En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Atı Gülşah’la kalbinin rabıtası hiç kopmayan Duran’ın, tarlalar arasından geçerkengüneş çiçeklerini seyretmesi, onların aşık olduklarıGüneş’ten bir an olsun yüz çevirmeyişlerine imrenmesidir. Bu odur: Dönmesin kalbim Tanrım, dönmesin kalbimDönsün başımDönsün başımDönsün daima güneşsarhoşu başım Bir gündöndü tarlası uğultusuylaBalsarısı, at rüyası, arı tefsiriyleSerin ikindi esintisiyleKırpıştırıp iri kirpikleriniYüzünde aşk aydınlığıylaDönsün, şifadırUnutuşun yarasına ve kaybedişin Kalbim sabit kalsın diyeDönsün …
Şub 23
“Tutunamıyorum Tanrım affet, Kadınların saçları dökülüyor.” Bir şehrin ölümünü görüyorumUpuzun elbisesini giyinmiş ışıklar.Büyük reklam panolarında masallarUpuzun bir rüyaya dalıyorum. Ah Dünya!Uzak bir resim gibi karşımda karanlık,Sisli bir şehir.Yüzler…Ve yüzlerde gölgelerBana bakan bir genç kız;Kim bilir hangi çılgın ihtirası saklıyor gülüşünde? Şeytan!İki adım ötesindeEteklerini kaldırıyor kadınınKarşımda ışıksız bir şehir… Çok …
Şub 23
Saate baktım yirmibeş yaşındayımGeç kalmadım tanrım yeniden inanmayaAşka geç kalmadım Ardında yıkık şehirler ve leylaklar bırakanBir cümle dudaklarımı geçip beni ihlâl ettiSaate baktım müthiş bir yenilme vaktindeyimSevgilimBen nerede yağmur yağarsa orada şemsiye kırmanın kitabıyımVe en güzel cümlen sensin Saate baktım buzlar ve çiçekler arasındayımGömleğim asyaya düşerkenBeni yanlışsız sakla bu son görünüşüm Mevlana İdris Zengin
Şub 23
Gideceksin ağlamaklı olacak her şeyAğlamaklı olacak gökyüzüVe ağlamaklı olacak yurdumKağıtlarım kalemlerim ve masamSandalyem sigaramVe içimde yeni açan tomurcuk güllerim Ölüm güzeldir ama böylesi yakışmaz bizeBöyle acı böyle dayanılması zor böylesine gençYakışmayacak bu güzel yüreğimeİçtenliğime doğallığıma insanlığıma Kalbim çok hızlı atıyor ve sık sık nefesim kesiliyorEllerim titriyor ve düşüncelerim bulanıklaşıyorVücudum bütün doğal dengesini yitirecekYine her şey …
Şub 23
Çok az şey saklamışım yaşamımda;ne bir fotoğraf var ilk aşklardanne bir mektup,dostlardan beş on tane;şunları yazmış Stockholm’denDemir Özlü 1983’te :“rahmetli Çiğiltepe’nin oğlunu gördümgeçenlerde Helsinki’de,sürüyorum geçmişin izlerini”Hangi izlerin peşinden gittim beniçimde bir mahşer beklentisi ? Çok az şey biriktirmişim yaşamımda ;hiçbir andaç yok babamdan,verdigi mineli çakmağıunutmuşum bir Amerikan Bar’da ;ah umursamaz gençlik!Sımsıkı tutsaydım şimdiavucum ısınır mıydı …
Şub 23
o bir çay istemişti, trenin içindebiz tren yolcusuyduk, çölün içindeben yalnız kalmıştım, senin içindeoysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni! aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin o bir dile sığınmıştı, sözü içindeyolu yoluma çıkmıştı, çölü içindeben eski kalmıştım, senin içindeoysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni! düşü geçtik, kendine bakabilirsin o bir bende kırılmıştı, hayli içimdeıssız otağ kurulmuştu, canım …
Şub 23
Aniden. Birdenbire, beklenmedik olandan…Beklemeyene: Dilegelen bir dünya.Vahiy gibi, en çok ona benziyor.Baharın karnını öptüğüm rüya. O yüzden “ayak”landım, yukarı ağdım.Sana vardığımda ağlamam bundan… Adını andığımda sıcak akıyor bütün nehirlerDünyayı dolduran sözü olduran o.Ve ben ne desem şimdi, benden değiller.Hâlâ soruyor musun bana, aşk ne demek:O en “bir” ve “tam” olana yürümek. Durup durup geçmesin içinden …
Şub 23
Bir kadının bana gelecek olması, bir rüzgarı geçerekBir şarkıyı geçerek, saçlarının uçuşundaBir kadının bana gelecek olması, bir ömür geçecek Aşkın buruk tadında, buluşması iki yalnızlığınBir akşamı geçecek Belki de dağılan sesleri hüznün ve akşamınbelki deBir kadını geçecek Bir kadını bekliyorumEteklerini ve saçlarını uçurarak gelecek… Ataol Behramoğlu
Şub 23
Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde? Çam ormanlarının salınışında,Kuşların cıvıldayışında,Otların serin tenlerinde.Eğer varsan bakıp görmeyeŞeffaf perdenin az ötesini,Bir ateş bulutu var en bildik yerde,En emin yerde. Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlarHissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar. Farzet körsün, olabilir,Elele tut,Taş al ve at,Kafiri bulur. Hani ceylanların,Hani cihat marşın? Bir …
Şub 23
kaç gecenin çölüdür bu ayrılıkkaç şiirin dölüdür üstümeörttüğün bu ince sessizlikkalbim alış artık, kır kendinikendi duvarında, sesinikendi duvarına haykır. tesadüfen birbirine rastlamışbaşka başka aşklarsızın siz artıkgeceyle gündüz gibi birbirineayrılmış. O ki rüzgar, bir zamansenin çölünde kumlar uçurmuş,o ki gece ve esmer, görmüyorsahrayı, sesi içinde karışmış. her ayrılıkta kendine saplanan bir hançerkendi sabrını deneyen taş,kendi uykusuzluğunda …