İlk defa bu kadar sağlam yazıyorum. Haç şeklinde 128 dikişle. Galiba ahbap artık sana ulaşacağım. Yeteneğim geri geldi, göreceksin artık kutsal dizeler yazacağım. Hiç yapmadığım şeyler yapıyorum ahbap Maç seyrediyor ve devamlı topa bakıyorum Telepati yapıyorum. Hey ahbap ben arada bir fikir buluyorum. Kuşlar için küçük şemsiyeler yapabiliriz Böylece yağmurda ıslanmazlar Ve içimdeki ağır sözler …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Kum ile Su
Ben, duvar diplerini giyineceğimKimseye kapısından yakın olmayacağımAğzımı kuyulara vereceğimBeni kim beklemiyorsa ona gideceğimOtların ıssız mevsimini seveceğimBir yağmur hükmü olacağımMutluluğu pişmanlığı bir bileceğimSitemlerinizden eksileceğimKum sahiplerine suları göstereceğimKimin uzağı varsa kalbi var diyeceğimKirpilerin sevgisini soracağım sizeKılavuzum yalnızlık olacakÖmrümü hiçbir yakınlıkla örtmeyeceğimBabamı bende yaşatmayacağımGüven duygunuzdan tiksineceğimÇocuklarımdan çekileceğimHayalden başka gerçeğim olmayacakSevginizle yatışmayacağımBir tek alın çizgisine eğileceğimZaman hep sizi çoğaltacakBir …
Şub 23
ruh söküğü
ruhlar incinir.sürekli incinirler.onları yaşatmak için günboyu çalışır bahaneler.çok zayıf hafızaları vardırgüçlü doğarlaryaşlandıkça daha unutkan olmak zorundadırlar, bu ölümlerini geciktirir.Evet, evetruhlar ölürler.o kadar hızlı ölürler kihiç yanmaz canları.ruhların canları vardır,bir değil, beş değilmilyon tane canları vardır.hepsini birden bir kadında da bırakabilirlersakat bir köpeğin bacağına da sarabilirler yüzlercesini.bir bakarsanız hain bir masada kirli ellere bacaklarını sunup ölen …
Şub 23
Âh mine’l aşkı ve hâlâtihî Ahraka kalbî bi-harârâtihî
Terci-i bent Terci-i Bend-i Beyt-i Şerif-i Meşhur li-Cenab-ı Hazret-i Pir I Ey ruh-ı pâkinde ayân nûr-ı zât Sînesi âyîne-i vech-i sıfât Pertev-i hüsnünde nümâyan tamâm Sırr-ı Hudâ mâ hasal-ı kâinat Sen urıcak vakt-i semâ’ içre çarh Şem’ine pervâne olur şeş cihât Şevk ile cân tâzelenir ben desem Nutk-ı safâ-bahşına rûhü’l-hayât Pertev-i envârı cemâlin senin Aşk …
Şub 23
Bir Günün Sonunda Arzu
Yorgun gözümün halkalarındaGüller gibi fecr oldu nümâyân,Güller gibi… sonsuz iri güller,Güller ki kamıştan daha nâlân,Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlarTekrârını ömrün eder i’lân,Kuşlar mıdır onlar ki her akşamAlemlerimizden sefer eyler?.. Akşam, yine akşam, yine akşam,Bir sırma kemerdir suya baksam,Akşam, yine akşam, yine akşam,Göllerde bu dem bir kamış olsam! Ahmet Haşim
Şub 23
Şiiri Yazılamayan Şehir
Gökçe atlar üstünde fethe uçan cihangir:Bu pürfüsun şehire nasıl yazılır şiir? Bir masal diyarının gölge-ışık Kaf’ınıKalem çizebilir mi mânâ fotoğrafını? Medine-i fâzıla, kutsanmış dersaadetİstanbul sevda gibi, ölüm gibi mücerret Yakamoz şehrâyini, tılsımlı, aşkın-verâSözle şerh edilemez bu ilâhî manzara Sanatın bütün sırrı mazmun olsa yine zorİstanbul nûr revnakı, İstanbul bir metafor İstanbul şiiristan, bedestân pazarıdırİstanbul, mâverâya …
Şub 23
Necid Çöllerinden Medineye
Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın; Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum; Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum. Tahammül et!” dediler… Hangi bir zamana kadar? Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var! Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak; Önümde durmadı artık, ne …
Şub 23
Eksik Ömrüm (II)
Güneş gecenin kuyusunu kazarken,Düşünü yağmura batırıp dilek tutmuş annemOndanmış gözlerimin ela oluşu… Kuru sıkı ağlayışımla vurduğum annemellerini yüzüme dikipayağında sallıyor kundağıma iliklediği ömrünü Göz çukurlarına alın terini biriktiren babamGünden önce ağaran saçlarını düzeltipbir yanı göçük yüreğinidedemden yadigar türküyle ovalıyorgeçiyor içinin ağrısıEkmeğine emeğini sürüpdüşüyor yolaAklında günışığı saçlı annem… Gözleri güneşi küstüren annemSes tellerine asıyor taze gülüşünüKurutup …