Güneşim, gidiyor musun?dilsizlik âlemine, bildiğin yerler mi? Yapayalnız,acıyla, neşeylebunca yıllık arkadaşlığımız vardıçok kolay, çabuk gidiyorsun.sarhoş ettin beni, yıkık bir haldeyim, Gitme,gidişin aleladeye benzemiyorömrüm acı, gönlüm hor,dedim kaç kere, kanatlarım kırık benim,lûtuflarını anarım inkâr etmem,can bağışlamıştındüştüğüm bir zamanNeden gidiyorsun gereksiz,tükensin, derdi çok diye mi?baykuşlar …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Gerçi enzar-ı ehibbadan dahi dûr olmuşuz,
Gerçi enzar-ı ehibbadan dahi dûr olmuşuz,Rahmeti Mevla’ya yaklaşmakla mesrur olmuşuz. Hak yolunda müflis u hane-harab olduksa da,Bu harabiyetle biz manada ma`mur olmuşuz. Ehli hakkız, korkmayız idamdan, berdardan,Çünkü te`yidi ilahi ile mensur olmuşuz. Hâkimi Mübtil yedinden madrubin olduksa da,Emri Hakla şar’ı garra hakkını ifaya memur olmuşuz. Kul bize zulmen mucazat etse de perva etmeyiz,Şüphemiz yoktur ki, …
Şub 23
Sultan Abdülhamid Han’ın Ruhaniyetinden İstimdat
Nerdesin şevketli Sultan Hamid Han?!Feryadım varır mı bârigâhına?Ölüm uykusundan bir lahza uyan,Şu nankör milletin bak günahına. Tahrike yeltenen tac ve tahtınıDenedi bu millet kara bahtınıSınadı sillenin nerm ü sahtınıRahmet et sultanım sûz-ı âhına Tarihler ismini andığı zamanSana hak verecek ey koca Sultan!Bizdik utanmadan iftira atanAsrın en siyâsi padişahına. Padişah hem zalim hem deli dedik,Îhtilale kıyam …
Şub 23
Galeyan-ı Aşk
Ben seni ağlattım, hem çok ağlattımÇünkü infiâlin şi’re bedeldiBir kadın ağlatmak zevkini tattımBende bu bir çılgın, hain emeldi Güzel gözlerine yaşlar sinerken,Sonra damla damla taşıp inerkenGöğsünde şahkalar çoşup dinerkenTitrek dudakların cidden güzeldi. Ben seni sevmiştim ey melek kadınSızlıyor içimde sevgili yâdınAzâr-ı aşkımı yanlış anladınBence hüzn-i hüsnün pek mübecceldi Rıza Tevfik Bölükbaşı
Şub 23
Makdem-i Yâr
Pervâne-i zerrin gibi her zühre-i zerrinTitrerdi zümürrüd-geh-i lerzân-ı çemendeÇağlardı leb-i sîm-i hıyâbân-ı semendeBir çeşme-i billûr ile bir cûy-i bilûrin Düşmüştü siyeh berg-i şebe şebnem-i sîmînŞebnem gibi titrerdi kamer leyl üzerindeBir şeb-pere-i hutfe bir âhû-yı çerendeVermişti bu nüzhet-gehe bir vahşet-i nermîn Âhû ile şeb-perre vü evrâk ile azhârNâ-gâh fısıldaştı leb-i âb-ı revândaZîrâ şu perî-hâneye karşı bu …
Şub 23
Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor
Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyorOlmazsa yâr âşıka râm söylenilmiyor Muhtâc bûs-ı lâ‘line yârın recâ-yı vaslMest olmadıkça asl-ı merâm söylenilmiyor Tenhâda bulsam ol perî-zâdı telâşdanLüknet gelip zebâna kelâm söylenilmiyor Dahl etme bana derd-i dilin söylemez deyüÂşık ne yapsın âh a paşam söylenilmiyor Vâsıf bezimde böyle gazel dest-i yârdanNûş itmedikçe bir iki câm söylenilmiyor Enderunlu Vasıf
Şub 23
Mersiye
Tıfl-ı nâzeninim unutmam seniAylar günler değil geçse de yıllarTelh-kâm eyledi firâkın beniÇıkar mı hatırdan o tatlı diller Kıyılamaz iken öpmeğe teninŞimdi ne hâldedir nâzik bedeninAndıkça gülşende gönce-deheninYansın âhım ile kül olsun güller. Tegüyyürler gelip cism-i semîneDöküldü mü siyâh ebrû cebîneSırma saçlar yayıldı mı zemîneDağıldı mı kokladığım sümbüller? Feleğin kînesi yerin buldu muGül yanağın, reng-i rûyun …
Şub 23
Güzellik Geride Kaldı
Benim yüzüm, yüzünden baştan başa hüzündür.İkisinden birisi ikimizden biridir Görmeli’dir, eskidir, yaşamış’a dönmüştürYarışa çıktıkları güzelliği geçmiştir. Ağladığını bilir bilmediği şeylereGüldüğünü unutmuş, hiç görmemiş gibidir. Taşınmayan ne varsa bir yerden öbür yereSeve seve taşımış, sırtına yüklemiştir. Parayla ölçülmeyen sevgi saygı borcunuNe aldıysa ve kimden aldıysa ödemiştir. Verdiğini unutmuş onun ne olduğunuNe verdiyse ve kime verdiyse yok …
Şub 23
Edirne
Biz ne zengin haritalarGördük Arda’lı, Tuna’lı Ki o günler bir EdirneVardı döşeli dayalı; Dalları altın yemişliKuşları altın gagalı… Yuvalar vardı, şen şakrak,Ağaçlar vardı yuvalı… Tası ayetli, oyalıSular içerdik şifalı ** Balkan’da dağlar tepelerÖbek öbek, oymak oymak… Dağları aşıp Tuna’daKanad kanad ordu yeymak. Uçmak Tunca’dan Vardar’aVardar’dan Vistül’e kaymak… Sonra, ne acıdır bir günTunca’yı Tuna’ya saymak. ** …
Şub 23
Gene Ben
şimdi yazların o eski doruğundanbir gül açacaktır ıslak denizlerden bu yanabenim ellerimi berberler kesiyorsaçlarımdan önceben hep kavgaya hazırlanan o eski çocuğumşiirimi eskitmedençağlardan gelen bir korkuyu duyarakeşkıya ateşlerini seviyorumbir yalnızlık uykusuz gecelerdeeski şaraplardan bana gelendağlardan ovalara inen bir ırmak gibihangi güneş bu kendini öldürenne kadar çok yeniledim kendimikaç kez yorgundum kentler kadarbir sevgi diyorum bir sevgigözlerin …