dağlardan uçurtmauçurtmalardan güvercin güvercinlerden sensenden aşk yaptım bin renkli güldendevrilen adın yıldız olsun alnımadiye kalbime yazdım. Halim Yazıcı
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
dokun tenine denizlerimin
kuşlarım konsun üzerineki seni seviyorum kime nereden nasıltutunacağım nasıl anlatacağımbilemiyorum kimi nereden nasılterk edeceğim sarmalları kalbiminnasıl kalır neden ayakta ölür aylarkim bilir inanasım gelmiyorbir bebek nasıl büyür bir aşk nasıl dirilirsesim olur. Halim Yazıcı
Şub 23
Sana
her kuş damlasınınbir adı olmalı yere düşünce boynu incekıvılcım halinde öylece bakakalmalıyım ardındanküçücük ay şeklinde ellerine kimine horoz şekeri almalıyımsaydam gül tadında kimine ölüm kokusuvurulup düşen adını senin tek bir toz zerreciği ile bileseni düşünebilmeliyim sana ait olanne varsa ömrümden dönüp yenidensana ait olabilmeliyim. Halim Yazıcı
Şub 23
Hoşçakal Vapur
-beyaz bir martı süzülürve günışığı usulcacık dokunurteleğine denizin- kadın arabalı vapurdagözlerinde köpükleri ihanetin çaycı çocuk tepsidetaşımakta kılcal damarlarını yeni aşkların … hoşçakal vapur. Halim Yazıcı
Şub 23
Hüzzam
Bütün suyunu dışarı terleyenKuru ota döndürdün beniKırkına ermeden, neden?Kış odasında camda buğu şimdi nefesimBozkırda erguvan rüzgârdı eskiden. Birhan Keskin-Ba-
Şub 23
Eziyet
Ağaç duruyor. Yol da, ot da. Duran bir şey var bende, ağaç gibi. Onu ayaklandırıp, oradan oraya gitmem zor. Bende bir ağaç duruyor, bir ot Eserse arada rüzgâr Ağacın saçlarını o tarıyor. Aşk ayaklandırmıştı bir kere hatırlıyorum, ama… Şimdi rüzgâr şimdi güz Ağacın dallarını zorluyor. Birhan Keskin
Şub 23
Ağustos Böceği Bir Meşaledir
Böcek ki akıtıyor damla damla ağzındanÜzüm ballarında süzülmüş ağustosuTitreyen şıngırdayan bir çocuk oyuncağıAğustos bu sesteBu durmayı unutmuş seste Çam diyor ağustos böceğiÇamlara kasideler söylüyorTanrı’ya yakarıyor nesli tükenmesin diyeBu hanedanınAğaçlar içinde şah ağaç olan bu hanedanın Ey masalcı adam iftira ettin senBu harikalar harikası böceğeOnu suçladın tembellikleEn çalışkan onu görüyorum benHiç bir karşılık beklemedenYazı ağustosu çamı …
Şub 23
Paris Akşamları
Bu kent her şeyiyle bana yabancıCaddeler, binalar, bütün insanlar…Öyle hasretim ki ezan sesineArarım çevremde minare, camiLakin takılırım çan kulesineHer semtin muhteşem kilisesineYâd el elemleri sarar içimiUzaklarda yurdum! Burdan çok uzak Her mevsimi güneşli, masmavi göklüCamili, kubbeli, kümbetli, köşklüOzanlı, garipli, kervansaraylıHele insanları: Alpli, GiraylıYok haber onlardan, baba evindenBu yüzdendir halim, kopuk bir yaprakHer şey çok uzakta …
Şub 23
Aşk, Kalpte Birikir ve Taşlaşır.
Hem lodos var, hem dolunay.Adonay elehenu adonay ehad! Benim kalbimde lotos var. Adonay elehenu adonay ehad! Lotusu kim yalar? Adonay elehenu adonay ehad! Bu Dünyâda seni kim arar? Lâ ilâhe illâllah . . . Ben,seni arıyorum.Ner’desin? Seyhan Erözçelik
Şub 23
İkinci Yada
Ey su! Yâ su! Taş ma, taş!Aka dur gök ten, göz ler i m den,çile m ne? Dağ ı na var dum,ayna n ı gör düm. Ağaç tanyürü düm, san a bürün ü yor um. Sâk! Ey su! Yâ su! Yağ dur su! Ak du i göz ler i m den, çile m var,dayan a …