Çünkü hiç hazır olmadığım bir yaza girmek üzereyim ve çünkü geçen kışın soğuklarında, şimdi senin rüzgârlı bir tepesinde uyuduğun bu kentteki son sevdiklerim, beni, sevdiğim için öldürdüler!
Bazen kendi evini terk etmesi gerekir insanın. Tası tarağı toplayıp ardına son bir defa bile bakmadan çekip gitmek. Çünkü ağır geldiğini hissedersin bazı evlere, insanların sana “gitse de kurtulsak” gözüyle baktığını. Bunu fark ettiğin ama …
Hatırlarım bir zindanı Hiçbir şeye benzemeyen Bir mezarlık hatırlarım Farkı yoktur memleketten Biraz kan o meydanda Geçenlerin ayağında Hatırlarım ben bu garı Orda üstleri aranan Şaşkın düşmüş insanları Askerleri kül renginde Paris’in güzel çölünde Hatırlarım binlerce şey Bir ölüyü uyur gibi Yolcular acele etti Tren devrilmişti sanki Akşam yakılan bu köyden Kapkara bir tablo çıktı Acınası o üç mezar Hatırlarım hatırlarım Tekrarlamak bir şey değil Kulak verilen radyoyu Yolda bir adımı dostu Yalancı mıdır anılar Her şey basit mi o kadar Alev bilir ancak külün Eskiden ne olduğunu Elsa senin için işte Söylemekteyim bunları Bu yangın anılarını
Upuzun duvağa benzeyen bir ezgi Hiç bitmeyen eksilmeyen bir ezgi Bir Ekim ezgisi hüzün veren bir ezgi Mayıs ayından çok daha tatlı Bittiği anda yinelenen bir ezgi
Gökyüzünü yeterince mavi bulan Deli bir ufkun sancısı var gözlerinde Gök O’nun için değil ki zindan Sevmek ölçüsüz sevmek gerek İnsana yetmez akıl öyle her zaman
Kadife elleriyle güzel sonbahar Bu bir şarkıdır hiç söylenmemiş Bu şarkısıdır bizim aşkımızın Bu şarkısı işte soylu güllerin İçleri gün rengidir onların
Var mıdır böylesine derin bir hıçkırık O tensel yoklukları dile getirmek için Halkalar gibi suda yaratılan Sözcükler eşdeğer mi hiç müziğine O büyük arzunun yürekte saklı duran
Bir ezgi Elsa bir çılgınlık ezgisi Hiç bitmeyen eksilmeyen bir ezgi Bir Ekim ezgisi hüzün veren bir ezgi Mayıs ayından çok daha tatlı Upuzun duvağa benzeyen bir ezgi
Garip bir şeydir dünya şunun şurasında artık Bir gün gideceğim söyleyemeden her şeyi Bu mutluluk anlarını yangın öğlelerini Sarışın yıldızlarıyla gece sonsuz ve karanlık
Hiçbir şey değil sanıldığı kadar öyle değerli Başkaları gelir Onların kalbi benimkisi gibidir Hepsi de ota dokunmasını ve seni seviyorum demesini bilir Ve seslerin yitip gittiği akşamda düş görmesini
Benim gibi yeniden yapar bu yolu başkaları Başkaları gülümser Rastlanan bir çocukla Çevrilecek başlar adları fısıldandığında Başkaları seyredecek göz ucuyla bulutları
Hep titreyen bir çift bulunacak orada Bu yüzden o sabah gün erkenden ağaracak Her zaman orada su rüzgâr ışık olacak Hiçbir şey geçmez ordan geçen yayadan başka
Aklımın ermediği bir şeydir işte O ölüm korkusu insanın içindeki Yeterince güzel değilmiş gibi Göğün bir an için tatlı görünmesi bize
Evet biliyorum bir an kısa görünüyor olsa da Böyle yaratılmışız sevinçler ve acılar Dopdolu bir kupadan yalancı şarap gibi kaçar Ve deniz sadece bir başlangıçtır susayışlarımıza
Ama her şeye rağmen zalim zamana rağmen Yanıp yıkılmış yürek ve sırttaki ağır torba Bu olanaksız seçim olmak’la olmuş olmak arasında Ve ağızda buruşukluk bırakan acıya rağmen
Savaşa ve haksızlığa ve uykusuzluğa rağmen Yüreğinizi kemiren bu tilki taşırken orda Hüznü ve tanrı bilir kendi payıma Yaşam boyu çalınmış bir çocuk gibi taşıdım ben
İnsanların kötülüğüne ve gülüşlere rağmen Ayağı sürçtü mü ve canavarca nedenlerle Size düşman edilen sırf zindan olsun diye Sevdiğinizdendir ve büyük acı çektiğinizden
