Soğuk Geceler Bu karda son krizantemler ölmüştür, Bütün soğuktan ölürŞikeste dalların üstünde titreşen kuşlar, Dışarda her yer kar…Bu …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Bir Gezgin Adam
Bir adam belki de en çok bir rüzgârdır şimdiSisli yabancı gölge gibi gezgin bir rüzgârŞehri bir yabancı gibi dolaşıyorŞehrin mabetleri bir bir tükeniyorBaşlıyor içinde sonsuz susuzlukAvuçlarının içi terliyor. Erdem Bayazıt
Şub 23
Sarraf
Eski mezarlıklarÜç dinin tapınaklarıylaYaşıyor şehirKendini aldatıyor takvimlerleOyalanıyor yenilediğini sanarakYüreğiniBir düşte binlerce yıldan beriEsvap değiştiriyor durmadanÇıkmıyor odasındanHabersiz değil gene deOlup bitenlerdenLodos ayıklıyorBoğaz meyhanelerinden çekilenBalıkları biliyorSoluğu daralıyorYeni semt adlarını saydıklarındaGelip gideni eksik değil hâlâGeceleriNicedir kaç yaşında gösterdiğiniSoruyor bana Güven Turan
Şub 23
iki kişilik ada sessizliği
(Yedi yıl sonra, bir şiirin negatifi) Bir adam örgüsünden çıkıyor kadının: Gökyüzü bulutsuz ve yürüyüşsüz. Bir taşı büyütüyor adamın yalanlı kalbi: Ağaç sallantısız ve meyvesiz.Bir biletçi para basıyor: Örgücü kadın dimdik ileriye bakıyor. 1. bir dağdan geri dönüyor rüzgârgüneş sönüyor muhasebeci gibi beceriksiz kadın adamı doğru anlıyor, yanlış …
Şub 23
iki kişilik ada çarpıntısı
Bir adam bir ağa sarınıyor bir kadının. Bir bulut caz yürüyüşü yapıyor. Bir taşı yırtıyor bir adamın öfkesi. Bir ağaç sağa yatıyor, meyveleri toplanmamış. Bir yük gemisi denizi taşımaya kalkıyor cahil cesaretiyle. Kambur bir kadın gökyüzünü hatırlamaya çalışıyor. 1. bir dağın sırtını sıvazlıyor rüzgargüneş işliyor kayıtsız bir terzi gibi usta …
Şub 23
Aşktır Geride Kalan
İnkâr etmem aşkı Ağzı bir elma tadı ağzımda Sevdiği oyuncaklar En güzeli mızıka Derken geçer gider birdenbire Güzelim yaz Eylülle hüzün Türkülerde yağmur Uykusuz geceler ki Çoktaaan unutulmuştur Severdi her şeyi Yollar uzun yürüse Küçük çakıl taşları, birkaç sümüklüböcek Bir serçe Ali Püsküllüoğlu
Şub 23
Baba
Yalnızlığımdır hep bıçakların kestiğiAkşam çayında galetalarla yenenKoyu atlar götürür terkisindeNe kadar kaçkın varsa evdenUykumdur sokaklarda sürünürYa da düşer bir kadının elinden Yorgunluğumdur daha çok aşkGelip gider o şehrin gemilerindenEsmerdir akşamlarda babamÇok esmer güler resimlerdenO kadar yakın bilmediğimÖlüme çok uzak günlerinden Ellerimdir dalgınlığında hepHep bardaklarda, sular dururkenSürahilerde – akşam vakitleriAkşam çayına gelmiyenBir baba, aydınlıksız odalardaÇok esmer …
Şub 23
Uyanık Uykuda
Düşteyim işte. Çıkageldi bir güz yelihafiften. Bir buğu gibiydi gök.Ey kendini saklayan geçmiş, ince bir tül ardında;Güz geldi ve yıldızlarını üstüme dök. Artık büyüdüm. Ey sonsuz çocukluk!Atlar, atlıkarıncalar ve yolculuk. Tuhaf değil mi, bu leylekler nereye göçergök yolunda? Yazdan kalan kanat seslerigibi duyuluyor. Her şey bir bir ve örtük,ince, bilinmez bir yüz sanki. Bir kuru …
Şub 23
Doğum Günü
Hayata dair ne varsa…Aklımda…Olmasa diyorum bazen,aynaya baktığımdakendimi, kendimebenzetemiyorum bazen.Hayat tercihler mi?Yoksa hatalar, deneyimler bazennerde yanlış yaptım,hangi çataldasağa veya sola gitmem gerekiyordu,ben düz devam etmeye çalıştım.Hayat da, ölüm de korkaklara göre…Cesurlara göre…Ama ben mutlu olmayı diledim,ulaşılmazı, herkes gibioysa bir paralık çikolata kadar yakındıulaşamadım.Biliyorumelimi uzatıp alacak kadarcesur değilim, yagaliba vazgeçecek kadarkorkak ta. Hayatıma dair ne varsa,aklımda… Aydın …
Şub 23
İhtiyar Aşık
Yıllardan beridir ağaran teller,Bu akşam parıldar şakaklarında.“Bu gece ömrümün en son demi, der,Büsbütün ağarsın varsın yarın da…” Çırpınır göğsünün içinde kalbi,Bir yaşlı ağaca sinen kuş gibi.Nedir bu esrarlı halin sebebi?Neden parlıyor gözler?…Bir oda: Yaslanmış, altından ipek bir sedir,Bir kız ki ay ondan beyaz değildir.Öptükçe ağaran bir gül denilir.İhtiyar bülbülün dudaklarında… Ahmet Kutsi Tecer