Kuşlarda ses yellerde ses, dağda ses,Bir türküdür aramızda akan şey. Toprakların birliğini demez miAyvaların sarılığı kardeşim? Burda duyduğum duyduğumNane kokusu kokusu. Hadi beni sevmedinizGetirdiğim maviliği alsanız ellerimden. Fazıl Hüsnü Dağlarca
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Akdeniz Şiirleri
Dalarım engineKi yaşadığımAnıladığımdır. Roma’yla Kartaca’nın arasındaYüzer, sevgi sevgiİstanbul. Böler bir kuş düşüncemi ikiyeMavidenYarıda kalır içki. * Sen Deniz Gök,Bir an dursanız uykudaBüyür bir yosun geceye karşı. Tedirgin olur ölülerBir an yaslansanız karanlığa,Sen Deniz Gök. * Dersin kiEllerimize değecekYıldızlarBüyüyecek büyüyecek de. Dersin kiBir aydınlığı varSevgililer için,Karanlık sessiz de. Dersin kiUyuyamıyorumYalnızızGece, mavi de. * Sessizdi yeryüzüYeryüzünde biricik …
Şub 23
Orşilim Kızları
Gitti genç delikanlılar Babil’e;Gitti erkek çocuklar bile;Bir solukta boşaldı Ken’an ili. Düştü yollara Orşilim kızlarıAl benizleri şimdi süzgün, sarı;Gözkapakları isli, mor sürmeli. Dallarında kalan turunçlar gibiDurdular senelerce tunçlar gibi;Elde başka ne var ki, çağ durmadı. Çöktü ayrılık ayrılık üstüne.Servi boylar eğildi günden güne;Körpe çağları Tanrı durdurmadı. Bağ bozuldu, kesildi ırmakta suSürgülenmedi gitti bir tek kapu;Dört …
Şub 23
Çamur
sıkıntı basıyor yolcularıyanaşamıyor gemikıyı az ötedeyanaşamıyor azapların en elimikıyı yanındayken yanaşamamakkaptan çabuk tut elinikaptan elini gemi dokununca iskeleyekanatları dökülecek kuşlarıniskeleye dokununca gemi birer birer düşecekler denize yanaşamıyor gemi, gemi yanaşamıyornefessiz kalıyor yaşlı bir kuğuah çamur!toprakla suyun çocuğu A. Ali Ural / Körün Parmak Uçları
Şub 23
İlinti
Her gün yüzleştiğimiz gerçeklerleBu kaçıncı göz göze geliş gözden düşenBir ilinti var hepimizin bir kenarındaHer rövanşı baştan kaybettik farkında değilizArz ve talep dengesi çok mühimArtık daha da serbest piyasaHırsızlar galebe çalıyorKatillerin katline ferman siyasaCumhuriyet meydanına iniyorumGöğsümde imanİniyorum dediysem yükseklik benden değilHiçbir şey daha iyi olmayacakMüjdelenen elbet bu değilBeni temin etmenize gerek yokZaten bu devre fazlayım, …
Şub 23
Kâhir Ekseriyet
Prerequiemİnanılmaz sanılan şeylerBeklemek çıkıyor lügatlerden bir bir“Bir teselli ver” diyemem mesela birine İngilizceMutluluğun esrarı diye bir şey var ve bu kanunlara aykırı-Yerçekimi Kanunu: Beton çeker-Yağmur mazereti olabilir pek çok şeyinMesela yağmuru görmeden şehre inanmıyorumŞiir geldi, içerilere koşuştukÇocuklar oyuna daldığı vakitSıradan bir cinayet kadar sıradan yaşıyoruzSorsaydınız söylerdim, dinleseydiniz anlatırdımBunu biz istediniz, bunu siz istedik ReliefAldandıysak da …
Şub 23
İlk İntiba
İmtihan dediler, eyvallah dedimİyileşmiş kekemelerden fetvalar aldımBunlar mevsimlerin değilİnsanların insanlara yaptığı fenalıklardıHer gün daha çok bilememekBazen iyi gelmiyordu bünyeyeKarar vereyim derken zarar vermek mesela.Azalarak çoğalanın hükmüYok denecek kadar az ikenÜzerine tül perdeler çekili güneşinVe güneş perdeleri çekili ayın şavkındaGündüze alışmak her gün daha zorSöylerken hatta yazarken bile“Onlara dayanıyorum yürekli savaşçılara”Yaşamak başlı başına bir dert daimaÖyleyse …
Şub 23
Esbab-ı Mucibe
Ben yaptım.Aklınıza ne geliyorsa kötü,Başınızdan ne geçmişse tarumar,Ben yaptım.Benim tüm faili meçhullerin faili,Meçhule giden geminin kaptanı.Mevsim soğuksa, üşüyorsanızbendendir.Dermansız dertler,şifasız kederlerbenden.Ayağınıza batan diken,Yolunuzu kesen tipibenim yüzümden.Her ne varsa hayatınızdacan sıkanHasılı bendendir,benim yüzümden… Murat ÖzelKaynak: http://celladimibeklerken.blogspot.com.tr/
Şub 23
Ge-Hinnom
Küstün; we have a problemO silahına davranınca ben de koynumdaki güleTomurcuklandı bir çocuğun gamzesiKılıcımı kırdım, kapımı kilitledimSûr’dan duvarlara yaslanarakYolumuzun bundan sonrasına hatıralarla Küstün; we have a problemAh-u figan ağlayarak misilleme, muhafaza ve defansTeşhiste hata olmaz; olur mu: Herkesin kaderi iki dudak arasındaBen ise ‘oy’umu nedamete vereceğim yineArada bir görünüp kaybolan bulutların aşkı için“Oy ben öleyim” …
Şub 23
Meryem
Yine de son şansımı kullanmakistemezdim saçlarının uğultulu hançerikarşısında.. Sokaklarının tuzunukalbimin şaşkın ve sitemkâripine bulamazdım..Belki de dilimi felçetmez, çehremden bu kadarürpermez, sesimde tozlanan bütünşüphe belirtilerini ateşli ihtimalseanslarına yormazdım.. Şehirde senin adın şiddetlense, şâylabüyüse, kimsenin bilmediği pusluhaberlere koyu bir gülsüsü vermezdim.. Sen yine de bu soğuk, buyaban, bu çiğnenmiş çaresizliği ikidudağının arasından sızdırma! Ve günün birinde yanılıpda, …