Dipsiz kuyularıyla kargışlı günlere rağmen Nefreti seyreden sonsuz karanlıklara rağmen Düşmanlara ve zincire vurulanlara rağmen Tanrı’m Tanrı’m ne yaptığını bilmeyen
Yasa rağmen ve birden zayıfladığı anda kalbin Etrafı her şeye inanmaya haksız saymaya hazır Sizi ısıran bu şeye ilgisiz kalır Sırf sizden öcünü almak için
Her yerde aynı zulüm ve dikâlâsı utanmazlığın Size maledilen nasıl yayıldığı pek bilinmeyen O çılgın fikirler düşünülmesine acı çekilmesine rağmen Bir küfür ya da nağrayla sıkıntıyı azaltmaksızın
Bu cehennem Her şeye kâbuslara ve yaralara Ayrılıklara yaslara hakaretlere rağmen Ve tüm istenilenler yine de istenilen Maviliğe bütün saçmasapan inancıyla
Her şeye rağmen size söylüyorum öyleydi bu yaşam Ki beni dinlemek isteyene buradan seslenirken Dudaklarımda bir tek söz teşekkür kalmış iken Diyeceğim her şeye rağmen güzeldi bu yaşam
Louis Aragon Mutlu Aşk Yoktur
Sonunda yan yana yatan figürler olacağımız zaman, kitaplarımızın ittifakı bizi iyisiyle kötüsüyle birleştirecek, hayalimiz ve en büyük endişemiz olan bu gelecekte. sana ve bana. Ölüm yardımcı olabilir, denemiş olabiliriz ve bizi savaştan daha kesin bir şekilde ayırmayı başarmış olabiliriz. Ölüler savunmasızdır… Ama ümit ediyoruz ki kitaplarımız bizi savunacak.
Hiçbir şey yaşam kadar geçici değildir Hiçbir şey geçici değil var olmak kadar Bu kırağı için biraz da erimektir Ve hafif olmayı çağrıştırır her rüzgâr Vardığım yer ise yabancı diyar
Sınırı geçiyorsun günü gelince Nereden geliyorsun gittiğin yer neresi Ne anlamı var yarının ve dünün anlamı ne Diken değiştiriyor işte yüreği Her şey anlamsız ve acımasız değil mi
Oraya şakağına daya elini Dokun çocukluğuna gözlerinin Lambaları sönük tutmak daha iyi Daha yararlıdır bize uzunu gecelerin Bu ise yaşlanmadır gün ışığı için
Ağaç güzeldir sonbahar mevsiminde İyi ama çocukcağza ne oldu Kendime bakar ve şaşarım işte Görünce bu tanınmamış yolcuyu Onun yüzüyle çıplak ayaklarını
Az az sessizlik oluyorsun sen Ne var ki çabuk değil öyle yeterince Senin farklılığını farketmediğinden Ve eski zamanlar kendi üzerine Zamanın tozunu düşürmesin diye
Yaşlanmak sonunda uzun iştir doğrusu Parmaklarımız arasına kum kaçar bizim de Sanki bu yükselen soğuk bir su Bu bir utanç gibidir büyüye büyüye Bağrılacak bir deri sepilensin diye
Uzun iş bir insan bir nesne olmak Uzun iş her bir şeyi feda etmek de Ve duyuyor musun değişimleri bak Oluşan bizim içimizde Belimiz yavaş yavaş büküldükçe
Ey acı deniz ey derin deniz Nedir saati gelgitlerinin Kaç saniye-yıl gereklidir dersiniz İnsanın insanı saptırması için Niçin bu kadar naz niçin
İkimiz tükürelim ikimiz Sevdiğimizin üzerine Sevdiği üzerine ikimizin Dilersen zira bu ikisi Tam bir vals havasıdır ve tahmin ediyorum Aramızda geçen karanlık ve o eşsiz şeyi Terkedilmiş aynaların diyalogu gibi Emanete alınmış bir yerde belki Foligno Ya da Auvergne yöresi La Bourboule Kimi isimler uzak bir gökgürültüsüyle yüklüdür İster misin tükürelim ikimiz bu büyük yörelere Orada kiralık küçük otomobiller gezinmekte İster misin zira bir şey daha gerekli Bir şey Bizi birleştirsin ister misin tükürelim İkimiz bu bir valstir Bir çeşit rahat ağlayış Tükürelim küçük otomobilleri tükürelim Tükürelim emir böyle Bir aynalar valsi Bir diyalog hiçbir yerde Dinle bu kocaman yöreleri orada rüzgâr Sevdiğimizin üzerine ağlar Birisi bir attır yere dirseğini dayar Öbürü bir bez sallayan ölü öbürü Senin adımlarının izi Boş bir köyü hatırlıyorum Yanmış bir dağın omuzunda Senin omuzunu hatırlıyorum Senin dirseğini