Kategori: Türk Şiiri

Yüreğime Veda Ediyorum

Ay yıldızlarla oynaşırkenAcımasızdı gecelerBenden yana… Ayazında üşüttüler beniNe kadar dil döktüysem de Bir türlü vermediler seni. Düşüncelerimde küllendim.Bıkmadan usanmadanYaktığım ağıtlarlaGecelerden Seni dilendim.Hüzünlerimi taç yapıp başıma taktımSadece yüreğimi değilÖmrümü ateşe verdim, yaktım Yine deOlmazdı bir sitemimSon ümidim etmeseydi firar Şimdi yolun sonundayımDönülmez kararların narındayım Artık biliyorum .. Denk gelmeyecek ömrümÖmrünle BirazdanVeda edip gideceğim Senle dolu yüreğime…. …

Devamını oku

Keşke

Deniz kokulu taşlar döşenmişti yollaraBen bile bilmiyordum nerde ayrıldıksöndür küllenmiş sözcüklerini geçmiş zamansararan filizleri geçyorumu gökyüzüne bırakılmış uçurtmalı tepeleriuzun bir yol için aldığın ne varsa bırak ardındasaklayabilseydim dalgın bakışlarımı böyle zamanlar içinsaçlarını taradığım sular, rüzgar ve karanlıkbak adın yazılı yeşim taşından örülü duvarda! Murathan Mungan

Aynı Lambalar

Kibritle oynarken yangın çıkaran sarsak yıllarBir daha hiç geçit vermeyen veda sözleriYılların sıradağlarında uzaklaştı bizdenYüreğimizden kopup giden ayrılık trenleriBiliyorum aynı lambaların aydınlattığı yalnızlıkta geçtiAldatılmış duygulardan ayrı ayrı geçerek vardığımız korunaklı siperlerSenin içini ürperten geceleri ben duymadım mı içimde?Hayat herşeyi alır sanırkenOyunlarımızı ıslatan yağmurlarda kaldıBir bizim icat ettiğimiz saatlerİlk öğrenilen yalnızlık aslında geç keşfedilirDalgın resimlerin derinleştirdiği …

Devamını oku

Daralan Vakitler

Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde?  Çam ormanlarının salınışında,Kuşların cıvıldayışında,Otların serin tenlerinde.Eğer varsan bakıp görmeyeŞeffaf perdenin az ötesini,Bir ateş bulutu var en bildik yerde,En emin yerde. Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlarHissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar. Farzet körsün, olabilir,Elele tut,Taş al ve at,Kafiri bulur. Hani ceylanların,Hani cihat marşın? Bir …

Devamını oku

Hurûfî

terkedilmiş evlerin,kendine sarılan yalnızlığı neyse,o dur kucaklaşmaları şehirlerarası terminallerinçünkü insan içine doğru genişlerlime lime soyar derisinihallacdan mansura geçer orada aşk ve ölüm ve su ve ateş ve toprak ve rüzğar savurunca saçlarını bir kızın simsiyahyükleyip eşyasını mensura artık kimse tutamaz hurûfî,giderbu betondan tanrı kentin aşkı kovan dükkanlarından bu çirkef bu geniş bu iltihapiçine doğru çünkü …

Devamını oku

Çölde Gizli Bezginler

bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden. saçlarının seyriyle seni yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran akreplerdir duygunun. karanlık ordulara güneşsiz sokulan bunlar canlanınca ne ateş kirli taşlar ne böcek şakakların sıcağında kuytu bir ses büzülüp ölecek sabahsız kuşlara koşarsa durur mu evreni omuzlarında bahar şenlikleriyle. sürdüren ellerini yangın …

Devamını oku

Ey sevgili…

Sür’un sedasına an kala sırtımızda kirli bohçamızla karşına çıkmaya utanıyorken… ah o erken ayrılık yok mu? Peşinden koşamadım sevgili, bir akşam üzeriydi…ayaklarım kavrulmuştu…gidişinle kumlar nâr olmuştuve seni uzaklara götürmekten utanırdı yollar…gözlerimizden düşen o billur hüzün daha toprağa varmadan meleklerin nurunda kayboluyordu…. Sevgili Bir fecir vakti sana olan bütün özlemlerimi alarak ve Gaza’nın çocukları gibi koşarak …

Devamını oku

Çiçek Sapını Kalbine Soktu

ilk gördüğümde yaprakta uyuyordudüşmekle tutunmak arasısu içecekken şırıl yağmurdanbeklemek kadar sonsuzdudağımın kenarına oturup beni seyrettirenksiz harfler dökülüyordu renkli kâğıtlara basit gerçeklerdi inandığı büyük yalanlarüşüyüp titreyerekiğne deliğinden hindistan’a bakıyordukaçmak ve kovmak istediğihasta bir peri vardı ağaç kovuğundaboşluğa tutunup öksürenkışın onunla geçmesini istiyordu kimse görmedi belki görmedi kimsetuhaf bir sızı uyandıazalırken kalabalıkağır ağır düşen bulutu tutuncabuharlı kabarcıklar …

Devamını oku

Bir Kadını Beklemek

Bir kadının bana gelecek olması, bir rüzgarı geçerekBir şarkıyı geçerek, saçlarının uçuşundaBir kadının bana gelecek olması, bir ömür geçecek Aşkın buruk tadında, buluşması iki yalnızlığınBir akşamı geçecek Belki de dağılan sesleri hüznün ve akşamınbelki deBir kadını geçecek Bir kadını bekliyorumEteklerini ve saçlarını uçurarak gelecek… Ataol Behramoğlu

Lepra

Topu uzak arsaya kaçmışBir çocuk olarak karşındayım, benimAğzımdaki şekere benzerDualar ederim Tatlı, yapışkanÇabuk bitenDiş çürüten Hafriyat çamurundan telsiz yapanBir çocuk olarak karşındayım, benimKirlenen ellerimle bileSeni özleyebilirim Küçük, uzakÖzensiz Bulduğu her parayla bakkala koşanBir çocuk olarak karşındayım, benimAldığım en büyük hazzıSeninle paylaşabilirim İç içe ve yüksekHızlı ve gerginKolay gelen, eşsiz Çayını açık içenBir çocuk olarak karşındayım, …

Devamını oku