Bilemiyorum

Bilemiyorum yıllardır neredeyim?
Hergün yediğim ekmek, susayıp içtiğim su,
Kolundan tutup gitmek istediğim kadın,
Yaşamak kaygısı, gök hasreti, ölüm korkusu,
Ve Rabbim senin adın!
Yıllar var ki içindeyim hayatın.
Anıyorum gençliğimi, özlüyorum çocukluğumu,
Fakat bilemiyorum yarını.

Bilemiyorum Rabbim, maksadını, kararını.
Hepimiz işte dünyadayız,
Yataktaki hastamız, topraktakı ölümüz;
Neyiz, ne olacağız?
Birşey bilmiyorum… Nefes almaktayım yalnız.
Rabbim! beni yaratmışsın,
İnsan şeklinde görünüyorum,
Terlerim yazın, üşürüm kışın,
Düşünüyorum, düşünüyorum…

Ziya Osman Saba

ziya_osman_saba Bilemiyorum

Çeşme Küçük Kız Ozan ve Öbürleri

                      muzaffer buyrukçu’ya

kaç yıldır akarım bilmem pazar yerini
dinle ak bakışlı bir çeşme söylüyor
– kaç yıldır akarım bilmem pazar yerini

koparsınlar beni koparsınlar beni
dinle banaz’da küçük bir kız çocuk söylüyor
– koparsınlar beni koparsınlar beni

gün gelir anılar da değiştirir sözcükleri
dinle babanın eski bir resmi söylüyor
– gün gelir anılar da değiştirir sözcüklerini

bir kez olsun tatsaydınız kara mermeri
dinle kan söylüyor sevda söylüyor
– bir kez olsun tatsaydınız kara mermeri

çözerdiniz bilişmenin al köpüklü dilini
dinle balgam söylüyor safra söylüyor
– çözerdiniz bilişmenin al köpüklü dilini

üstümde üçbin yaprak yüzbin ipekböceği
dinle toprağa batık bir ören söylüyor
– üstümde üçbin yaprak yüzbin ipekböceği

susuzluk birşey değil keban’ım delindi
dinle gündoğusundan bir ozan söylüyor
– susuzluk birşey değil keban’ım delindi

çeşme, küçük kız, ozan ve öbürleri
dinle hepsi de aynı şeyi söylüyor
– çeşme, küçük kız, ozan ve öbürleri

Cemal Süreya

cemal_sureya Çeşme Küçük Kız Ozan ve Öbürleri

Arka Bahçe

Tenin cam tapınağı. Arzu kör__
elirse, tekrarlanmaz kalpte,
çocukluğun o beyaz sabahları.

Kariâ! Kimdim ben, sen değilsem?
Ey yırtıcı hazzın müphem kaynağı.
Kelimelerin, bazen üstünü hafifçe
araladığı.

Hafızanın manyetik alanı. O tahrip
kâr cazibe. Meğer doğruymuş, insanın
Oteki’ne gittikçe, hep kendine
vardığı.

Vakte bakıyorum. Zaman’ın dilden
önceki sükûnetine. Zelzele! Kayıyor
avuçlarımdan hızla, ömrün sırça
yaprağı.

Şair! İnsandaki arka bahçe. Sendin
bil, varoluşun dalgın zambağı.

Vural Bahadır Bayrıl
guvercin_gerdanligi Arka Bahçe

Külçe

Yazmak -hâh- o güzel aldanma!

Çocukluk kırık bir lehim.
Ki onarılamaz bir daha asla!
Ne kesif güller,
ne mucizevi kanatlarla…

Vural Bahadır Bayrıl

Kaynak:
Çocukluk ve Şiir / Zamanın ve Mekânın Ötesi
Dr. Rahim Tarım / Özgür Yayınları / Nisan 2013

soz_ucar_yazi_kalir Külçe

Bir Sokakta Giderken

Taşında otlar biten şu sokakta yürümek.
Bir bahçe duvarının kokulu gölgesinden.
Uzakta, mektepteyken okuduğumuz şarkı.
Su içmek o tasasız günlerin çeşmesinden.

