Yavrusunu uçurmaya hazırlanankuşa sor,yağmur olupdamla damla gökyüzünden kopan buluta… Çiçeği meyveye ulanmadankoparılan dala sor,doluya tutulmuş kızılcığaçitlenbiğezerdaliyekiraza… Tren yollarına sortelefon seslerinemektup zarflarına… Korudaki ispinozaisketeye, sakaya, ibibiğe,yuvasına dal arayan kumruya sor,bahçelerebayırlara… Sokağın bütün gürültüsünü silerken gecehasretin bağrını ateşe verenrüzgârın sesine sor,derin gökyüzünehırçınlaşan uykuya… Uzun, upuzun gecelerinçınlayan, uğuldayan örsündedaralıp genişlerken yüreğimkalem uçlarına sorgözyaşlarına… Onaran, cesur kılanincecik sırları olanbir …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Cevâb nâme-i pesendîde-eser ez dehân-ı duhter-i zîbende-güher
TAHMÎS (Cevâb nâme-i pesendîde-eserez dehân-ı duhter-i zîbende-güher) (Kızın anneye verdiği cevap) Pend eyler ise bir daha ağaca sarayımYanmış odunla başını gözünü yarayımBaşlı başıma ben dahi bir iş başarayımBir âşinâya yalvarayım sonra varayımOn beş yaşında kendime bir oynaş arayım Çıkrık misâl dırlayacağına hey ozanGir dest-gâha doku bezin pârecik kazanBâzârı derler âbo hâram-zâdedir bozanSatub savub da neyse …
Şub 23
Tahmîs bâ-ıstılâhat-ı zenân der vâdî-i nush ü pend ez dehân-ı vâlide
TAHMÎS (Tahmîs bâ-ıstılâhat-ı zenân dervâdî-i nush ü pend ez dehân-ı vâlide) (Bir annenin kızına öğütleri) Kız dinle nush ü pendimi kavline sâdık olGönle rızâ-yı kaynanayı kul halâyık olKim der sana ki bir çamura var bulaşık olNe kesret ile zâhide ne pek de açık olOlma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol Bir nev-civân kocaya varub et dediklerinBeş …
Şub 23
Şevki Yok
Gül hazîn… sünbül perîşan… Bâğzârın şevki yok.. Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok.. Başka bir hâletle çağlar cûybârın şevki yok.. Âh eder, inler nesîm-i bî-karârın şevki yok.. Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok! Farkı yoktur giryeden rûy-ı çemende jâlenin. Hûn-ı hasretle dolar câm-ı safâsı lâlenin. Meh bile gayretle âğûşunda ağlar hâlenin! Gönlüme te’siri olmaz …
Şub 23
Ihlamurlar
Unutmaya başladım oralarınıdenize inen yol siliniyoryokuşun başındaki evyoğurtçunun üstündeki top ağaçbalıkçı tezgahları çarşıdasoluyor önce sonra siliniyor hızla giden bir araçtanbakıyormuşum gibi görünümuzaklaşıyor önce sonra siliniyor uçuyor gün geçtikçe resim eksilmeyen bitmeyen sadecegittikçe daha baygın daha dirençlikokusu mayısta ıhlamurların. Oktay Rıfat
Şub 23
Nara Benzerdin
Nara benzerdin bir zamanlar, çoktun! N’olduSana! Kırk atlı çıkardın dağa, yüz atlıİnerdin dağdan. Kurşun bitmez tabancanda,Atın şahlanır, kırbacın ıslık çalardı.Miçoydun isteyince, kaptandın, korsandın;Martıydı, buluttu, engindi yamacında.Şarap fıçılarına yaslanır limanda,Doğudan batıya usulca kayıp gidenMavna dizilerine bakardın Zaman’ın.Avcıydın, eski taşlara sinmiş günleri,Tavşan yakalar gibi, çeker çıkarırdınKulağından. Bizans surları doruğundanBir Osmanlı vakti düşerdi ellerine.Aşınmış tahtalara sürerdin yüzünü.Hani paslı …
Şub 23
Yüzün
Eskimiş bir konsolunÇatlak aynasında durmadan,Bir buluttur mehtabı inatla kovalayan.Bir hüznü yansıtan alnının ortasında,Yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?Acının bu solgun haritasında,Kendime yeni duraklar bulduğum.Ulaştığım ıssız dağ doruklarındaYüzün müdür hep sorular sorduğum,Bakışının titrek aydınlığında? Aslında ne bulunur bir gezginin yanındaKendi yüzünden başka,Hüzünle bileyen direncini.Bir suyun ürpermiş aynasındaApansız gözgöze geldiğim.Ayakları ayaklarıma bitişikKımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği.Bir bulup bir …
Şub 23
Muska
Üstümde bu ütüsüz gökyüzü,Altımdaki tarazlanmış yol benimHep yanımdaydı zaten,Kendimi bildim bileli.Zaman zaman katlayıp bazen açardım,Cebimde taşıdığım bir mendil gibi. Yani bilirdim bir kamyon şoförününGöğsündeki motor sesini,Uykuda bile dinlediğini.Yüzünde hasret belirtileri bulunan biri,Koynunda taşırdı bir aşk hikâyesiniKabuk bağlamış muska gibi. Ama yine de yaralıyor beni,Yüzümün gölgesinde kırılan bu dal sesi;Ürkütüyor bir şiirin içinden,Göçebe kuş sürüleriniVe ben …