Göğsünde mektuplarımı saklayan sevgilimi bilmediniz sizBilmediniz ne zaman ona baksam elimi kestiğimiHep benim kanım döküldü, belli olmadan nerede yaşlandığımBoşuna mı bitlendim.. hazmetmek zordur sevdiğinin koynundaki heykeli Ölmese devletin fark etmeyeceği adamların kaderidir kan davasıBatı kurtuluştur, terlemeden hayali kurulan bıyık, müstear isimlerVe tedirgindirler sağlık ocağında sıra beklerken bileKentlerde yarım yamalak insan; köylerde kaçak, köylerde kahraman Büyük …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Uzaktır Aramız Yollar Ağlasın
Hep böyle şaşırıyorlar Kanatlarında ıslak bulutlar Gelip güneşe konuyorlar Kim biliyor içinizde sevmeyi Şöyle kocaman. Korkmadan konuşmadan Bana yardım et diyor Bu duran günün ortasında Beklemenin ardında ve ötesinde bir şeyler var Konuşamıyoruz. Önce bitmeyecekmiş gibi geliyor Kulağa söylenmişçesine Bir araba iniyor yokuş aşağı Atları insanları geride Sana bu sıcağı anlatmalıyım O kapının rüzgarda inatla …
Şub 23
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın Gele berî nicesin hoş musun safâca mısın Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların Semen-beri nicesin hoş musun safâca mısın Bahâr-ı hüsn ü behâda belâlı bülbülünün Gül-i teri nicesin hoş musun safâca mısın Bizimle bir nefes insanlık eyle soruşalım Gel ey perî nicesin hoş musun safâca mısın Sefer kalıp …
Şub 23
Felsefe – Gül göçüğü
Felsefe Denize yakın oturuyorum, evdenGeldim, birkaç dergi kitapAldım yanıma, kuşları çağırdımYorulup konmuşlar tele Kötü alışkanlıklarım yok, sessizSedasız okuyorum denizi, taşı,Deniz kabuklarını, kamaşıyor gözümGüneşin terazisinde, akşam saatlerinde Felsefedir bana çiçeğin açmazıTaşın uğultulu sesi, rüzgârın çıkrığıİnsan her zaman yalnız kalmazBütün tabiat dolar içeri Gül göçüğü Bilmiyorum, gülün sesi var mı? Dokununca ‘eyvah!’ desin istiyorum. Gül yetiştiricilerini tükettik. …
Şub 23
Dinmeyen
Sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsınuzatırım saçları, tırnakları, anları beklesem büyür müsün sen çocuk? ırmaklar genişliyor, dallanıp budaklanıyor ağaç… Sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsıngizime bir ilmek daha atarım ben böylece bir kakül iner o çıplak alına alın o ki saçtan kırışmaz zerresi kırışır seni beklemekle geçen zaman belki hiç gelmezsin! Sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsınbir yeti …
Şub 23
Madrid’de Kahvehane
Madrid’de kahvehaneyi gördüm ki havradır, Bir yerdeyiz ki söz denilen şey palavradır. Dalmış gülüp konuşmaya yüzlerce farfara, Yorgun kulaklarımda sürerken bu yaygara Durdum, hazin hazin, acıdım kendi halime Aksetti bir dakîka uzaktan hayâlime, Sakin Emirgân’ın Çınaraltı’nda kahvesi, Poyraz serinliğindeki yaprakların sesi. Bazen gönül dalar suların mûsikîsine Bazen Yesâri hatlarının en nefîsine. Yahya Kemal Beyatlı
Şub 23
Ahmet Ada
Yaralıyım Dilimde titreyen türküVay le le can Rüzgârı portakal bahçelerine sürüklüyor Yol uzun ay aydınlık Vay le le can Söğütleri geçip geliyorum kapınıza Dudağımın ucunda kuru ayaz Yüreğimde gümüş hançer Aşk kırgınıyım – yaralıyım Görüyor bunu kırmızı rüzgâr Sevgilim can burcum Bu çatal yürek senin için çarpıyor Öyledir işte Öyledir benim sevdam Bir kuş uçuşu …
Şub 23
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var Yakında adem dirler bir şehre azîmet var Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var Nûş eylese bir âşık tâ haşre dek ayılmaz Bezm-i feleğin bilmem câmında ne hâlet var Bu hâlet ile ey dil sağ olmada âlemde Derd ü gam-ı dilberle ölmekte letâfet var …
Şub 23
Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i Hümâ imiş İklim-i hüsne anın içün pâdişâ imiş Bir secde ile kıldı ruh-i âftâbı zer Hak-i cenâb-ı dost aceb kîmyâ imiş Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş Görmez cihânı gözlerimiz yârı görmese Mir’ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş Zülfün esîri Bâkî-i bîçâre dostum …
Şub 23
Her Şey Şiirdir
Her şey şiirdir, uğultusu rüzgarınBir ırmağa usulcacık yağan karHer gece okunan bir dua çocukluktaGökyüzünde bölük bölük turnalar Her şey şiirdir, sevinç ve kaderDünyada olmak duygusu…Kıyıda, ıssız kayalardaKendi başına ışıldayan su Her şey şiirdir, şimdi, şu andaAk kağıt üstünde dolanan elimKarşıki avluda salınan söğütYandaki odada uyuyan bebeğim Her şey şiirdir, çağrısı aşkınBahar toprağından yükselen tütsüUmut ve …