Kalbe aşina bütün rastladıklarım,
Herşey eskisi gibi, herkes bahtiyar, iyi!
Bana büyük babamı hatırlatan ihtiyar,
Çocukluk arkadaşım sarı benekli kedi

Bütün günahlarımı affetmiş sanki Tanrım,
Duyuyorum kalbimde tadılmamış sevgiyi.
Ah, sade koşmak, koşmak istiyorum içimden:
Aradığım diyara bu yol çıkacak gibi

Ziya Osman Saba

bir_sokakta_giderken Bir Sokakta Giderken

Ölüme Dair Konuşmalar

5

İşte ben hep böyle garip mahzun,
Bir şey beklermişcesine yaşıyorum.
Bazan öyle günlerim oluyor ki, Elâgözlüm,
Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum..
Bazı bilmem, gün nasıl başladığında,
Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor,
Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman..

Yaşamak ne kadar çekilmez gelse de arasıra,
Bu görmek, bu sevmek, bu aziz sıcaklık tende.
Bu bir nimet, bu bir nimet, Elâgözlüm,
Bu yaşamak bir şiir, harikulâde.

Sen ki, saçından tırnağına kadar
Bir hürriyete bedelsin,
Bu ılık saçlar, bu gözler; fakat her şeyden önce
Yaşadığın için güzelsin..

İşte böyle yeşil bulutlar misali senelerce,
Oradan oraya elinde kaderin.
Kimbilir kaç kere üstünden geçtim,
Şarkılar söyledim karşısında
Bir gün bana mezar olacak yerin..

Gerçi şimdi çağımız değilse de Elâgözlüm,
Bu bir kötü tecelli ki, nasıl diyeyim.
Bir gün bir kara gölge görürsen gözlerimde
Akşamsa beni uyut..
…….
Bir nefis sabahsa eğer, ölümü
Ellerin ellerimde bekliyeyim…

Turgut Uyar

olume_dair_konusmalar Ölüme Dair Konuşmalar

Kıyıdaki Tekne

Kurudum da kadid oldum kumlarda
Bir sefer bekleye bekleye her gün ben.
Enginlerden bir rüzgâr esmez mi serin serin
Pul pul ürperişler geçer içimden.

Bir gün atlayıveresim gelir şu kıyılardan
Işıl ışıl yeşil yeşil sulara.
Al başını çek git, der deli gönül
Verip kendini bir büyük rüzgâra!

Ta yanıbaşında durup da böyle
Hasretini çektiğin şeylere hasret gitmek!
Hem tut o sular için halkol, hayat ol,
Hem tut sonra o sulara hasret çek!

Biraz dalacak olsam ta içimden bir şeyin
Çıkıp dolaştığını duyuyorum denizde.
Ama öyle bitirmiş ki kum beni
Ardından bir türlü gidemiyorum işte.

Bazen ayak sesleri duyarım dört yanımda,
Bakarım, masmavi, levent bir umut.
Bakarım, sülün gibi serene sarılmış
Püfür püfür bir bulut.

Başımı, bordamı dövsün dalgalar,
Tuzlar tahtalarımı kemirsin istiyorum.
Çek beni fırtına, çek beni deniz!
Bırak beni sahil, bırak beni kum!

İnsaniyetinize sığınıyorum!

Zeki Ömer Defne

zeki_omer_defne Kıyıdaki Tekne

Değişim

Çocuk ders çalışıyor görünüşte
Sayfaları yavaş yavaş çeviriyor
Çocuk deniz çalışıyor gerçekte
Gözlerini ufuklara dikiyor
Durup durup adını anıyor
Aşkın sözlüğünü ezberlemekte
Bütün nöbetçilerle yarışıyor
Gözleriyle gelişini beklemekte.

Biz şimdi aşk öğrenelim
İnsan dersi sonra da öğreniyor
Yüzyıllık kitaplarda bilgi kendi malımız
Haritadan şehirler kaçmıyor ya
Sevinmek yaşarlığa dokunmaktır
Atlı gibi dört nala içimizden gidiyor
Bazen her şey yanılmakta bile
Sevişmek gene en az yanılmaktır.

 
Afşar Timuçin
afsar-timucin-siirleri Değişim

Yanılgı

Başlayacak gibiyken konuşuyorsun bitiyor
Yeniden geliyoruz başladığımız yere
Aşklar ve inançlar da aynıdır
Bir başka yanına geçemezsin
Bir yanını yaşayıp bitirmeyince

Ne çok şey bildiğimiz çıktı ortaya
Seninle akşamları konuşa konuşa
Kendimizi ve her şeyi
Anlata anlata kendimize
Ne çok akşam tükettik
Ne çok da kendimizi

Kitapların doğru olduğu tamam
Ayrıntılarında bile anlaşıyoruz
İş yaşamaya geldi mi
Her seferinde yarım kalıyoruz
Öylece bırakılmış gün bitiyor
Öylece bırakılmış akşamlardan geçerek
Öylece bırakılmış bir güne başlıyoruz

 
Afşar Timuçin
FUCHuFLXoAgZqHK-1024x680 Yanılgı

Bir gün ver Tanrım, Ta çocukluğumdan kalmış

İlkyaz sabahlarına benziyor
Yeni diş çıkaran çocuklar

Süreyya Berfe

uzun kanatlı kuş sürüleri diliyorum sana
ve severken seni,
sevdikçe seni
hep çocuk kalacağım, biliyorum.

