lanetli bir gemiydim her limanda bir cüzamlı beklerdi beni başımda bin bir hayalet sevgilim ölü tekne kırık omurgasıyla uzanırdı kumsalda ben ona korsan masalları anlatırdım o bana yağmalanmış bedenini üzülürdüm o zaman üşüyen bir çocuk eliyle arteneden indirip yelkenimi çekerdim üstüme lanetli bir gemiydi soylu bir dragon gibi yanımda dünya güzeli filikalar yok boynumda yağlı …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Çalı Çit Bahçe
sürdürüyoruz oyunu. ben karanlık bir dağdan iniyorum o, dudaklarında mevsimsiz iki gelincik çıkıp geliyor çalıların ardından her zaman bir çit aramızda yürüyoruz şehre doğru dizlerinin üstünde bir çanta omuzu yaz hırkalı hayatın ucuna ilişir gibi oturuyor bahçe sinemasında acılannı boyuyor duvardaki kadınla filmi ellenyle seyrediyor düşmekten korkar gibi elimi arıyor karanlıkta yüzüme bakıyor arada bir …
Şub 23
Keçiyi Yardan
keçiyi yardan uçuranbir tutam otturgözümün önüne geliyor keçihala cıvıl cıvıl gözlerinin içiağzında ecel yeşilikörpe ıslakezilmiş yırtılmış bir çift yaprakuçurumun dibinde incecik bir sutatlı mı tatlı, duru mu duruaçmış kocaman gözlerini düşünür sucanlıyken ne kadar hafifti keçişimdi ne kadar ağır Bedri Rahmi Eyüboğlu
Şub 23
Kan
Çıt yok koskoca ovada Yapayalnız üzümler tütünler Bağ evine vermiş sırtını Kurtuluş savaşından bir efe Görmüyorum ama sesini duyuyorum Yaralı sazı elinde Toprağa sızıyor kan Manisada Aydında Gelinler güveyler analar Üzüm kurutur güneşte Karanlıkta tütün kırar Toprağa sızıyor kan Güneş çıkınca kuruyacak Zaman ne çabuk geçer Hayat göz açıp kapamak Toprağa sızıyor kan Sabri Altınel
Şub 23
Nen Var Kardeşim
bir salkım üzüm bir bardak şarabane kadar benzersebir nefes tütün bir demet yaprağane kadar benzersenen var canım kardeşim?her nefeste biraz daha buğulanıyor camhep bir buzlu camın arkasındanbakıyormuşsun gibi geliyor yüzümeçıldıracamiki nokta bir benek gözlerimerimiş uzanmış dökülmüş ellerimnen var canım kardeşim? hay camına camekanına büyüsüne buğusuna aldıranınkırmak mı dedinkırmayanın.. Bedri Rahmi Eyüboğlu
Şub 23
Tik Tak
Ne kadar aradıysamsuyunda bulamadım tak’ları zaman denilen kuyunun yüzümde bu yüzden yalnızca tik’lerini taşırım çocukluğumun Yarısını tuttum çocuk doktoru olmamı isteyen anneme hasta yatağında verdiğim sözün doktor olamadım ama çocuk kaldım İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine kendi başıma zor sığıyorum bugün büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne ? Sunay Akın
Şub 23
Beceriksiz
Kabuğunu koparmadanne bir elmayı soyabildim ne de iyileştirebildim bir yaramı ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna Şair diyorlar benim için bilmiyorum oysa her şiire konmalı mı uyak her yere nedense konamıyor tayyare hay dilimi arı türkçe soksun; uçak Kaptan olmak isterdim aynanın karşısında eski bir sinema yıldızı gibi …
Şub 23
Avarelik Yılları
Sen miydin, Tanrım, o kerem sahibi,Bir öğün yemek, bir testi şarap Ve bir gecelik barınak için Kapını çaldığımda Hizmetçilerine “Evde yok!” dedirten? Sen miydin, Lordum, Aklın taş gemisiyle ruhun çölünde Kalbim forsada kürek çekerken Gökçe krallığının tepelerinden Biraz kekik kokusu, Biraz serinlik istediğimde, Rüzgarın yalazlı dudağına “Evde yok!” dedirten? Sen miydin, Efendimiz, Sen miydin, şairlerin, …
Şub 23
Son Gül
Avni’ye İşte son gül soluyorGizli ve kinli ellerYaprakları yoluyorÇiçeklerle beraber. Ağaçlardan süzülenBir asabî uğultu,Bahs ederek hüzünden,Yaralıyor sükûtu. Gösteriyor her bakışBir ürperme, bir korku;Her yüreğe uğramışSanki hicrânın oku. Sonbahârın zehrindenGönlüm hisse alıyor;Titre, ruhum! derinden:İşte son gül soluyor. Nurullah Ataç