Kategori: Türk Şiiri

Tahmîs bâ-ıstılâhat-ı zenân der vâdî-i nush ü pend ez dehân-ı vâlide

TAHMÎS (Tahmîs bâ-ıstılâhat-ı zenân dervâdî-i nush ü pend ez dehân-ı vâlide) (Bir annenin kızına öğütleri) Kız dinle nush ü pendimi kavline sâdık olGönle rızâ-yı kaynanayı kul halâyık olKim der sana ki bir çamura var bulaşık olNe kesret ile zâhide ne pek de açık olOlma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol Bir nev-civân kocaya varub et dediklerinBeş …

Devamını oku

Ruz-ı mahşerde sorarlarsa nemiz var denecek

Ruz-ı mahşerde sorarlarsa nemiz var denecekBiz bu dünyada günah etmedik insancasına. Yenişehirli Avnî

Terci-i Bend

(Birinci Bend) Ben kimem bir bî-kes ü bî-çâre vü bî-hânmânTâli’üm aşüfte ikbâlüm nigûn bahtum yaman Nemlü eşkümden zemîn memlû ünümden âsmânÂh ü nâlem nâvek ü peyveste ham kaddüm kemân Tîr-i âhum bî-hatâ te’sîr-i nâlem bî-gümânMutassıl gam-hâne-i sînemde yüz gam mîhmân Handa bir gam itse benden istesünler ben zamânYoh bana kayd-ı belâ vü dâm-ı mihnetden emân …

Devamını oku

Meryem’in Dağınık Düşünceleri

Nasıl da yaşlandı ellerimbir çift güvercindioğlumun omuzunda.Oğlum öyle duyumsar hâlâ… Oğlum,o gözleri sonsuza bakan öküzünönünde doğan çocuk.Oğlum,eşeğiminıslak soluğu ısınırken ensemdekucakladığım mucize…Oğlum,yüreğimde büyüyen inanç:“Dünya değişecek, değişmelibu çocuk büyüdükçe…” Tanrım, ne oldu ellerimebiçimleri yitti sanki, lekeler, damarlar.Filizlere değen yel gibiydideğdiğinde toprak yeşerirdiyıllar… Oğlum,nasıl da büyümüş…Kim inanır onu doğurduğuma.Oğlumu kucaklasam, bıraksalar ısıtsamsüt yürüse göğüslerimedoyursam aç bebeklerioğlum… oğlum dirilir …

Devamını oku

Yağmurlu göz şiire bakıyor

1Yağmuru mırıldanıyorsun, eskiyorbardakta unutulmuş su gibi yarımve söylenmeden kalan sözlerin tadı,yeni sözlerinse bir yağmurluk ömrü varne yağdım onlarla ne de ıslandım Susacak kadar büyütürüz ya çok şeyiben en çok yoksulluğumuzdan korkarımnasıl da yoksuluz sessizliğin karşısındakorkuyoruz kelimelerin de bunca yükselmesindenya düşerlerse aramıza! Harflerden kumuüfleyince çöl görünür mü bilinmez, fakatsözler kaybolunca görünen ufukta, hayatherkesi ıssız adasına indiren …

Devamını oku

Şevki Yok

Gül hazîn… sünbül perîşan… Bâğzârın şevki yok.. Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok.. Başka bir hâletle çağlar cûybârın şevki yok.. Âh eder, inler nesîm-i bî-karârın şevki yok.. Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok! Farkı yoktur giryeden rûy-ı çemende jâlenin. Hûn-ı hasretle dolar câm-ı safâsı lâlenin. Meh bile gayretle âğûşunda ağlar hâlenin! Gönlüme te’siri olmaz …

Devamını oku

uzak çok uzaklara bakmakla nişanlı

kar başlıyor yeniden,çölde kum, kumda bir at, hafızada leyla.çatısı yok evlerin.nar bahçelerinde kuğuyu bekliyorum.fısıldasam sesimi duyacak.(hasat zamanı. buğdaylar yandı yanacak. oraklarımda ölü kuşlar)güneşe bak diyor leyla, orada karanlık yok, yanmak var.soluğumu öpen karıncayataklara devriliyoröpsem uyanacak leylaaylardan muharrem, yevmiyeler yarımkederler tamsalıncağın ipi kopuyorsaatimin kadranısu motorları, helezonlar, buğday saplarıkarışıyor kanıma,bakışımdaki allah yorgun, allah aşık, aşk allahkusarak geçiyor …

Devamını oku

aşk allah’ın ipidir kalbe iner… ona sımsıkı sarılın…

aşk allah’ın ipidir kalbe iner… ona sımsıkı sarılın… (leyla kalbindeki ipi kesti.gözlerimi saklayan saçlarını kesti.kalbini söküp alevlerin önünü kesti.kirpiklerine kurduğum salıncağın tutunduğu gözlerini kesti.ve leyla bir çocukluğun rüyalarına baktı.ve leyla ikiye böldüğüm göğüs kafesime baktı.ve ben düşerken soğuk elleriyle beni tutan ellerine baktı. beni bıraktıveleylakestiğiiplerarasındasonsuzbirormanabaktı.ve ibrahim dedi.-boğ beni o iple-ve ey rahim dedi.bu çöl senin …

Devamını oku

Ihlamurlar

Unutmaya başladım oralarınıdenize inen yol siliniyoryokuşun başındaki evyoğurtçunun üstündeki top ağaçbalıkçı tezgahları çarşıdasoluyor önce sonra siliniyor hızla giden bir araçtanbakıyormuşum gibi görünümuzaklaşıyor önce sonra siliniyor uçuyor gün geçtikçe resim eksilmeyen bitmeyen sadecegittikçe daha baygın daha dirençlikokusu mayısta ıhlamurların. Oktay Rıfat

Nara Benzerdin

Nara benzerdin bir zamanlar, çoktun! N’olduSana! Kırk atlı çıkardın dağa, yüz atlıİnerdin dağdan. Kurşun bitmez tabancanda,Atın şahlanır, kırbacın ıslık çalardı.Miçoydun isteyince, kaptandın, korsandın;Martıydı, buluttu, engindi yamacında.Şarap fıçılarına yaslanır limanda,Doğudan batıya usulca kayıp gidenMavna dizilerine bakardın Zaman’ın.Avcıydın, eski taşlara sinmiş günleri,Tavşan yakalar gibi, çeker çıkarırdınKulağından. Bizans surları doruğundanBir Osmanlı vakti düşerdi ellerine.Aşınmış tahtalara sürerdin yüzünü.Hani paslı …

Devamını oku