındırıyor mu?
Kimseyi incitebilir mi?
Sessizliği bozacak kadar değerli mi?

Lao Tzu

HEYECAN

Sensation

Mavi bir yaz akşamı, buğdayların
İçinden geçip çimenlere, otlara
Basarak, yele verip saçlarımı, dalgın,
Merhaba diyeceğim Patikalara !

Ne bir laf edecek ne düşüneceğim,
Ve sonsuz bir aşk dolduracak içimi;
Göçebeler gibi, uzaklara gideceğim,
Mutlu, bir kadınla birlikteymiş gibi.

Mart 1870

Jacgues Prevert
Çeviren: Yakup Yaşa

KİTABE-İ SENG-İ MEZAR

Épitaphe

Mezarlığa uzanan kenar mahalleden,
Bin bir hayal içinde her geçtiğimde,
Tahta haçlarla, künyelerini bekleyen
Çok sayıda taş mezar ilişirdi gözüme.

Uçup gittin yavrucuğum, ve karanlık
Ördü ağını umudu tükenen ruhuma.
Ah, adın kalbimden hiç çıkmayacak,
Bir mezar taşına kazınmışçasına.

1877

François Coppee
Çeviren: Yakup Yaşa