Kategori: Türk Şiiri

Karakavak (3)

Gece, aranıyordu yine arıyordu sızacağı ruhlara yol…Ruhlar olmasa Gece nedir ki? Geceler nedir ki…hepsi geçicidir…Vurulmaktan korkar gece…bu sebeptenVurur İnsanları canevinden evlerinde…Vurur insanları tarlalarda, ormanlardaVurur insanları otoyolda bulvarlarda…Gece ülkesinde soluk daralabilir, Gece yaraları en onulmazı yaraların. Hüsrev Hatemi

Bedahşan İli Ve Yüreğim

Sen çık ve salın, gün akşamlıdırTükeniyor, yok oldu bile sevgiYazılsın tarihi ve sezilsinSonlanışı aşkın, artık o yok ki…Öyleyse gülüm, neye yarar bilim;Ezelden ölümün ettiği zulüm,Granit kayalara kazılsın.Umardık yüreğimizin yazıtları,Yâni o kayalar, bir de kanımız,Bir gün lâl olur Bedahşan’da. Ah kuzu, bıçak hep senin boynunaKirlenmiş çöllerde şimdi Leylâ…Teneke kutu ve çöpler yanında,Yüreğimiz lâl olmaz asla. Yeridir, …

Devamını oku

Kim Gölgesinden Kaçabilir ki?

Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü kendilerini tekrar, tekrar hatırlatmalarıdır. Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir. Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir. Hep ama hep hatırlarız. Ne biçim kaybetmektir bu? Kim gölgesinden kaçabilir ki? Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır. Hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu… Durup, durup ardına bakan kadınlar vardır. …

Devamını oku

Pâzubent

beden dediğin aşka vesileinsan ruhlara âşık olursevdikçe başkasınıkendini bulur ne hasreti öldürür, ne vuslatı ondurursuretten surete süründürür aşk senihayat dediğin bir gün anlamakgeçtiğin yolların kıymetini bazı kalplerin kaderidir aşk ne dua beddua ne tövbe yeminnafile pâzu boşalmış kıymet nice yazsan korunduğun gövdeyetabiatta olmayan kelimenasıl karşı koyabilir tabiat güçlerine bin kere inkâr ettimbin kapıda yenildimaşk bin …

Devamını oku

Ansızın bir vedalaşma öldürür seni

beklemediğin bir vedalaşma seni öldürür. öldürür seni aşka tuzak yolculuklar. denizi ancak deniz tanımlar güneşin ayazında gemi çığlığıhıçkırığı bol yolculuk sonu kaptanın anonsu: karmaşa ah veda, boşluğa yama… yarım bardak kırmızı şarabı unutmuşsun. küllüğü boşaltır, geceden kalan bulaşıkları yıkarsın. telaşla ararsın anahtarı. fakat akşamdan kalan anılara virgül koyma isteği başlar sende: matematik defterinde unutulan, edebiyat …

Devamını oku

Ben Su Kenarında Kavrulan Ağaç

Yaprak düştü dalımdan Kuş uçtu, soğuk vurdu çiçeğimi Üşüyor, titriyorum Hisseden, ısıtan nerde? … Ben su kenarında kavrulan ağaç Su akar, ben uzanırım, faydasızdır her şey Her şey; çaba, direniş, sızlamak bile Nafile… ‘Su fırsattır uzan oğlum! ‘ derim Çaresizim, böyleymiş kaderim Rüzgâr dağıtır söğütsü saçlarımı, ancak Bulutlarda ümitlerim… Yağmur yağar ardından Düşmez damlası dibime. …

Devamını oku

Muhayyer Sünbüle

                – Fırat Kızıltuğ’a- Bu rüzgârla, şimdi çoktan unuttuğumTarlalarda başaklar eğiliyor;Değirmen miydi depo mu, o yıkık…Terkedilmiş yapının bacasında,Derin düşüncelerde iki leylek;Birisi ayakta ve çökmüş diğeri. Bu rüzgâr, şimdi deniz kokusunu,O kadîm sâhilde gezdirirkenBir şeyi yapamayacak yalnız…Ölmüş güzellerin saçlarını, -Onları ben unutmamış olsam da-Artık dağıtmayacak bu imkânsız. Duyulan bir …

Devamını oku

Yağmur Iscağı

Ben ne susuyorum, sen ne anlıyorsun… Bir kılıcın üstünde yazıyordu bütün bunlarArtık dostlarım bunu bir kenara yazsın, bu uzun soluklu ölümüÖmrümüz galiba ölülere üzülmekleİmrenmek arasında geçip gidecekİnsan tekrara düşen bir canlıdır gerçekHer ölüm düşülen bir tekrar değilse nedirHer bungunluğun ardından yağmuruHer yağmurun ardından güneşi beklememiz.BundandırSana uzaksa elbet birilerine yakındırHangi açıdan bakarsan bak acı değişmez sadeceBize …

Devamını oku

Kurdela

Kızım ince ve hafif sesini Gezdiriyor İçeriye boşalan ayışığında Baba, diyor, öp beni Öp beni sesimde bir ağrı var İpin üstünde cambaz bembeyaz Çoğaltıyor annemin yüzündeki geceyi Çocukların gülüşlerine öykünen yaz Baba, neden her şey sağlam ve böylesine yeni Kızım saatin en ucunda Saçlarında mavi bir akış Baba, diyor, bir melek miyim ben Avuçlarımda uyuyor …

Devamını oku

Melankoli

halksız şehirler değil kris, şehirsiz halklarçok halklar, çok şehirsizler, çok moral bozucuson günlerde çok kelimesini çok kullanıyorum her yıl yeni modelleri çıkıyor melankolininiçimden bir ses gelmiyor, hayır bazen geliyoriçimden bir ses, sesin dışarıdan geldiğini söylüyor-iki saray odası alana bir saray odası bedavao montu almam iyi oldu, çok iyi oldu, çok evetkırışıklıkların geçer, beni seviyorsundur, ama …

Devamını oku