Sözcüklerimin heceleri döküldüğünde yorgunluktanve saçma sapan hatalar başladığında daktilodauykuya dalmak istediğimdünyada olup bitenve engelleyemediklerimeyas için nöbet tutmak istemediğimde artık orada burada bir sözcük süslenip şarkı mırıldanmaya başlarve yarım bir düşünce saçını tarayıpdaha demin yutamadığı birşeyden yutkunanşimdi bakınıpve o yarım düşünceyi elinden tutup ona:Geldiyen başka birini arar Ve sonra o yorgun sözcüklerden birkaçıve kendine gülen birkaç …
Kategori: Şiir
Şub 23
“Düşünce Özgürlüğü”
Ağzını düşündüğüm vakitbana bir şey anlatır biçimdeişte o zaman düşünürümsözlerinive düşüncelerinive ifadesinigözlerininkonuşurken Erich Fried Sevgiliyi anmak ve düşünmek de onun için “düşünce özgürlüğü“ kapsamında ve o denli önemli bir eylemdir. Ali Osman Öztürk
Şub 23
Aşk Şiirleri
Ben senin öpücüklerini yutayım, sen de benimkileri yut,Ve ağızlarımızla birbirimizin mutluluğunu yudumlayalım,İki yaşamı olabilir hem sevenin.Hem sevilenin, ben sende, sense bende. Louise Labé
Şub 23
Sone VIII
Yaşıyorum, ölüyorum: yanıp suya batıyorum.Sonsuzca sıcaklıyorum soğuğa uğradığımda:Yaşam hem fazla yumuşak hem fazla sert bana.Neşeyle karmakarış, büyük büyük sorunlarım: Aniden güler ve ağlamaya başlarım,Binlerce dert uğraştırır beni zevkle:İyiliğim çıkıp gider hiç dönmemecesine:Birdenbire kupkuru olur toylaşırım. İşte böyle hep Aşk çekip çevirir beni:Ne zaman dertlerim daha da arttı sansam,Düşünmeden, dertsiz buluveririm kendimi. Sonra, inanırken neşem kesindir …
Şub 23
Güle Söylenen
Küçük gül, inan bana,sen Lucinden’in göğsünü süslemelisin.Ben kendi ellerimle seniyerleştireceğim göğsüne onun. Diyeceğim ki ona: ”Güzel kız, öp benibak, bu gülü doğa sana adamış.Bak, gül nasıl da seviniyorkoynundaki yeri için.” Ola ki genç bir yabancı,seni göğsünden koparır onun:O zaman gül, intikamımı almalı,şiddetle batırmalısın dikenlerini. Yarimin göğsünde benim içinincecik arzular kıpırdarsa ama –Ah, o sevdiğim göğüs!tatlı …
Şub 23
Veda
hazırlıyorum valizimive yerleştiriyorum içine:güneşli günlerive zamanın kokusunusıcak kumurüzgarı, deniziçokça yemeken kırmızısını şarabınsarılan bakışlarıbazı kelimelerivedanın gözyaşlarıbir tebessüm bırakan Ruth W. LingenfelserÇeviri: Turgay Uçeren
Şub 23
Ne acınacak hali vardı
Ne acınacak hali vardıŞu sıska orkidenin.Ama tomurcuklandı işte! Matsuo Basho
Şub 23
Kırılan Ümit
Bakışlarımda değişti artık eşyaların rengiAnlıyorum ki, gençliğim geçmiş, geçmiş ömrümün yarısı Gözlerimi çevirsem, hayatımın göklerineOradadır, genç hilalin yerine dolunayın ışığı Hangi dert ile kalem oynatsam kağıt üzerindeUçmaz evvelki deli, saf, genç sevgi kıvılcımı Ey mukaddes, kederli sazım, neden pek az çaldın?Sen kırılıyorsun, ben sönüyorum, ayrılıyoruz sonunda! Uçtu dünya kafesinden sıkılıp gönül kuşuMesut yaratsa da, yabancı …
Şub 23
Feryat-figan
Feryat-figanAğustos böceğindeSevdadan yanıp-tutuşmalarKavrulur da aşktan pervaneNe sesi, ne soluğu çıkar. Anonim / IX. YüzyılÇeviri: Lütfullah Sami Akalın
Şub 23
Yıkılma Sakın
Kötü şey uzakta olmakDostlarından, sevdiğin kadındanYasaklanmak bütün yaşantılaraSeni tamamlayan, arındıranKapatıldığın dört duvar arasındaSağlıklı, genç bir adam olarak Neler gelmez ki insanın aklınaSevinçli, özgür günlere dairKalmıştır yüzlerce yıl uzaktaOnunla ilk kez öpüştüğün şehirAcı, zehir zemberek bir hüzünKalbinden gırtlağına doğru yükselir Görüyorsun işte küçük adamlarıKöhnemiş silahlarıyla saldıran sanaKimi tutsak düşmüş kendi dünyasınaKimisi düpedüz halk düşmanıDiren öyleyse, diren, …