En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
I geceye yazılmış nöbetimdönüşü yağmurlara ayarlıözlemler biriktiriyorumdüşler de sonlanacakmadenci lambası gibiöylesine gökte aykanamalı hasta gecekesin sabaha çıkmayacak II kuş seslerinin içinden geçiyorkamburu önünde bir baharduruşu çağla erik aşkınbelli ki çok can yakacaktaş kolyeler yaptım boynumahüznün yedi rengindenbüyürken şarkıların alevindegölgeleri çokgen aşk III sadık metresim şiirlesevişiriz yerli yersizparmakları çan çiçeğiçocuklarımız doğacakaynalarda sürse de hükmümgel zaman git …
Şub 23
sokulursungün batımında kızıllığınsularda/ gök yangın/tüner gözbebeklerimesıyrılır kınından yürekaşklar büyütürdüşlerimi emzirerek bükülürsüntavında demir/ akkor/alevleri yalar dilimtomurcuklanır yıldızlaray ışığı delice sarmaşır suyladokundukça çoğalır/ kırılır tılsım/yatağını bulurgece mavisi bir nehir yok olursunyaprağını dökerken gecedevinir bir sözcüğün rahibe inadındabulamam sesinisesimin yanındaşiir banarım yarama Emre Gümüşdoğan
Şub 23
nerede başlıyor bu ayrılıknerede bitiyorsınırı nerede bilmiyorumöyle bir günde geliyorsun kigittiğini unutuyorum o anvar mısın yok musun gül yaprağı gibisin yastığımdasaçlarında yosun kokusuhangi limanlardan geldinhangi mavilerde yıkandın her gelişinbir tükenişe başlatıyor yaşamıbu yazgının kör ruhuna inatdenizlerinde yitirip yeniden buluyorum kendimisende benim gibidoyumsuz musun güvercinim/ ürkek ve sıcak/sokulmuş koynuma uyuyorsundalgalar kıyıları dövedursunrüzgarlar pencereme vuradursunüşümez sen varken …
Şub 23
teşekkür ediyorlar, çok yaşıyorlar, işe geç kalmıyorlarçeyrek altını önemsiyorlar, küresel ısınmayı ve beş çaylarınıortadoğu’yu ihtiyaç halinde seviyorlar, gökdelenleri her haliyleeve geç gelmeyi borsaya bağlıyorlar, geriye kalanları astrolojiye“konuşan tartı”lardan korkmuyorlar bir de, -ben bazen korkuyorum- artis diyorlar erken ölenlere bir akşamüstü her yer kalabalıkher yer kalabalık, üzgünüz yeteri kadar ve rimbaud mahkemelerde sanıksırayla ölüyor kumbarası kırılmış …
Şub 23
Ben en çok kendimde öldüm, kendimeNecatigil’in öğrettiği mahcubiyetle kendime gömüldüm, hep güz, hep gazel ben en çok diyemediğim ukdeyle; kim’e sır kilimine bastım dünyamı, acı iklime bir baykuşun çığlığıyla, ders eksiği geceye asıp korkumu, aşıp aşıp kimliğimden taştım, sırılsıklam ter arkı tutsun diye atlasımdaki hayal izi, yar izi sözcüklerin aşkıyla, “ben” yükümü -değil bildik yalanların …
Şub 23
Bir gün çıkıp geleceğimYağmurlar altında şemsiyesizNemden çürümüşse de ciğerlerimDamlalar gözlerimde buharlaşır. Kapı çalınışları da unutulurAykırı konuklardan, uzak yaşayışlardanBiraz çekinikEskisi gibi vururum kapınıBirden karşımdasındırGözlerin bildiğim gözlerin değilseBakma bakamamAnlarım yanlış kapıdır çaldığım Bir gün çıkıp geleceğimGörünce pencerende ‘yeşil panjurları’Yüreğim daha bir bendeÇekip gideceğim. Naim Kandemir
Şub 23
Karşılaşırsak yıllar sonra(Bilirim bu karşılaşmaumulmadık şehirde vezamanda olacaktır)Tek isteğim bulabilmektir yüzündeO yürek yeşerten gülüşünüUnuttum sanmaBir de gözlerini isterimEskisi gibi derin Günlerin mirasıAlnımdaki çizgilerÇoğalmış olacaktır karşılaştığımızdaBacaklarım bildiğin gibiEski çevikliğindeBıyık bırakmış olursam şaşırmaHiç bıyıklı görmedin beni Varsa yeni şiirlerimÇıkarıp koynumdan veririm sanaİleride “nerdedir şimdi” diye merak edersenNerde olduğumuSöyler şiirlerim sessizce Gelince ayrılma zamanıBirbirimizi gözlerimizde bırakıpKavuşturmasa da karşılaştıranYeni …
Şub 23
Sussam çevremde akbabalar dansıKonuşsam ses boğan barikatları köhnemiş saraylarınDönemeyeceğim kadar benden uzak avungan çocuk yıllarımYanıtlanmayan sorularım hâlâ yanıtsızÖmürlerden taşar gençliğimde zaptedilemeyen hüznümyine aynı hüzünAğlarsam yağmurda ağlarım kimse anlamamalı Günlerin vahşetinde ezilirken güller içimdeKanırtan bir dildi ki ağzımdaki öncelikle çuvaldızBir melodiyken kulaklara şafaktaki boynun çıtırtısıDağıtamaz çenesuyu ustaları içime çöken avlu sessizliğini Kılavuzdu ağdaya muhtaç yüreklere yağı …
Şub 23
1.Şiir anlıktır. Umulmadık anda, umulmadık yerde gösterir kendini. Bir biçimde varlığını belli eder. Bir dehlizden sızan ışıktır bazen. Bazen sessizliğe sonsuz megaton şiddetle düşen bir ses: bir öksürük, bir kapı çalınması, bir bebek ağlaması, bir fren sürtmesi, bir siren çığlığıdır. Daha pek çok an olayıdır. Karanlığa çarpan telefon sesidir. Beklenmedik sevgili kokusu, insanı sendeleten büyülü …
Şub 23
Kızım maviOğlum yağmurBengisuyu toprağımın Sevdim telaşını Dünya evim Gök bahçemiz Karım gölgesi derin Bir mihnet ağacı Yaşadım kırk yıl Sevinç ve hüzün Aşk ile cesur Büyüdü yüreğim Boyun eğdi çokluk Düşlerim gerçeğime Aklım ömrüme yük Yürümeyi öğrendim Işık ve su Ekmek ve rüzgar Azizmiş meğer Az da olsa payım Yaşamayı sevdim. Bu büyük bağışı Bir …