En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
babası erken ölen her çocuk gibidinsel şeyleri düşünmeyibenden daha çocuk olanlara bıraktımaşka,devlete ve sağ elimde tuttuğum şu kalemeartık inanmıyorumavucumdaki hiçliğealkollün bana verdiği piçliğeve asla olmayacak olanınbenden aldığı gözyaşınaartık alıştımkimseye kırgın değilimsusuyorum ve susuyorsamkelimeleri insanlardan daha çoksevdiğim için susuyorum Jan Ender Can
Şub 23
Sonra bir çağ geldiİçimize ölü balıklar koymuşlardı bizimİki misket dönüyordu yüzümüzün uzakları gören yarımküresindeİlle de ölmek gibi bir şeylerden yıkanıyordu zamanUçsuz bir kuraklık yıkılıyordu göklerden üzerimize. Yaradan azat etseler ya bizi.Bu kenarı kırılmış gök ile kaçıp gitsek bir kara deliğe.Şarkı sözlerinden azat etseler, hatta toptan kelimelerdenKaplara irin doldurup cehennemin kadehine kaldırıyoruzNe sussa bir dil icat …
Şub 23
“Konuşma, konuşmak istemezsenBen konuşurum tavanda koşuşan ışıklarlaHep aynı şeyi söylerimBeni anla.” * Biçimsiz bir keder üzreyim. Sana gelebilir miyim? Hiçbir şeyi tam olarak bilmeden, hiçbir şeyden arınmadan, kendim gibi yarım yamalak bestelerle sana geliyorum. Yollar boy boy yalnızlık: Zifir kalpli bir şehrin tercümesi. Hem sen bir harften bahsetmiyorsun ki. Muska yazıyorsun gözlerimin üstüne. Alnımın ortasına …
Şub 23
bir sis bırakır ardında bazı kadınlarömre dağılan bir sistozlu bir ışık demetinin içindegümüş çakımlar gibi hatırlananhem cam hem çelik hem tülçekim alanlarının fiziğinigizemli şiirler, büyülü dumanlarladeğiştirenbeyaz rujlu auraaldanmalar diri tuttu bizigerdanlarımızda inci avcıları geceler boyu sürekpus bir iklim olarak ele geçirdi benliğimiziölümsüz olduk ilk hasardan sonra beyaz ruj, mendillerde verem aynalarda elveda… isli çay içen, …
Şub 23
Bir rüyaydı, Ayers Kayası’ndaydım san ki. Beni biraksakal karşıladı. Yaz, dedi. Yazdım, yazıyorum. Buraya eller geliyor, dedi. Üzgündü. Bana bir şeyler anlattı. Kaybetmek, kaybolmak değildir, dedi, üzülme. Yine de bir gün hepimiz kaybolacağız. Mechûle mi, malûma mı, onu sen bileceksin, dedi. Dünya doğurur, bil, dedi. Bildim. Doğurduğunu çocukken gördüm. Yalnızdım. Sonra yaşlı bir kadın bana …
Şub 23
Rıh ve Gazel Bu yaz çıktığınla yaza yaza çıktığın aynı değildir şimdiki zaman sakinleşir mürekkep fazlasına döktüğün kumla zamanın kuruttuğu bir değildir kendi fazlasına kapılır insan kazdığıyla taştığı yer değiştirir sel midir yatak mıdır akan güne kaptırdıklarını kim bilebilir suya inecek olanla Gazali’ye söylenecek aynı mıdır değil midir deldiğin dağ karışır senden kalacak kuma herkes …
Şub 23
Ahşap şehrin kağıda vurancamları. Kırıldı. Görüntühavuzdan döküldü. Çılgın dil.Neyi unuttum? Bir örgü. Annem örüyor, ben çözülüyordum.Elmayı soyup bir tabağakoyar gibiydim. Güzel gibiKulyağımda dönen çılgın dil—dönüp duran hâtıra kutum,içindeki kedi gözlerive beslediğim cam heceler.Hâtıra kutumu kırdım ben,kulağımda dönen çılgın dil…… kanı akıtılan bir inci. Ne çıkar unuttuk hepsini!Seyhan Erözçelik
Şub 23
uykuyla uyanıklık arasındaçekirdeksiz nar gibi geldin birden bire bu çarpan hangi saatin hızıdırher şey sen oluyorsun birden bire insan kime gitmeli tükeninceocağında yükselirken bacalar birden bire üç kadın aydınlık bir sofada oturmuşbir damla suya dönüyorlar düşümde birden bire yürüyordum bir gün ikiz gibi sokaktabende bir olmuşuz seninle birden bire tebeşir çocuklar gibi çınçın ağızlıçemberler içinden …
Şub 23
Bu sabah baharla durulanmış yüzünGörüyorum iyilikçi bir gökyüzüGözlerine bakıyorum, konuşamıyoruzPortakal çiçeklerinin kokusunuBüyüyen otlarda güneşin ısısını Bahar gelmiş ışık ağacı pırıl pırılKoşuyoruz kavuşmak için denizeZambaklar sokaklarla doluSokaklar zambaklarla doluSalyangoz iziyle dolu bahçe Denize yakın oturuyoruz, sessizliğeDeğiyor elimiz, adalar oldukça uzakta,Suya değiyor elimiz, yaprağa,Kuşlar ağaçlarla dolu, ağaçlarKuşlarla, ışığa koşuyor nar ağacı Güneşin oltası uzanıyorÖlümsüz yapıtlarına denizin Güz …