Kategori: Türk Şiiri

Sucul Şiir

Saçların hangi ülkenin ırmaklarında ıslanırİkindi gölgesi oralarda da uzun muOralarda da seven horlanırSevilen vurulur mu Arif Ay  

Ağrı

sonbaharların kralı gelirmiş meğer istanbul’a ciğerlerimin filmini çektiler ciğerlerim artiz oldular icabında akut alevlenmiş kronik bir sonbahar gibi bakıyordu sigara figüran falan. ben kırmızı bir yaprağı oynuyordum esas kız olarak uçuşuyordum, uçuşmakmış meğer benim anlamım ben bunu geç anladım. senin için şiir yazacaktım istanbul ismini ağrı koyacaktım. oysa bir şiir niyeydi sanki yer içer sevişir …

Devamını oku

Gün Sonu Konuşması

                      Nurullah Ataç’a Ağaçların evlerin üstünde başımAydınlık içindeKuşlar ötüşerek geçiyor civarımdanAkşam oluyor uykudan kolayOktay diye sesleniyorGökyüzündeki küçük yıldızSizler de akrabasınızBenden neden kaçarsınızKurtlar sincap tilki Ağaç konuşuyor Ben ağacım bilgim de ona göreRüzgârlı havalarda konuşabilirimBilmem gurbet sıla farkıAyaklarım olmadığındanKöklerim toprakla kardeşZamana alışık yapraklarımAcımaz kırsanız dallarımıKorkmuyorum sizler …

Devamını oku

Bir Taş Atarsın

Bir taş atarsın, taş nereye düşerseMutlaka bir köşebaşıdırÇünkü yüreğin daralmıştır ve kıştırKullanılmamış bir sicim gibidir soğukİşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır. Şimdi bir şamandıra denizin yüzündeDurulmamış bir anı gibi kendini salmıştır. İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğuYalnızlık bir başına kalmıştır. Edip Cansever

Gelse de Trenden

Gelse de trenden ikimiz insekcamları buğulu iki tas çorbabir kitap — çantana korkup tutunmuşkâğıdı samandan şiiri zorba ve o hışırdayan uykudan geçseksobanın ayrımsız adaletindençok büyük bir yağmur işte başlamışkimse çıkmayacak bugün evinden böyle susuyorum ben çok değiştimsense nasıl denir – hâlâ o kızsındinle ağlayarak çıkrık sesiniişte şu dünyada yapayalnızsın her neyi dilesek burada olmazen büyük …

Devamını oku

Yine de

İç-dünyama İsviçre misâliYeşiller ve göller yarleşmedi. Hangi kalıtımın ürünüyse, İç-kentimde bir iki yaşlı kedi… Çamurlu kaldırımlarda; Dolaşır akşam üzeri. İnsanların paçaları çamurlu, İhtiyarların cebinde bir yumak sicim, Ve en fazla bir elli lira. Bir de paslanmış bir çakı. Kadınlar ne leydi ne de güzel Fakat ince ve saf yine de. Hafif kamburu çıkmış kazaklı kızlar …

Devamını oku

Gözlerin

Bi Bi Bismillah !Korkuyorum sevdiceğim.Dokunmak coğrafyasına yüzününYıkmak gibi bütün mescitleri.Korkuyorum bulaşacak elime polenlerin.Kursağımızda kalacak her damlası kevserin..Bakma öyle n’olur.. Gözlerin..Gözlerinde Allah var sevdiceğim..Sadakallahülazîm.. Erdem Arslan

Fena

aklının tam ortasına bir oğul düşünce babamındönüp dolaşan bir fenalık gibi söylenmiş göğebeni suret etoğul diye bir uçurum diliyorum kendime annemin içine hüngür hüngür ağlayınca babamalnında oğul terleri birikincedünyaya bakma vaktim gelmişbir sesin bir yere bakması gibi fenatuhaf bulaşıcı ve yapışkan bakmışım dünyaya akşamına razı evimizde başı dönen bir sözcük olmuş cüzamönce bir doğum lekesi …

Devamını oku

Portakalı Soydum

Buğday başakları arasına daldığında,Kaybolan o sarı saçlı çocuk,Şimdi babasının evlendiği yaşta.Şeker pancarından traktör,Pazar çantasından potaVe birçok şey arkama baktığımda.. … Portakalı en iyi annem soyardı,Babam başucuma duayı koyardı.Geçti zaman,Hayat yine bir yalan uydurdu,Çiğitleri boğazıma oturdu. … Duma duma dum..Anne ben çok yoruldum.. Erdem Arslan

Hayyam’ın Sabahı

akşamüstü oturmuşum bahçede, ceviz ağacının altında. şakirtleri göndermişim; testiyi bir dikişte yarılamışım; sonra almışım udumu kucağıma… parmaklarım gezinirken tellerinde, çalgının, bekliyorum zekânın, sezginin, bilginin, akşamları evlerine dağılan yapı ustaları gibi, hesabı, hendeseyi bırakıp, birer birer seslere, nağmelere geri dönmelerini. bekliyorum, gelsinler de döksünler içlerini; söylesinler, bugün de, dünkü gibi, hayyamın elinden avucundan, tüylerinin, kemiklerinin ucundan …

Devamını oku