Tahammül mülkünü yıktın Hülâgû Han mısın kâfirAman dünyayı yaktın ateş-i sûzân mısın kâfir Kız oğlân nâzı nâzın şehlevend âvâzı âvâzınBelâsın ben de bilmem kız mısın oğlân mısın kâfir Ne ma’nâ gösterir duşundaki ol âteşin atlasKi ya’ni şule-i cansuz-ı hüsn ü ân mısın kâfir Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-i giribânlarAceb bir şûha sende âşık-ı nâlân …
Kategori: Şiir
Şub 23
Şapka
Seyit Rıza ve Dersim’e Dün buradaYaşlı bir adamBir şapka istedi.Sabah vakitsizVe erkendi.İnce elleriVe yitirdiği görkem içinTarihte yerini alacak olan.Kim kaybedecek belli değilHangi mağaradaHangi meraklı gözler?Ve açlıkBir bilinç gibiHiç unutturmayan kendini. Dün burada bizden çalınmışBir gizi fark ettimEl ele ölüme gidenBir baba ve oğul.‘Oğlumu benden önce almayın’ diyenYaşlı bir adamın bakışlarıKaranlıktaVicdan gibi. Şimdi buradayımDağların yüzü gülüyorYankılanıyor …
Şub 23
Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhımKurbânın olam var mı benim bunda günâhım Âşıklığıma şâhid-i âdil mi değildirEvzâ-i hazînimle garîbâne nigâhım Memnûn-ı visâl eyle beni gel kereminleYansın hased âteşlerine baht-ı siyâhım Ey seng dil etmez mi senin kalbine te’sîrHârâları hâkister eden âteş-i âhım Bir bağrı yanık âşık-ı mihnet-zededir dilAğlatma Nahîfî kulunu cevr ile şâhım …
Şub 23
harf sürüleri dağılmadan gel
ağaca sarıldımbekliyorumgelecekmisin önce meşe ağacınasarıldımsonraselvisöğütılgınve denizin sesi bıraktım hepsinitepelereçıktımrüzgâr daha yukarılarasürükledibeni o en yalnız ağacıbuldumhasretlesarıldımonaağladımseni düşündüm gelecekmisin ey denizlerin sırrıaçan sarı lalelerinıtırlarındağ başındakikardelenlerinvegülünkanımda açan gülünsırrı senin hediyenbenim gelecekmisin ağaca sarıldımbekliyorum hava kararıyoruzaktabir dağ köyündeakşam ezanıokuyorney sesli bir çocuk o ağacın altındanamazaduruyorum alnım toprağın üzerindedua ediyorum ey sevgili gelecekmisin rüzgâr yüzümde geziniyor şimdihafifçeışıklıbir el gibiyüzümedokunmasıylagözlerimden aşağıyaberrakpınarlarboşalıyor …
Şub 23
İstinye
İstinye körfezinde bu akşam garipliğiBir mihnetin sonunda teselli kadar iyi. Hulyâ, serinleşen köyü, her an moratıyor;Sessiz gelen saat başı sürdükçe artıyor. Durgunlaşıp bir ayna kadar parlıyan suda,Dünyâ güzel göründü resimleşmiş uykuda. Binlerce lâle serpili yüzlerce bahçedenBeş yüz yılın kadehleridir şimdi yükselen. Eşsiz Boğaz! Şerefli hayâlin derindedir!Senden kalan o levhada her şey yerindedir. Yahya Kemal Beyatlı
Şub 23
Başkasının Kederi Üzerine
Başkasının derdini görürüm de,Durabilir miyim dertlenmeden ben de?Kederini görüp de başka birininTeselli aramadan yapabilir miyim? Görüp de dökülen bir gözyaşını,Paylaşılmış duymaz mıyım tasamı?Bir baba çocuğunun ağladığını görüp deKalabilir mi dolmadan kederle? Bir anne oturup dinleyebilir miBir yavrunun korkusunu, inleyişini?Hayır asla olamaz.Asla asla olamaz. Ya hepimize gülümseyen o,Duyup karatavuğun küçücük kederini,Küçük kuşun derdini kaygısını,Yavruların taşıdığı derdi— …
Şub 23
Sıradan İnsanın Şarkısı
Belki de insandık bir zamanlarya da insan olacağız günün birinde,bütünüyle iyileştiğimizde her şeyden.Ama bugün insan değilsek, neye yarar? Pasaporta yazılmış bir adız yalnızca,Aynadan yansıyan dilsiz bir görüntü,Bir sürü boş lafın çarptığı duvarlarVe ölü bir yankının yankıları. Çoktan ayaklar altında bütün insanlık,Burada rol yapmayalım boşu boşuna!Bizler, insanlığını çoktan yitirmiş bu kentlerde,hâlâ insan mı diyeceğiz kendimize? Hayır! …
Şub 23
Afiş Yapıştırıcısının Şarkısı
Nasılsa hayata adım atan insanaÜç şey verilir hayat yolunda:Küçük bir merdiven,Bir fırça, bir de kova.Derler ki sonra, böyle bir merdiveniHerkes yanında taşır;İnsanlar eşit olduklarından bugüne bugün,Herkesin yükselme şansı vardır.Ancak bir düzine yıl geçinceAnlar zavallıcık için iç yüzünü Bir yararı yok bu merdivenin,Fırçayı yiyen hep ben olduktan sonra,Anlamı yok inip çıkmak için didinmenin,Kovayı hep ben taşıyacağım …
Şub 23
Sonnet
Büyü hakkınızı bana daha az kullanınız:Bunu yapmazsanız kaybedersiniz beni.Bilirim tehlikeyi görmek isterim sizi;Sevmeye zorlamaktan da hoşlanmam yalnız. Ama kuşkumu yersiz, nedensiz sanmayınız;Bir şeyler oluyor içim görür görmez sizi;Güç katlanmak tutan nice şeye esenliğimi;Hem sevgiden de fazla bir şey bu şüphesiz. Yanlış anlamayın: bozgunluğumun şânı.Salt ele vermemektir bunu bilmelisiniz:Bilirim büyülerden sıyrılmak sanatını. Ama ondan kendimi savunamaz …
Şub 23
Sonnet
Eskiden niceleri Bourgueil bahçelerinde,Adlarını kazdılar ağaçlara sevdiklerininNiceleri, yaldızında, yüce tavanlı Louvre’un,Burunları havada gülüp eğlendiler delice. N’oldu peki? Şimdi kim biliyor onları, kimse;Hepsi göçüp gittiler ardısıra birbirinin.Adlarını bilen yok bakın bugün hiç birininBunlar da yaşadı bir zaman demiyor hiç kimse. Her şey bu hesap. Marie, Cassandre, siz HelenaEriyip giderdi o canım tenleriniz toprakta,— Bir günlüktür saltanatı …