Sana ufku anlatmak istiyorum Yüreğini Avuçlarında bir güvercinin Yüreğiyle yatıştıran çocuğun Bileklerinde çözüp Doldurduğu şeyi Sana anlatmalıyım… Binlerce insan dökülmüş duraklara Asfalttan, yapılardan, seslerden; Binlerce saattir oradalar Ve kudurgan bir beyin Ve kıpırtısız bir yürekle Düşmanca bir şeyler biriktiriyorlar karşılıklı Ve herkes birbirine benziyor Ve herkes yabancı birbirine üstelik. Sana ufku anlatmak istiyorum… Yalınayak Ve …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Ellerin Avucumda İki Ateş Damlası
Çiçeğinde yeni yeni kamaşan zerdalisi ömrümün,gülüşümde çekirdeği sertleşmemiş ilk çağlam, kızım benim, nazım benim, gurbetelde sazım benim, yalazlanmış can tanem, körpe dalım bir tanem.. Sisini gözlerimin, içimdeki dumanı seziverdin de sanki acılandın uykunda, sızlandın huysuzlandın.. Dudakların kurumuş, ter içindesin yavrum! Kolsuz kanatsız kalmış geceden beri başucundayım.. Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük kabukları koparılmış yaralar gibi …
Şub 23
Yüreğimin Acemi Elleri
Yüreğinde yerini değiştirdiğin bir sevgiyleBahçelerinde evlerin dinlendiği o yerdesinBütün günahlarını biraraya toplayarakUzakların neden sinsi birer bıçak gibiDurduğundan söz etmektesindir Sen şimdi camların ardında buğulanan gözlerinleYağmura sarılacak kadar hüzünlüsündürRüzgara alışık kavak ağaçları gibi sessizYüreğimin acemi elleri arasındaUfalanan ekmek gibisindir Bil ki bunlar bozkırca sezgilerden değildirBirazdan başına üşüşür yıldızlarGecede ömrünü yarılayan kelebeklerinkırılmalarını duyarsınEğer ağlayacaksan dilinin altınabir ağaç …
Şub 23
Yüreğe Uygun Acılar
bir sağ omzum vardıbir de sol omzumbir kez bile koymadın başını insan yüreğine uygun acılar yaşamalıadı kötüye çıkmış bir iklimde fazla kalmamalıyüzü yeşile dönük de olsaher mevsimce benimsenen bir ağacı sevmemelive uykuları göçebeleşiyorsabedeninde birer sığıntı gibi duruyorsa rüyalarıoturup yatağını kollamalı kışlara koşar adım giden güneşbahçelerin dışında büyümeyiaklına koyan ahlat ağacıve terli avuçlarımdantekin olmayan sulara inen …
Şub 23
Kanıyorsan
Kanıyorsan eğerGece de bir şiirdeŞiirlerimden bas kanayan yerlerine Benimle senin arandaYetişkin bir ten uzaklığıBenimle senin arandaArada kalmış sözcükler Taşların sekişinden belliBu su bir kez bile anlatmamış kendiniSulara parmak uçlarıyla dokunan taşlara sorsanSu anlatmak istememiş kendiniEğer anlatsaymışBu gök burada duramazBu deniz de koylardan istermiş sakin sularını Benimle senin arandaUslu durmayan bir hüzünBenimle senin aranda yazılmış şiirlerKaçışmasın …
Şub 23
İstersen
Gece kederli bir insan gibi Gelip dokununca omuz başlarına Çocukça bakışlarına Büyük adamlar yerleştirmeyi unutma Avuçlarını sıcak tutacak bir gül bulunsun yanında Unutma Hüzündür bu dile kolay Aşkın arka bahçesinde hızla yetişen Hırçın çocuk oydu Başka çocuk sanma Acılardan da yarar um Kırlarda yalnız yaşayan ağaçlara tutunarak büyü Beni unutabilirsin Ama bunları unutma Yasin Erol
Şub 23
Çınlama
Bin çeşit sarının içinden geçtim. Yollar kirpikti. Evleryapraktı. Kocaman bir ağaçtı gökyüzü. İnsanlartoprağın elleriydi. Bulutların kum saatinde bir büyükzaman. İçimde sözünü bulamamış hayatların gizi.Çaresiz iyiliktim. Ekimdi, kasımdı. Bir kadın bembeyazsusmuştu. Dışarda gecenin siyah lalesi. Camlar acıydı.Ağzımda karıncalanmış bir dünya. İğde kokularındanyaz ölüleri. Soğumuş sözdüm. Gözlerim çocukluğunyıldızları. Her arzu bozkırla yaralanıyordu. Yağmurunraylarında bir tren. Bir istasyon …
Şub 23
Bitişik Nizam
odalarda bunca eşyatanrım nasıl da yoruyorlar evleriyer kalmadı oturup göz göze gelmeyehatta yalnızlığı bile sözgelimi sandalyenin arkasında yorgun bir ovatozdan yapılmış biblolaryüz yıldır bakıyorlar oraya sırtımı deliyor bir alçı kedinin köşeli gözlerioradan süzüle küçüle bir fil kafilesiiniyor konsolun üzerindeki tahta dağlarabeni bir kireç kuyusundan baş aşağı sarkıtarakiniyor uzun geçmişime terli bir mızrak evlerde bunca eşyatanrımkalbime …
Şub 23
Dönüş
Nihayet İşte mağlûbum Ey aşk Şimdi beni bir muzaffer gibi karşıla Beni bağışla Beni kabul et Bana sükûnetini ver Ahmet Şirin
Şub 23
Taşralı Uzak Akraba
– Kapıda tanrı olduğunu söyleyenbiri var, han’fendi! – İşte bir deli daha!Sayıları gün geçtikçe artıyor.Bir ekmek parasıveriver gitsin. – Sadaka istemiyor ki, efendim… – Bak işte bu kötü!Neymiş derdi peki? – Dün gece yatarkenyardıma çağırmışsınız onu.İsminizi söylüyor;aynı köydenmişsiniz. – Demek, tam tımarhaneden bu deli!O köyden öyle biri yok de, burada;üstelerse kapıcıya haber ver;o onun dilinden …