Kategori: Şiir

Sevgilim

Sevgilim,yetimim benim, aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken kapılar kapalı, dünya buzlu camuyuşmuş gözlerimin önündehayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan ikimizin yerine dinliyorumsevdiğin şarkılarısiyah tişörtünü giyiyorum yatarkengömleklerini, kazaklarını, kokunusenin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurkengün boyu elimde kahve fincanı kapıyı açmıyorumtelefonlara çıkmıyorumbaşını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların Sevgilim,yetimim benim,nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayataöldüğünden haberi yok fotoğraflarının Murathan Mungan

Makdem-i Yâr

Pervâne-i zerrin gibi her zühre-i zerrinTitrerdi zümürrüd-geh-i lerzân-ı çemendeÇağlardı leb-i sîm-i hıyâbân-ı semendeBir çeşme-i billûr ile bir cûy-i bilûrin Düşmüştü siyeh berg-i şebe şebnem-i sîmînŞebnem gibi titrerdi kamer leyl üzerindeBir şeb-pere-i hutfe bir âhû-yı çerendeVermişti bu nüzhet-gehe bir vahşet-i nermîn Âhû ile şeb-perre vü evrâk ile azhârNâ-gâh fısıldaştı leb-i âb-ı revândaZîrâ şu perî-hâneye karşı bu …

Devamını oku

Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor

Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyorOlmazsa yâr âşıka râm söylenilmiyor Muhtâc bûs-ı lâ‘line yârın recâ-yı vaslMest olmadıkça asl-ı merâm söylenilmiyor Tenhâda bulsam ol perî-zâdı telâşdanLüknet gelip zebâna kelâm söylenilmiyor Dahl etme bana derd-i dilin söylemez deyüÂşık ne yapsın âh a paşam söylenilmiyor Vâsıf bezimde böyle gazel dest-i yârdanNûş itmedikçe bir iki câm söylenilmiyor Enderunlu Vasıf

Mersiye

Tıfl-ı nâzeninim unutmam seniAylar günler değil geçse de yıllarTelh-kâm eyledi firâkın beniÇıkar mı hatırdan o tatlı diller Kıyılamaz iken öpmeğe teninŞimdi ne hâldedir nâzik bedeninAndıkça gülşende gönce-deheninYansın âhım ile kül olsun güller. Tegüyyürler gelip cism-i semîneDöküldü mü siyâh ebrû cebîneSırma saçlar yayıldı mı zemîneDağıldı mı kokladığım sümbüller? Feleğin kînesi yerin buldu muGül yanağın, reng-i rûyun …

Devamını oku

Bir Kış Gecesi

Pencereye yağan karla bezeniyor,Uzun uzun çalıyor akşam duası çanı,Evin donanımı dört dörtlüktürSofra hazırdır birçok kişiyi ağırlamaya. Avare dolaşanlar, birkaçın üstünde sayıları,Karanlık yollarda varırlar kapıya.Altın çiçekler açan lütuf ağacıYeryüzünün serin çiğini soğuyarak. Avare sessizce atar adımını içeri;Acı eşiği taşa döndürmüş.Durur masasının üstünde ekmek ve şarapDuru bir parlaklık içinde. Georg Trakl

Güzellik Geride Kaldı

Benim yüzüm, yüzünden baştan başa hüzündür.İkisinden birisi ikimizden biridir Görmeli’dir, eskidir, yaşamış’a dönmüştürYarışa çıktıkları güzelliği geçmiştir. Ağladığını bilir bilmediği şeylereGüldüğünü unutmuş, hiç görmemiş gibidir. Taşınmayan ne varsa bir yerden öbür yereSeve seve taşımış, sırtına yüklemiştir. Parayla ölçülmeyen sevgi saygı borcunuNe aldıysa ve kimden aldıysa ödemiştir. Verdiğini unutmuş onun ne olduğunuNe verdiyse ve kime verdiyse yok …

Devamını oku

Aşkın Başlangıcı

Ey gülümseyiş, ilk gülümseyiş, bizim gülümseyişimiz,İnsan nasıl da o: ıhlamurların kokusunu soluyuş,park sessizliğini dinleyiş, birden, birbirimizdeyken,yukarlara bakış ve şaşkınlık, gülümseyinceye dek biz. O gülümseyişte anımsanması vardıbir tavşanın, karşıki çimendeoynayan. O gülümseyişin çocukluğuböyleydi. Daha ağırbaşlı bir etki bıraktı ondasonradan gördüğümüz kuğunun devinmesi:durgun havuzu bölüyordu kuğu, sessiz akşamıikiye bölercesine. Ve saf, açık göğe çizilmiş,gelecek gecelerle kaynaşan ağaçların …

Devamını oku

Duino Ağıtları – Rainer Maria Rilke

1. AĞIT Tuhaf şey elbette, artık şu yeryüzünde oturmamak,Unutmak bundan böyle daha yeni edinilmiş alışkıları,İnsanca geleceğin anlamını verememekGüllere, vaatlerle dolu öbür şeylere;O sonsuz korkulu ellerde ne idiysekOnu artık olmamak ve öz adını bileKoyup gitmek bir kırılmış oyuncak gibi.Ne tuhaf, dilekleri dileyememek daha,Bütün olan her ne varsa darmadağın uçuşurGörmek uzayda. Zahmetli şey ölü olmak,Yeni baştan, ağır …

Devamını oku

Edirne

Biz ne zengin haritalarGördük Arda’lı, Tuna’lı Ki o günler bir EdirneVardı döşeli dayalı; Dalları altın yemişliKuşları altın gagalı… Yuvalar vardı, şen şakrak,Ağaçlar vardı yuvalı… Tası ayetli, oyalıSular içerdik şifalı ** Balkan’da dağlar tepelerÖbek öbek, oymak oymak… Dağları aşıp Tuna’daKanad kanad ordu yeymak. Uçmak Tunca’dan Vardar’aVardar’dan Vistül’e kaymak… Sonra, ne acıdır bir günTunca’yı Tuna’ya saymak. ** …

Devamını oku

N’apacaksın Tanrı?

N’apacaksın Tanrı, öldüğüm zaman?Ben ki testinim senin, ya kırılırsam?İçkinim, kaçarsa tadım, ya bozulursam?Dokusu kumaşının, giysinim seninKalmaz bir anlamı gidecek olsam. Evsiz barksız demeksin yokluğumda senYoksun kalacaksın içli ve sıcak selamlardanDüşecek yorgun ayağındanKadife terliklerin, ki onlar Ben’imAban da sırtından yitip gidecek. Bakışın ki, dinlenir yanaklarımdaSımsıcak pamuksu yastığındaGelecek ve beni aranacak boşunaVe çaresiz uzanacak günbatımındaYabancı taşların yatağınaN’apacaksın, …

Devamını oku