Sunay Akın

Yalnız bırakmayın beni hatıralar.
Az yanımda kal çocukluğum,
Temiz yürekli uysal çocukluğum.

Ziya Osman Saba

Bir çocuk artık insanlara inanmayıp
Ormandaki mavi çiçeğe
Anlatırsa derdini
Ve o gece
Ağlatırsa mavi çiçeği
İşte o an
O an kopar kıyamet

Mevlana İdris

Ve aşk, aniden yola fırlayan bir çocuktu.

Furkan Çalışkan

Karanlıkta korkudan titreyen bir çocuk gibi
Rahat bir adam gibi gecenin ortasında

Jacques Prevert

Doğuştanmış kadersizliğim
çocukluğumun
sıradan bir şubat ayının
soğuk çarşamba akşamında
annemin ağlamaklı çığlıklarına
kurban gittiğinde anlamalıydım

Lou Salome

Evden kaçabilirsin artık çocuk,
ama kaderden asla!

Babam
Çıkarılmış bir adam bütün fotoğraflardan
Kader neydi sanki o zaman,
Masada açık unutulmuş
Turuncu kulaklı bir makastan başka.

Didem Madak

anılar gömülüdür zaten ben bir daha gömerim
çocuk olmuşum, hasta olmuşum, deniz olmuşum
yalnız bir sincabım belki
gömdüğü cevizlerine küsen

Ahmet Murat

Yüzlerce yıl geçiyor belki bir bulut geçiyor
Ben yeni doğmuş bir çocuk gibi
Herkesin konuştuğu dilden mahrum
Ama yepyeni bir dil konuşmanın sevinci

Sezai Karakoç

çocuktum, çölde okudum masumlarla ve çok susadım,
babaannem su verdi almadım, bir cümleden de şehit olurdu
insan ve ne yazsa şair olmak istemezdi Kerbelâ’dan sonra,
olmasın, Kerbelâ’nın şiiri kalbimde hâlâ, ve çöl sürüyor:

Haydar Ergülen

İlk İstanbul şiirden çıkıp yerini alıyor
Bir çocuk ilk gülüyor
Bir ağaç çiçek açıyor.

Eleni’den önce
Daha ben çocuktum daha tütüne daha kahveye alışmamıştım
Sabahları, akşamları bilmiyordum daha

İlhan Berk

Satmadınız mı elinizdeki şiir kitaplarını?
Ve çocukların gülüşlerini

Nizar Kabbanî

hızla havalanan bir salıncaktan inmedi hala çocukluğum

Didem Gülçin Erdem

Kaderini sev, diyor bana.
Kim çocukluğuma döndürebilir beni?
Yalnız, dilin masumiyeti…

Asuman Susam

kâgir bir damın ardında kalan çocukluk hatıralarında
ne kadar ödenmeli daha?

Furûğ Ferruhzâd

Annem yüzüme çarpıp çıkıyor hayatı
Babam hiç dönmüyor gittiği türküden.
büyüyorum içimde dünya kadar kimsesiz çocukla…

EzHer

Yağmurda koşan bir çocuk olsam
Vedalaşır gibi bildikleriyle.
Kendinden mahrum kalır mı insan?
Kalsam.

Duralım burada, güzel esiyor!

İbrahim Tenekeci

Olmuyor böyle
Daha doğurmadığım bir çocuk var
Ve şunun şurasında kaç yılım yaşayacak
Ölümler görecek
Aşık olacak.

Bejan Matur

ben çocukluk çağlarımdan beri
görülen görünen gösterilen dünyaya
alışmamak inadında kararlı takımı tuttum

İsmet Özel

— bir çocuk neden korkar, yaşayamamaktan
bir kadın çocuğunun başını kaşıyamamaktan

Turgut Uyar

çocukluğun kendini saf bir biçimde
akışa bırakması ne güzeldi
yiten bu işte

Nilgün Marmara

herkesin gençliğinde
yaşanmamış bir çocukluğun,
yaşlılığında da yaşanmamış bir gençliğin
gömülü olduğunu biliyor
ve işte bunlarla geri döndüğüne
inandırmaya çalışıyor bizi.

