Bir tanık anlatıyor:Hallac’ın Bağdat pazarında şöyle bağırdığını duydum: Ey Müslümanlar, yardım edin bana! O, ne ruhumla yakın birilişki kurmama izin veriyor, ne de ruhumu alıyor ki, kurtuluphuzura kavuşayım. Bu benim katlanamayacağım bir cilve. Sonra okudu: Ulu Tanrım! Varlığımın bütünüyleSen’in aşkına sarıldım.Sen perdeleri kaldırdın ta kiSen’i ruhumda sandımKalbimi Sen’den gayrı her şeyden çekip aldımHer şey bana …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Dikkat et, su ıslatmasın seni!
Elleri bağlı denize attı ve seslendi:Dikkat et, su ıslatmasın seni! Hallac-ı Mansur
Şub 23
Fakat minberde asla!
Kalpte saklı olan sırrıİfşa etmeyeceksinDarağacında söyleyebilirsin,Fakat minberde asla! Mirza E. Galib
Şub 23
Hallac-ı Mansur
Sahne hazırlanmıştı; belki bir cilvesiydiÖnce tutuklanmana ve sonra ölümüneSebep olan mazinin: “Dedesi mecusi”,Belki, “isyanda görülmüştün kölelerle”,Belki, “fazla beraber olmuştun simyacılarla”.Belki, Hindistan gezisi – veya başka şeyler… Hiçbir yarar sağlamadı, nüfuzlu kişilerinDavan için mücadelesi, veya âlimlerinİstişareleri veya müritlerinin gösterileri –Sadece sonu daha aşikâr kıldı…Maksadın şöhret değildi. Islahattan konuşuyordunLâkin hususi – Önce kendini ıslah ederek…Mamaafih “hususi” ne …
Şub 23
Dostumdu
2 Dostumdu. Dert endişe bilmedik birlikte,Onunla duygularımı, paramı paylaştım;Bir aylığına alır, bir yıl sonra verirdi de,Bunun için ona kesinlikle kızmazdım,Ondan farklı bir yanım yoktu benim de;Dertli olduğunda çenesi açılırdı nedense,Şen ve mutluyken görünmezdi kimseye.Sıkıntıdan hayallerini benimle sürekliPaylaşır, bana “sen” diye hitap ederdi;Meziyetlerimi başkaları gibi överdi o daVe kadrilde sürekli ben olurdum karşısında. 3 O dostumdu. …
Şub 23
Bahara İnan
Aç pencereleri, ki meltemAkasyaların doğum gününüKutlamaktadırVe baharHer dalda her yaprağın yanı başındaMum yakmıştır.Bütün kırlangıçlarGeri döndülerVe tazeliği haykırdılarSokak baştanbaşa sese dönmüştürVe kiraz ağacıAkasya ağaçlarının doğum günü hediyesi diyeÇiçeklerle doldurmuş eteğini.Aç pencereleri ey arkadaşSahi hiç hatırlar mısınYeryüzünü vahşi bir ateşin yaktığınıYapraklar solduğunuVe susuzluğun toprağın ciğerine ne yaptığınıHiç hatırlar mısınUzun gecelerin karanlığındaSoğuklar neler yaptı asma ağacınaBeyaz çiçeklerin başına …
Şub 23
Bitkilerin Gördükleri
Bitkilerin Gördükleri Pırıl pırıl çiçeklenmiş, kökleri yerde, yüzü delice sevdiği güneşe çevrili boyuna. Ovidius Bir düşünün: Bitkiler sizi görüyor.
Şub 23
(başlıksız)
Yurdundan koparılmış gözleri sürmeli yaralı bir ceylân gibiSuat’ı alıp götürdüler. Gönlüm öyle kırık ki! Gönlüm, azat nedir bilmeyen bir köle örneği ezgin.Tan vakti Suat göçtü buralardan. O ne mağrur bakışlardı Rabbim ve ne müstağni. Suat ki boyu altın ölçüde; önden bakılınca zarif nahif, incecik belli,tombul görünüşlü arkadansa, arka çizgileri bile belli. Gülerken dişlerinde kar yağar …
Şub 23
Dert Burada
Ben ne anlatayım bak sine sine burada dert var.Binlerce yakıcı kıvılcım ve soğuk ah var buradaBak, kafeste her ormandan bir aslan!Beluç, Kürt, Lor, Türk ve Gilek buradaBunca kalleşlik ve namertliğin olduğu bir zamandaHâlâ halkı düşünen mertler vardır burada.Gel ki mesele olmak ya da olmamak değilKavga, yok ediyor söz ve vefayı burada.Sabaha erişmeyen bir gece kalmayacaktır …
Şub 23
Yaşam
Ne düşünüyorsun?Çamura saplanmış kayığın kırık yelkeni değil midir yaşam?Afiyet renginin kaçtığıbu harabedekapalı yolun sonu değil midir yaşam? Ne korkunçtu olaylar seli!Açtı bir ejderha gibi ağzınıAyrıldı yerle gök birbirindenYıldızlar döküldü salkım salkımve güneş battı vadilerin morluğunda. Hava kötüHangi rüzgârla gidiyorsun sen?Hangi kara bulut sardı göğsünü?Gece gündüz bin yıllık yağışla bile açılmıyor gönlün. Uzak bin yıllardan çıkageldin …