Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Hüseyin Rahmi Gürpınar ile Röportaj

Röportaj muharrirleri, imzalarının kıymetini tehlikede gördüler mi, tufandan kurtulmak için cankurtaran arayan kazazedeler gibi, doğru Heybeli’ye tırmanılar, Hüseyin Rahmi’yi ararlar. Çünkü, ıkına ıkına lakırdı söylemeyen velut ve nüktedan üstadın ince latifelerle dolu cevapları o muharrirlere, daima imzalarını sukuttan kurtaracak birer yazı kazandırabilir. Bu itibarla, artık ona, sorulmayan sual kalmamış gibidir.

Harp Baladı

Birkaç kelime daha sığardı belki şu hayata; birkaç kahkaha ya da gözyaşları belki. Heyecanlar, ümitler ve de hayaller sığardı. Ben sığamadım oğlum! Bilemiyorum; artık o tren kompartımanında cepheye doğru ilerleyen adam değilim sanki. Arzularım, gayelerim ve de heveslerim terk etti beni; kavgam bitti! Yalnızım ve fakat hiçbirine kırgın değilim

Yaşar Nezihe Hanım / Gamsız, ıstırapsız nasıl şair olunur şaşarım

Feryatlarım”ın şairinin en içten feryatları pek erken unutulmuş… Bu sesin nereden geldiğini bilen bile yok!
Onun öteden beri mısralarında yaşayan ıstırap kendisini de yaşatıyor… O, feleğin en zalim sillesini yiyen, talihin en insafsız tekmesiyle çiğnenen içli bir kadın

(SUSANA SOCA) O BU DİYARLARDAN DEĞİLDİ

Onu gördüğüm gibi ürkekliğine vuruldum; hatırdan çıkmaz, eşine rastlanmaz o ürkek haliyle esrarlı bir tanrıya hizmet ede ede iflahı kesilmiş bir vesta rahibesini yahut kapıldığı sıla hasretinden veya vecd yüzünden yaşamda belirmeye güç yetirememecesine tükenip gitmiş bir mistiği andırıyordu!

Ivan Turgenyev’den altı çizili satırlar

Bir romantik olsaydım ‘yollarımızın ayrıldığını hissediyorum’ derdim ama değilim, o yüzden sana birbirimizden bıktığımızı söylüyorum.

Galata Kantosu

Ulan git şimdi milli gelirden söz açma bana defol bas git yıkıl

Neden Gelmiyorsun?

Hatırlar mısın nasıl da dolaşırdık
Çayırlar ve vadilerde,
Ve kekikler arasında da öperdim seni
Kaç kere? Kaç kere?

Kadınlar dolaşır yeryüzünün dört bir köşesinde,
Kimileri de epeyi çekici olur insanın gönlünce,
Akşam yıldızları gibi parıldamazdı hiçbiri,
Değillerdi senin gibi, değillerdi senin gibi!

Bazen herşey yorar insanı, dinlendirici olanlar bile. Yorucu olduğu için yoranlar; bir de dinlendirmesi gerekirken, sırf bunun için uğraşmayı düşünmek bile yorucu olduğu için yoranlar.

Bazen herşey yorar insanı, dinlendirici olanlar bile. Yorucu olduğu için yoranlar; bir de dinlendirmesi gerekirken, sırf bunun için uğraşmayı düşünmek bile yorucu olduğu için yoranlar. Her türlü bunalımın, her türlü acının daha altına yuvalanan ruhsal bitkinlikler vardır; bunlardan sadece insana özgü bunalımlardan ve acılardan kendilerini gizleyebilenlerin haberi olmaz, kendilerine karşı, sıkıntıyı bile başlarından ustaca savacak kadar diplomatça davranmayı bilenlerdir bunlar.

İyi Notlar

Abdullah Harmancı’nın “seni ne ihtiyarlattı” sorununun bendeki cevabi İhtiyar Kitapçı’nın “yorduklarımız inşallah bizi afteder, cümlesi olmuştur. Twitter’a “İnsan insanı yorar” yazmıştım da İhtiyar altına bunu yazmıştı. O gün ihtiyarladım işte. O cümleyi okuduğumdan beri yeni biri oldum. Artık insan insanı yorar gibi beylik laflar etmiyor, aklıma hep yorduklarımla nasıl helalleşeceğim geliyor. Dünde kalanlar için birşey yapmasam da kimseyi yormamaya çalışıyorum.

Güneş Taşı

ararım bulmadan, yalnızlıkta yazarım,
yoktur kimse, gün düşer, yıl düşer,
düşerim an’la, düşerim dibe,
görünmez yol aynalar üzerindeki
kırılmış görüntümü yansıtan,
yürürüm günlerin, geçmiş anların üstünde,
yürürüm gölgemin düşünceleri üstünde,
gölgemi çiğnerim arayarak bir ânı,