Bilmediğim ölüler içinde yasıMezartaşı olmayanın mezartaşıyım Fazıl Hüsnü Dağlarca
Kategori: Şiir
Şub 23
Grili Çocuk II
GidişiBir kış günü, sabah dönüşürken öğleye,Gittin, griler giyerek ötelere…Boz idi bulutlar ve bozdular,Güneşli görünümünü havanın.Giden sendin, gelenlerden bana ne?Eski gelmelerin çekildi gerilere,Bundan böyle, bürünmüş grilere,Kalacak gözümde gidiş ânın.Ah çocuk, gri giymeyi de nerden buldun,Gitmek mi sis rengi giydirdi sana?Yamaçları sıyırıp göğe ağar gibi,Akşam karanlığında savrulan kar gibi,Bu ellerde geç kalmağa korkar gibi,Gittin çocuk, sislere büründün …
Şub 23
Gül Olmak Külleşmeye Hazırlıktır
Firak çakmaktaşından doğan kıvılcım,Değdiğinde sevdanın kavına…Fesleğen yerine gül bitebilir,Gül yerine fesleğen de… Sevda okunun keskin ucu,Saplandığında yüreğe, yani avınaAteş renkli bir gül kesilirdi;Ateş en iyi kavuşturucudur… Halbuki, sükûn idi Onun yoldaşıItır, onu saran bir bulut…Deryâ ise derinliğinde berdevâm,Of çocuk neden uzaklaştın sen? Fakat, işte, şimdi hemen söyle neden?Füsun ve hüsün, onun çağrışımlarıydıGül olmak, külleşmeye hazırlıktırKülleşmek, …
Şub 23
Rüzgara Yazdım Adını
Adını, vadilerin cemresindeyolunu yitirmiş sulara yazdımSaçlarına kırağı düşmüş ovalaraGöçmen kuşların konağı ovalaraRüzgara yazdım bir de… Seni o rüzgar getirdi bana Gördüm seni bir dahagençliğimin ilkçağınıngözleriyle gördüğüm gibi… O yıllarda da böyle miydidudaklarının ve ağzının iklimikirpiklerinin karasıalnının serin serinliğisaçlarının ilkbaharı? Yüreğimde aşkın ve yarası… Yüreğim çarpardı Ben çarpardım yüreğimiçıkmaz ve ara sokaklara Denizlerin tuzunagurbetlerin hüznünehüzünlerin sılasına… …
Şub 23
Şiir
Tertemiz, geldi önceMasumiyete bürünmüş;Severdim onu bir çocuk gibi. Büründü sonra başka şeylere,Ne bileyim ben süslenip püslendi işte;Kendisinden tiksinmeye başladığımı bilmeden. Bir kraliçe olduHazineleri göz alıcı…Öfkesi sert ve delice! …Çıkardı büründüklerini sonraBen de gülümsüyordum ona artık Eski masumiyetinden kalmaŞaldan başka bir şey yoktu üstünde.İnandım ona yeniden! Çırçıplak kalmak için sonundaŞalı da attı sırtından…Ey yaşamımın tutkusu, Şiir,Çırçıplak …
Şub 23
Ölü Çocuklara Ninni
Ah, bulur mu yeni bir kucaksizden yerde kalan oyuncak, gömleğiniz üşümez mi, loşköşelerde sessiz, içi boş n’eyler, ah çocuklar, yalınıztopunuzla ayakkabınız, ya cebinizde kalan şeyler,az bir sicim, kırık bir şeker, saçınızdan kayan kurdelesizi en son okşayan ele? Bunlar işte benim tek varım,hergün alır alır okşarım, öperim göğüs geçirerek,yanağıma sürerim tek tek; ah çocuklar, hayıflanmayın,kendinizi yanımda …
Şub 23
Şair Herkes İçin Söyler Türküsünü
I.İşte herkes orda, bakarsın geçişlerine.Nasıl can atarsın, aralarına karışmak tanımak için onları.Yüreğindeki çılgın kasırgadır çıldırtan seni.Acının depreştirdiği kalabalık,içine işlemiş susku,ha deyip karar verirsin. İşte, geçiyorlar.Herkes. Çocuklar ve kadınlar. Durmuş oturmuş erkekler bile. Acı apaçık bakışlarında.Ve bir tek kalabalık, tek bir varlık gibi geçer.Ve sen, daralmış yüreğin, tek başına kalan acının kudurganlığıyla,son bir çabayla kalabalığa karışırsın.Kendini …
Şub 23
Çıplak Bir Kıza
Nasıl da tatlı tatlı bakıyor bana-sen siyah gözlü kız!Köpürüp akan ırmağın kıyısındanaçıkça seçiyorum yeşillerle uyumlu çizgilerini.Otları dağlayan alevler gibi bir çıplaklık değil bu,ne de küllerin habercisi bir köz sıçrayıp parçalanan,daha çok, oraya sessizce yerleştirilmiş, sabahınen körpe çuhaçiçeğisin sen, bir solukta yetkinleşen.Esintiyle sallanan çuhaçiçeğinin serin imgesi.Gizli, …
Şub 23
Bir şair gördüm, konuşurken bir zambağa “siz” diyordu.
Zambak Kokulu’ya Akdua ölülerin ak ayaklarında açar zambaklar(zambaklar) yer kurtlarının tezgâhında dokunursenin – kötüler kötüsü – yüreğin bunları bilmez ölülerin ak soluklarıyla büyür zambaklar(zambaklar) mahşerin ak bildirisidir okunursenin -yetimler yetimi- aklın bunları almaz şairlerin ölüm çiçeğidir zambaklar(zambaklar) çocukların karbeyaz uykusudursenin -mutrıplar mutrıbı- gönlün bunları çalmaz zambaklar gün gelir şairlerin başucuna sokulur Adnan Özer Ne zaman …