Mutluluğu hesaplamayı sevmiyorum,ruhsuz bir leke olabiliyor bazen doğa.Çok içmedim, niyetliyim sadeceince bir hayatın bütün ince renklerini yaşamaya Rüzgâr kıllı, pürüzlü bir bulutu sürüklüyor,bir çapa salınıyor denizin dibineve yumuşak bir yelkencesine asılmış ruhumsallanıyor bu kahredici uçurumda. Ama seviyorum bu gazinoyu, kumul gibi, uzakları seyrediyorum buğulu pencereden,ince bir ışık demeti düşüyor buruşukmasa örtüsüne, Sonra yeşil sular içindeyim,sonra …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
İç Sıkıntısı
İç sıkıntısıiç sıkıntısı mirasımdır benim.boğazımda yara,dünyalı yüreğimde çığlıktırve gecenin sert elindekalınlaşıyor bir köpük bulutve dikleşiyor ormanlar ve sarp, çorakyükseklikler göğün güçsüztavanına doğru.Her şey buruk olduğu içintaş olduğu içinkara ve duyarlığını yitirmiş! El yordamıyla tur atıyorum bu karanlık odadaParmaklarımın arasında kayanıncanlı sırtını duyuyorum.Bulutların buzlu parçalarına doğrukalkmış ellerimin derisini yüzüyorum. Parmaklarımdan söktüğüm tırnaklarım,derisini yüzdüğüm yaralı ellerim,acılara, dağlara, …
Şub 23
Bir Mektup Geldi
Bir mektup geldi ihtiyar anamdanİçinde kargacık burgacık harflerHasattan bahsediyordu, yaz hasadından,Firenk üzümlerinden, kiraz ağaçlarından. Kelimeler ardardına dizilmişlerdiArdında çiçekler ve ekinlerVe sonra geliyordu her şeye hükmedenin adıYıllar yılı boyunca. Sinmişti, bir Pazar gününün huzurundaYazılan bu mektubaEve giden küçük yolun kokusu,Lâvantalar ve akşam duası. Gece gündüz demeden, yorulmadan bıkmadanUlaşmıştı uzakların uzağında yaşayan banaBildirerek geldiğini kuşlar misaliBütün bir …
Şub 23
Ölüm Fügü
Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünüve öğlenlerle sabahlarda bir de gecelerihiç durmaksızın içmekteyizbir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyorBir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan hava karardığında Almanya’ya senin altın saçlarını yazıyor Margaretebunu yazıp evin önüne çıkıyor ve yıldızlar parlıyorköpeklerini çağırıyor ıslıklasonra Yahudilerini çağırıyor ıslıkla toprakta bir mezar kazdırıyorbize buyruk veriyor haydi bakalım şimdi dansa …
Şub 23
Corona
güz kendi yaprağını yiyor elimden: biz iki dostuz. zamanı ceviz kabuklarından ayıklayıp yürümeyi öğretiyoruz ona: zamansa dönüyor kabuğuna. aynada pazar, düşte uyunan uyku, ağızsa gerçeği söylemede. gözüm bir sevgilinin cinselliğine teşne: öyle bakışıyoruz, karanlık sözler ediyoruz birbirimize, haşhaş ve bellek gibi seviyoruz birbirimizi, uyuyoruz şarap gibi midye kabuğunda, bir deniz gibi ayın kanlı ışığında. penceredeyiz …
Şub 23
Bütün Bir Hayat
Gündoğumuna bir saat kala saçlarına düşen mavi gibidirmahmurluğun güneşleri; bir kuşun mezarının üstünde, otların hızıylabiterler. Onları da baştan çıkarır, zevkin teknelerindeoynadığımız rüya oyunları. Zamanın tebeşirden kayalıklarında onlarıda hançerler bekler. Daha mavidir derin uykunun güneşleri: Birzamanlar saçının bukleleri gibi. Bir gece rüzgârı olup, kız kardeşinin paraylaaçılan kucağına sığınmıştım; Üzerimizdeki ağaçtan sarkıyordu saçların,ama sen yoktun. Biz dünyaydık …
Şub 23
Bazen
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın… William Shakespeare
Şub 23
Bayan Lazarus
İşte yine yaptımHer on yılda bir Böyle bir tane beceririm Bir tür ayaklı mucize, tenim Bir Nazi lamba siperliği kadar parlak, Sağ ayağım Tüy kadar hafif Yüzüm ifadesiz, incecik Yahudi kumaşından. Çözün kundağı Ah, sevgili düşmanım. Korkutuyor muyum? – Burnu, göz bebekleri, 32 dişi yerli yerinde mi? Acı nefesi Ertesi gün yok olacak. Yakında, çok …
Şub 23
Leke
Kim ki güneşe sürekli bakıp dururSiyah bir lekenin uçtuğunu görürGözlerinde, çevresinde ve havada Bir zamanlar çok genç ve çok gözüpektirUtkuya bir an sabit gözlerle baktım; Aç bakışımda kara bir nokta kaldı. O gün bugün, bir yas işareti gibiGörürüm her yerde o siyah lekeyi,Karışır gözümün daldığı herşeye! Nedir bu? Mutlulukla arama giren!-Yazık bize, yazık! Bir kartal …
Şub 23
Sessiz Sabırlı Bir ÖrümceK
Sessiz sabırlı bir örümceği,İzledim küçük bir çıkıntının üzerinde duruyordu bir başına,İzledim çevreleyen sonsuz boşluğu keşfederken,İplikçikler fırlattı dışarıya, iplikçikler, iplikçikler, kendinin dışına,Hiç dolaştırmadan onları, hiç usanmadan hızlanarak. Ve sen ey ruhum duruyordun,Çevrilmiş, çözülmüş, uzayın sonsuz okyanuslarında,Durmadan düşünerek, tehlikeye atılarak, fırlayarak, çabalıyorsundünyaları birleştirmeye,Gereksindiğin köprü kurulsun, tutsun saldığın yumuşak demir,Attığın ağın lifleri sarılsın bir yere, ey benim ruhum. …