hatırlıyorum Senin çamaşırını hatırlıyorum Senin ayak seslerini hatırlıyorum Atsız bir kenti hatırlıyorum Yanıp tutuşan bakışını hatırlıyorum Boş kalbim bir ölü Mazeppa bir atın Önümde götürdüğü dağdaki o gün gibi Coşku koşuşumu hızlandırdı katledilmiş meşeler arasında Geleceği sezerek kanayan o sırada Mavi kamyonlar üzerinde zayıflarken gün ışığı O kadar çok şey hatırlıyorum O kadar çok akşam O kadar çok oda O kadar çok basamak O kadar çok öfke O kadar çok durak bomboş yerlerde Ki orda gizemin ruhu uyanıyordu yine benzer şekilde Kör bir çocuğun çığlığına bir sınır istasyonunda Hatırlıyorum Geçmiş zamanda konuşuyorum Canınız isterse Alay edin sözlerimin sesiyle Sevdi Vardı Geldi Okşadı Bekledi Gözledi gıcırdayan merdivenleri Ey kaba güçler ey hayalet gören bir insanım ben Bekledi bekledi derin kuyuları Öleceğimi sandım beklemekten Sessizlik kalem açıyordu sokaklarda Bu oflayan puflayan taksi başka bir yerde ölmeye gidiyor Bekledi bekledi boğuk sesleri Kapının önünde kapıların dilini Evlerin hıçkırığını bekledi Tanıdık eşyalar alıyordu sırasıyla Bekledi hayaletsel görünümünü bekledi Kaçan mahkûmların Bekledi Bekledi Allah belânı versin Bir ışıklar zindanından ve birdenbire Hayır Aptal Hayır Budala Ayakkabı yürüdü yün halının üzerinde Yeni dönüyorum Sevdi sevdi sevdi ama ne kadar çok bilemezsin Sevdi geçmiş zaman bu Sevdi sevdi sevdi sevdi sevdi Ey kaba güçler Ne kadar da cüretkâr oluyorlar Aşktan bir yeğen öyküsüymüş gibi söz açanlar Yuh be tüm bu dalavereler için Biliyor musun ne zaman gerçek bir öykü olur Aşk Biliyor musun Her nefes faciaya dönüştüğü zaman Günün renkleri bir gülüşün sonucu olduğu zaman Bir hava bir gölgenin gölgesi ortaya atılan bir isim Her şey yandığı ve aslında bilindiği zaman Her şey yandığı Ve söylendiği zaman Her şey yanıyor Ve gök etrafa dağılmış kum tadındayken Aşk ahlâksızlar aşk sizin için Beraber yatmaya varmak demek Varmaya Ya sonra Ha ha bütün aşk bundadır Ya sonra Konuşabiliyoruz ne olduğunu Yıllarca birlikte yatmak Duyuyor musunuz Yıllarca Vebalılarla dolu bir geminin güvertesinde Düşen yelkenler gibi Geçenlerde gördüğüm bir filmde Teker teker Beyaz gül kırmızı gül gibi ölmekte Onca duygulandıran nedir beni Bu son sözcüklerde Belki son sözcüğü bir sözcük ki İçinde her şey merhametsiz korkunç onarımı olanaksız Ve acı Panter sözcüğü Elektrik sözcüğü Sandalye En son aşk sözcüğü düşünün bir kez Ve son öpücük ve en son Gevşeme Ve en son uyku Bak ne garip En son geceyi düşünüyordum ben sadece Ah her şey bu korkunç anlama geliyor Ben en son anları demek istemiştim En son vedalaşmaları en son nefesi En son bakışı Dehşet dehşet dehşet Yıllar boyunca dehşet Tükürelim dilersen Birlikte sevdiğimize Aşka tükürelim Açık kalmış yataklarımıza Suskunluğumuza ve fısıldaşmalara Yıldızlara olsalar bile Senin gözlerin Güneşe olsa bile Senin dişlerin Sonsuzluğa olsa bile Senin ağzın Ve aşkımıza Olsa bile SENin aşkın Tükürelim dilersen
Pazar da olsa pazartesi de Akşam ya da sabah geceyarısı öğle İster cennette isterse cehennemde Aşklar benziyor birbirine Dün’dü bunu sana söylediğimde Bir yastıkta olacağız seninle
Evet bu dün’dü bu ise yarın Yolum olarak bir tek sen varsın Kalbimi verdim avuçlarında kalsın Ne güzel yol alıyor seninkisiyle Ama hepsi ömrü kadar insanın Bir yastıkta olacağız seninle
Sevgilim varolan olacak yine Gökyüzü bir çarşaf üzerimizde Seni kollarımla kuşattım işte Ve içim sevdanla pır pır etse de Dilediğin istediğin sürece Bir yastıkta olacağız seninle