Kategori: Şiirdir Baba

Babam bahçıvandı. Şimdi bir bahçe.

Üzüldüğüm tek bir şey var. Biraz daha yaşamak is­terdim, şu çocuğun beni hatırlaması için, başka bir şey istemiyorum. Şu çocuğun beni hatırlaması için

Aftersun: İnsan Zihnine Atılan Duygu Tohumları

Calum aslında hayatın ne kadar zor olduğunu kendi karakterinde çok güçlü bir şekilde yansıtmaktadır. Oysa yapılması gereken şey basittir; toplumsal düzleme ayak uydurmak ve toplumun iteklediği yöne doğru sürüklenmek. Bunu yapmayan iki tür insan vardır. Birincisi mevcut düzeni benimsemeyen, toplumun dahi yaklaşımlarını sorgulayan ‘aykırı’ kişilik. İkincisi ise bu basit kurallara dahi uyabilecek kadar potansiyel açığa çıkaramayan ve bunun sonuncunda savrulma yaşayan insanlar. Her ikisinin de intihara meyili vardır. Birincisi var olan sorunları görür ve o düzenin bir çarkı olmayı kendine yediremez ve hayat yaşanmaz hale gelir, ikincisinin ise düzene bir karşıtlığı olmamasına rağmen o düzende yaşamayı dahi beceremez.

Mehmed Ali’ye

mehmet akif ersoy Mısır’da Kur’an tercümesine başladıktan sonra, muntazam namaz kılıyordu: Kur’an’ı vak’alaştırmak istiyor gibi.
Bu tercüme onun Kur’an hifzını kuvvetlendirdi. “Tercümeye başladıktan sonra ‘demir hafız’ oldum” diyordu.
Mısır’da bazen bütün Ramazan bütün Kur’an’la teravih kıldırdı. Fakat bu teravih namazlarına her zaman cemaat bulamıyor, bazen oğlu Tahir’in cemaat diye önüne geçip imam oluyordu. Fakat hatimle kıldırılan bu teravih namazları uzayınca, Akif, “Bazen arkama dönüp bakıyordum, o da kaçmış” diyordu.

Babam Amerika’da

Son yıllarda iyice ikna oldum: Ben doğduğumda, babam baba olmaya hazır değildi; sonraki yıllarda da baba olmaktan memnun değildi. Aile ve çocuk sahibi olmak değil, kendi hayatını yaşamak istiyordu. Ne var ki, başka bir hayattı yaşamak istediği, içine sıkışıp kaldığı hayat değil.

Albüm

bir babanın resmini büyüterek duvara
asmak yere eğiyor şecerenin dalını
o ki ağır bir gamdır günlerle didişmekten
kendi bile unutmuş uçsuz topraklarını.

Ali Ayçil

Sinem

sonra madem insan kal adında bir beladır
insan dalgın bir belgedir kendiyle hayat arasında
neden eve dönmekten ibarettir hayat
neden bazen simsiyah bir doğruyla denilir,
devletin ve allah’ın en iyi fikridir kış
bütün evlerin en mükemmel hatasıdır baba

Hüvelbâki

insanın babası ölmez,
doğar olsa olsa
evladından önce
her iki hayata da..

bir oğlun gül kokan
babasını bembeyaz
kundağıyla beşiğine
yavaşça bırakması.

Baştan anlaşalım; acımız ve kederimiz giderek yoğunlaşıyor. Haliyle sözün de kılıca dönmesi muhtemel.

Bizim toprakların çocukları, ölümü çok iyi bilir ve en erken yaşlarda öğrenir. Bir gün eşikte ters çevrilmiş ayakkabıdan anlar, başka bir gün anasının çığlığından anlar, öbür gün evine yanaşan siyah bir arabadan anlar, başka bir gün köyden gelen mektuptan anlar, karşı komşunun astığı bayraktan anlar

BABAM

Dünyaların en iyi babası benim babamdır.Düşmandır düşüncelerimiz,Dosttur ellerimiz.Dünyada tek elini öptüğüm,Babamdır.Kırkını geçtin, adam olmadın der,Başım önünde dinlerim,Önünde tek baş eğdiğim babamdır.Sabahlara dek Kur’an okurAnamın ruhuna,İnanır ona kavuşacağına.Bana gâvur derDiş bilemedenDünyada tek bağışladığı ben,Tek bağışladığım odur.Başım derde girdikçe bakar çocuklarıma,Bitürlü ölemiyorum der senin yüzünden,Çocuklar ortada kalacak,Ölemez kahrımdan benim,Yaşamak zorunda benim yüzümden.Gözlerindeki ateş bakışlarında söner,Tuttuğun altın olsun …

Devamını oku

Babam’ın anısına

Her ölüm dünyada bir çatlak açar – bir boşluk bırakıp
öyle gider her kişi: öteki kişiler de, şimdi, o çatlağı
kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş
hissederler kendilerini.