(Ölüm İlişkileri’nde yaşayanlara…) Bir gün, tıpkı karşılaştığımız gecebenim olduğun yaşta, bana dönmek isteyeceksin;yüzünde solmuş kaç sabahın birikintileriyle,yorgun olmaktan çok, aşınmış;yüzüme kapattığın onca kapıyıartık omuzlayamadan,seslenmek isteyeceksin. Zamana diş bileyeceksin o gün, belki ilk kez;bir zamanlar dokunulmazlığına inandığın için,yanlış çıkarttığın bütün …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Bizsiz Odalar
Belki çoğumuzun yaşamında arkamızdan çok acele toplanmış ve izlerimizin çabuk yok edildiği odaların burukluğu vardır. Ahmet Cemal
Şub 23
bu uçurumlar/ bu kan/ bu sancı
erken doğum sancısı dilimdeki acıruhum karmakarışık düşüyor uçurumlaraellerimde sanığı kaçak yangınlargözlerimden akan kan karışıyor sulara geçmişini biliyorum tüm ağıtlarınbu acı/ bu yangın bana kendimden mirasve sürgünüyüm birbirinin ikizi günlerinve gömütlüğü adresini şaşırmış ölümlerin bugünün çocuklarınınyaşayacakları pişmanlıkları taşıyorum içimdebu uçurumlar/ bu kan/ bu sancıve yarından yansıyan ağıtlar gözlerimde tüm bombalar beynimde patlıyorölen her çocuk/ gözü yaşlı …
Şub 23
Elimden Gelen Bu
Elimden gelen bu ben iki kişiyimÇoğalmak neyse ne azalmak zorBirisi seni her an bırakıp gittiğimÖbürü kan gibi tutulmuş seviyorAğzındaki acı alnındaki çizgiyimGözlerine kirli bir bulut getirdimHiçbir sevinç aydınlığı onu silemiyor Elimden gelen bu ben iki kişiyimBirisi kapadığın kapılardan gitmiyorYağmur yağmaksa o güneş açmaksa oBir yerin üşüse onun sıcaklığıÖbürü en içten çağrını işitmiyorAlıp tutmaksa o basıp …
Şub 23
Cila Kül ve Kefen
Inerde bir boş tarla bulsalar koşup oraya mabetler dikmek için yine de makbuzlar bastırılır pullar satın alınır bu cüzdanlar biletler kimlik kartları nasıl da sağlam onaylatılmış olur nasıl da hıfzedilir koyunlarda uçmuştur avuçlardan bir kez ah, nerde kaldı bütün bu çıbanları iyileştiren ecza nerde kaldı şimdi dünyanın derin, yaralı bir azası gibi kendini eyyuba benzetmek …
Şub 23
Ayaklar
Ayaklar, çeşit çeşit kunduralar içinde.Ayaklar, yarı çıplak, paçavralar içinde. Ayaklar, odalarda, bir çift yavru güvercin.Tutup avuca almak, okşayıp öpmek için. Çocuk ayacıkları, o başkalık, tombulluk,Henüz yere değmemiş, daha pespembe, yumuk. Yolculuk nasıl geçti?.. Ne oldu? Ne de çabuk?Teneşirde ayaklar, mosmor, taş gibi soğuk.Ziya Osman Saba
Şub 23
Dokunma Korkusu
Dokunmaya kıyamıyorum sana çimen sana gelincik sana mine çiçekleri sana sümbül Öyle masumsun ki kırlangıç sana getirsin diye gülümsememi bu sevdalı rüzgara veriyorum Öyle sevdalısınız ki ormanlar dağlar karıncalar ve sen kapımın önünden akan dere Dokunmaya kıyamıyorum size çakıllar güzelliğiniz var ya var ya bu suskunuz Yanaklarımı veriyorum kulaklarımı senin bahar kokulu esintine sabah serinliği …
Şub 23
Hilminin Çocukluğu
Hilmi diyor ki yeminlerBana çeşmeleri hatırlatırTabut kalın ciltli bir kitaptırSenin de çocukluğun bir ceviz tabut muyduUsulca bırakılan denize? Hilmi diyor ki benUcuz hüzünler kiralardımAlyanak bir kulakcıdanGök binlerce mavi şapkadırSenin de şapkan mavi miydiO günlerde? Hilmi diyor ki annemÇiçek işlemeli bir lambaydıKarartma gecelerindeSen de denizleri anlıyor muydunYatağa girmeden? Hilmi Yavuz
Şub 23
Şimdi Gitmeliyim
Bu şiiri Vehdan Abla’m için yazmıştım. Kış bitmedi, bahar gelmedi ve o gitti! avuçlarımda yaktığım bu buruşmuş kağıt benim kaderimdirkurşun kalemle yazdım dumanı ondan karadır kaşları çatık yağmur!hep susturulmuş on dörtlük ölü gelinler vardı sesimde duydunuz duymadınızsizinle dağı aşmaya nefesim yetmedi siz gidin bensizdağın diğer eteğinde beklerim eteğimde yabani …