Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Sera Oteli

I Üç çiçekten birini sevdiriyorum yakama: ZakkumÜç sokaktan birini seçiyorum kendime: ŞunuÜç alandan hangisini mi: İşteVeGeçmiş mi, gelecek mi, şimdi miDiye bir ‘dalıp gitme’ tamamlarken ivmesiniDuyuveriyorum seslerini yakındanOldukça yakından -ama belli belirsiz-İşte zaman, diyordu üç yaşlı kavasÜçü de bir ağızdan: İşte zamanBir park kanepesinde oturmuşlar daKonuşup duruyorlardı aralarında. SankiDurgun bir öğle sonuymuş da ortaçağŞimdiki gibiAzıcık …

Devamını oku

Bin Mısra Kaçak Sonbahar Ele Geçirildi

BİN MISRA KAÇAK SONBAHAR ELE GEÇİRİLDİ iki sonbahar kaçakçısı dün izmir’de yakalandı şair olduğunu ileri süren sanık ve italyan sevgilisi ilk sorgularından sonra tutuklandılar                                                               …

Devamını oku

Muska

Üstümde bu ütüsüz gökyüzü,Altımdaki tarazlanmış yol benimHep yanımdaydı zaten,Kendimi bildim bileli.Zaman zaman katlayıp bazen açardım,Cebimde taşıdığım bir mendil gibi. Yani bilirdim bir kamyon şoförününGöğsündeki motor sesini,Uykuda bile dinlediğini.Yüzünde hasret belirtileri bulunan biri,Koynunda taşırdı bir aşk hikâyesiniKabuk bağlamış muska gibi. Ama yine de yaralıyor beni,Yüzümün gölgesinde kırılan bu dal sesi;Ürkütüyor bir şiirin içinden,Göçebe kuş sürüleriniVe ben …

Devamını oku

Yüzün

Eskimiş bir konsolunÇatlak aynasında durmadan,Bir buluttur mehtabı inatla kovalayan.Bir hüznü yansıtan alnının ortasında,Yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?Acının bu solgun haritasında,Kendime yeni duraklar bulduğum.Ulaştığım ıssız dağ doruklarındaYüzün müdür hep sorular sorduğum,Bakışının titrek aydınlığında? Aslında ne bulunur bir gezginin yanındaKendi yüzünden başka,Hüzünle bileyen direncini.Bir suyun ürpermiş aynasındaApansız gözgöze geldiğim.Ayakları ayaklarıma bitişikKımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği.Bir bulup bir …

Devamını oku

Nara Benzerdin

Nara benzerdin bir zamanlar, çoktun! N’olduSana! Kırk atlı çıkardın dağa, yüz atlıİnerdin dağdan. Kurşun bitmez tabancanda,Atın şahlanır, kırbacın ıslık çalardı.Miçoydun isteyince, kaptandın, korsandın;Martıydı, buluttu, engindi yamacında.Şarap fıçılarına yaslanır limanda,Doğudan batıya usulca kayıp gidenMavna dizilerine bakardın Zaman’ın.Avcıydın, eski taşlara sinmiş günleri,Tavşan yakalar gibi, çeker çıkarırdınKulağından. Bizans surları doruğundanBir Osmanlı vakti düşerdi ellerine.Aşınmış tahtalara sürerdin yüzünü.Hani paslı …

Devamını oku

Ihlamurlar

Unutmaya başladım oralarınıdenize inen yol siliniyoryokuşun başındaki evyoğurtçunun üstündeki top ağaçbalıkçı tezgahları çarşıdasoluyor önce sonra siliniyor hızla giden bir araçtanbakıyormuşum gibi görünümuzaklaşıyor önce sonra siliniyor uçuyor gün geçtikçe resim eksilmeyen bitmeyen sadecegittikçe daha baygın daha dirençlikokusu mayısta ıhlamurların. Oktay Rıfat

Kader Yolları

Aşk ışığım, kalbim kuvvetli Kaderi arıyorum  Yollarda.  Bana uzatmazlar mı yardım elini?  Yakalamak, hükmetmek, şekillendirmek için Kaderimi.  David Miynot’un neşredilmemiş şiirlerinden     Şarkı sona ermişti. Güftesi David’in, müziği bir halk melodisinindi. Han salonundaki müşteriler şarkıyı candan alkışladılar, zira şarabın parasını genç şair vermiş­ ti. Sadece kasabanın noteri olan M. Papineau başını sallıyordu: okumuş bir adamdı …

Devamını oku

Kızıl Reisi Nasıl Kaçırdık

   İlk önceleri iyi bir işe benziyordu; fakat hele anlatana kadar bekleyin. Aklımıza çocuk kaçırma fikri geldiği zaman, Bili Briscoll ile Güneyde, Alabama’da bulunuyorduk. Sonraları Bill’in dediği gibi bu, “muvakkat bir hayal anında idi” ama biz o zamanlar bunun farkında de­ğildik tabiî.    Summit adında dümdüz bir kasaba vardı orada. Halkı zararsız, kendi hallerinde insanlardı. …

Devamını oku

aşk allah’ın ipidir kalbe iner… ona sımsıkı sarılın…

aşk allah’ın ipidir kalbe iner… ona sımsıkı sarılın… (leyla kalbindeki ipi kesti.gözlerimi saklayan saçlarını kesti.kalbini söküp alevlerin önünü kesti.kirpiklerine kurduğum salıncağın tutunduğu gözlerini kesti.ve leyla bir çocukluğun rüyalarına baktı.ve leyla ikiye böldüğüm göğüs kafesime baktı.ve ben düşerken soğuk elleriyle beni tutan ellerine baktı. beni bıraktıveleylakestiğiiplerarasındasonsuzbirormanabaktı.ve ibrahim dedi.-boğ beni o iple-ve ey rahim dedi.bu çöl senin …

Devamını oku

uzak çok uzaklara bakmakla nişanlı

kar başlıyor yeniden,çölde kum, kumda bir at, hafızada leyla.çatısı yok evlerin.nar bahçelerinde kuğuyu bekliyorum.fısıldasam sesimi duyacak.(hasat zamanı. buğdaylar yandı yanacak. oraklarımda ölü kuşlar)güneşe bak diyor leyla, orada karanlık yok, yanmak var.soluğumu öpen karıncayataklara devriliyoröpsem uyanacak leylaaylardan muharrem, yevmiyeler yarımkederler tamsalıncağın ipi kopuyorsaatimin kadranısu motorları, helezonlar, buğday saplarıkarışıyor kanıma,bakışımdaki allah yorgun, allah aşık, aşk allahkusarak geçiyor …

Devamını oku