Cahit Koytak

kaç asker vuruldu pusularda
dağlarda kaç gerilla
ve bilsen kaç kez üşüdü içimde tanrılar
çocuklar ülkemde vurulduğunda

Hasan Tan

Yağmur sonrası bir bahar sabahı hiç değilse
Ve çocukluğumun oralardan
Bir gökkuşağı mesela
Sığdırabilir miyim diye…

Cahit Koytak

dışarıda kar usulca söylenir
içimde kirli
kekeme çocuklar büyür.

dışarda kar usulca söylenir
içimde gidilmemiş parklar
dedesi olmamış çocuklar üşür.

suskunluğu ve dilsizliğinde
büyür kadının sorular
içimde yağmurlar boşaltan çocuklar
elimden şeker
yüzümden şaşkınlık düşürür.

Birhan Keskin

Çocukluğum, çocukluğum…
Uzakta kalan bahçeler
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum…
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum…
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum…
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum…

Ziya Osman Saba

Giden olmadım hiç bir zaman
Dönüp bakmak ardıma
Suçlu çocuklar gibi
Gücüme gider

Gassan Satar

Ya ilahi!
Aşık olduğumuzda
Ne oluyor iç dünyamızda
Ne kırılıyor içimizde?
Nasıl dönüyoruz çocuksu tavırlara?

Nizar Kabbani / Allah’a Sorular

Üzgün bir çocuğun yalnızlığı
Kadar saydam kalabilseydim

Ahmet Telli

Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla – ha düştü, ha düşecek –
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.

Can Yücel

İsmim gezecek pembe dudaklarda elemle,
Gözler dolacak bir çocuk ölmüş gibi nemle,
Bir günde doğup can veren altın kelebekler,
Bizden daha genç bir şair öldü diyecekler!

Faruk Nafız Çamlıbel

Akşamın tek bir ağaç gibi
Dal budak saldığı sular
Çocukluk rüyalarının bahçesi!
Sakın kimse el sürmesin dallara,
Yapraklar, meyvalar olduğu gibi kalsın
Benim uykum boyunca!

Ahmet Hamdi Tanpınar

Annesinin çarşıya gittiğine inanmış çocuk gibiyim,
Eve dönmeni bekliyorum.

Zeynep Kamilov

Anlayacaksınız;
hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bir daha…
Çekip gitmek en güzeliymiş gibi gelecek
ama çekip gidemeyeceksiniz…
İşiniz,
alışkanlıklarınız,
derme çatma düzeniniz,
çocuklarınız,

Hasan Ali Toptaş

ne zaman baksam gözlerine
annemsiz kalmak korkuları gelir çocukluğumun

Tekin Gönenç

Baktım annem yoktu yanımda;
Sırtımda bahriyeli giysimle,
Ben bir kez kayboldum çocukluğumda.

Metin Altıok

yaşamın yolu doğudan batıya doğru gider,
çocuk , doğan güne sırtı dönük olarak yürür,
boyunun kısalığına rağmen uçsuz bucaksız
bir gölge gider önünden, geleceğidir bu onun,

Michel Tournier

Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak.
Kaç yaşınızda olursanız olun babanız yaşıyorsa hala çocuksunuzdur…

Orhan Seyfi Aras

Bu çocuk bu hüzünle büyümez fazla
Evlerinin arkasında gölgesiyle konuşurken yakalanıyor babasına

Ali Asker Barut

babam ne zaman gelecek diyen çocuk
bavê mın çı waxt weri diyen çocuk ya da

avutulur mu öğretmenim
nece

Dilek Kartal

öleceği zaman hayvanlar gibi
saklanmak istiyor ya insan
saklanacak bir yeri olmalı
aşka, çocukluğa, anneye, şiire
yoksa fazla gelir ölüm
ve eksik ölür insan

Haydar Ergülen

Ömrümden öteye taşıdığım çocuk… Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim.

Şükrü Erbaş

çocuklar uyandı
çocuklar üstünü örttü annelerin toprakla
– çocuklar ki yarının cesetleri-

İbrahim Soylu

cocuk_siirleri_antolojisi Bir gün ver Tanrım, Ta çocukluğumdan kalmış