sana küstüğümde sen yoktun daha

sana küstüğümde sen yoktun daha
yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin
kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin
şimdi varmışsın gibi küsüyorum yokluğuna

alınganlık, ah, bilmezsin, küsmem de küsülecek
zamanda, n’eyleyim varlığın yokluğundan tenha
senden başka küsülecek kimse mi bıraktın bana
bir ben kaldım bir de bıraktığın küskünlük tenha

sen kimseye küsmezsin bilirim, gözlerin de
yaprak hırsızı güz: anılar düştükçe göz
dolar, yaz gelmeden temizlemek gerekir
gözleri yoksa küskünlük de gözyaşıyla kirlenir

küsecek kadar sevmeli insan birini
o gelince küsmeli: nerdeydin bunca zaman
niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu
demeli o varken de kimseye küsmemeli.

Haydar Ergülen
sen+yoktun+daha sana küstüğümde sen yoktun daha

Mazrufun Sesi

uzaklığın mektup beklemiyor
epeydir göremiyorum yüzünde yüzümü.

şimdi o ilk hevese eğilen ağaçları suluyor yokluğun,
çölün sessizliğiyle büyütüyor, kuzeyin sisiyle
içimin dibinde kımıldayan keder çiçeğini.

durmuştum sana
inancın yedi kat gövdesiyle
kayıp bir dille, ağzımda bilmediğim bir dua
göğüne gelmiştim senin, değişmek için aksimi,
eflatun sessizliğiyle ağarışının.

ateşin ve sözün bilgisinde
her şey mümkün derlerdi
çok sonra öğrendim.
sandım ki bulunacak içine döküldüğüm manaya
bir ad
görülecek güpegündüz tende ruhun fazlası.

söylemeye gerek var mı sevgilim
her aşk kalpte ilkin yanını yoklar,
kör atlar kadar tedirgin üstelik:

sorsam şimdi alınır mısın
neydim gecende, gündüzünde kim?

Filiz Zibek
uzakligin+mektup+beklemiyor Mazrufun Sesi

Get up, stand up, Stand up for your rights. Get up, stand up, Don’t give up the fight

•Gördüğünü herkes sever, sen onda kimsenin görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; tene değil, kalbe dokunacaksın.

•Baktın hayatın tadını çıkaramıyorsun; Tadını kaçıranı, hayatından çıkar.

•Dünyanın en güzel ritmi, Onun: senin için çarpan kalbidir.

• Eğer sevmediğin kişilerin yüzüne bakmak zorundaysan ve istesen de kaçamıyorsan; gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir.

•Sadece çocukken güler insan, diğerleri palavra. Çünkü insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir aslında.

•Aslında kadın su gibi bulunduğu kaba uyar. Kadınlardan şikayetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır.

•Gerçek şu ki; herkes seni incitecek. yapman gereken tek şey; acı çekmeye değer birini bulmak.

•Artık hep hayal ettiğimiz yeni bir başlangıcı değil; hiç düşünmediğimiz mutlu bir sonu istemeliyiz.

•Sevgilin olabilecek birçok insan olabilir; fakat sevdiğin olabilecek insan bir tanedir.

•Kendi kendime konuştuğum kadar, kimseyle konuşmuyorum. Sebep delilik değil, sadece bilirim ki insanı sadece en iyi kendi dinler.

•Düşmanından çok dostundan sakın! Çünkü dostluk biterse; sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir.

•Belki de hepimiz hiç düşünmeden kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir. Hemde karşılığında bizi düşünmesi bile zor olanlara.

•Her şey yolunda gitmiyor bazen, ne yaparsan yap olmuyor yinede! En zoru da; bunlara rağmen gülümsemek zorunda kalmak işte.

• Bakmayın insanların “Beni çok sevecek birini arıyorum” demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor!

•Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme…

• Babam bana dedi ki; bana ettiğini evladından çekersin. Babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin.

•Aslında herkes sevdiği insana bakarmış gibi hayata baksa; belkide hayat, bu kadar acı vermekten vazgeçerdi insanlara.

•Aslında tek sorunumuz; henüz onunla tanışalı bir kaç gün olmuşken ona ‘seni seviyorum’ diyebiliyor olmamızdır.

•Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. Çünkü sen aşkı basitleştirenlerden birisin, bense yalnızlığın hakkını verenlerden.

•Her şeyinle seversin, tüm gücünle belki; ama yine kaybedersin. Neden mi? Çünkü her ‘seviyorum’ diyeni adam zannedersin.

•Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.

•Aslında sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir!

•Güneş parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor; ama yine de aklının bir kenarında dursun: birileri şu an acı çekiyor.

•Eğer bu hayatta illa kıymet bilmek gerekiyorsa, sadece kendi kıymetini bil. Boşver be! Nasılsa her rüya güneşle sona eriyor.

•Erkek ya da kadın ikisinin de bildikleri doğrudur; ama kadının tahmin ettiği her şey, erkeğin emin olduğu şeyden daha doğrudur.

•Belki de ilk önce yanlış insanlarla tanışmasaydık, doğru insanı bulduğumuzda onların değerini anlayamazdık.

• Giderek terbiyesizleşiyorsan, hayatın ne mal olduğunu anlıyorsun demektir.

•Evet belki de haklısın, sıfırın gücü yoktur. Ama unutma ki, sıfırın kaybedecek bir şeyi de yoktur!

•Karşılıklı sevgi aşkı, platonik sevgi insanı öldürür.

.Bir yıldız gibi kayarım hayatından, yapabileceğin tek şey; dilek tutmak olur.

.Çoğu şeyi kazanırken bazı şeyleri kaybedersin. Hayatta öğle seçimler yap ki kazandığın şeyler kaybettiklerine değsin.

.Farkını yansıt, değiş, geliş, keşfedilmeyeni keşfet, yücelerin içinde yüksel. Sonunda tek ol!

.Ayağa kalk, dik dur, hakların için karşı dur.Ayakta dur, dik dur, mücadeleyi bırakma.

.Para hayatı satın alamaz.

•İlk bakışta aşık oldun oldun adamım, Yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.
Bob Marley
bob-marley Get up, stand up, Stand up for your rights. Get up, stand up, Don't give up the fight

Andım Ağladım

Sanmanız kim mihnet-i hicranı andım ağladım
Zevk-i vaslıyla geçen devranı andım ağladım

Gösterip cevrinden ağyara şikayet suretin
Subh olunca dün gece cananı andım ağladım

Vaiz eşkim havf-ı duzahdan sanır bilmez ki ben
Dilde olan ateş-i suzanı andım ağladım

Kimi tiğinden kimi hançerinden ağladı
Ben biraz ol gamze-i fettanı andım ağladım

Dam-ı gamdan olduğumdan giryemi sanman ki yar
Gayrılarla ettiği seyranı andım ağladım

Arz-ı mihrinden rakibin hande el verdi bana
Dildeki suz-ı gam-ı pinhanı andım ağladım

Himmet-i hubanı gördüm zikr eder erbab-ı aşk
Sevdiğimden gördüğüm ihsanı andım ağladım

Ruhiya gülşende gördüm gülden ağlar andelip
Ben heman ol gonce-i handanı andım ağladım

Bağdatlı Ruhî

andim+agladim Andım Ağladım

Yokmuş bir aha ey gül-i rana tahammülün

Yokmuş bir aha ey gül-i rana tahammülün 
Bağrın ne yaktın ateş- hasretle bülbülün 

Yek-rengdir zeban-ı hakikatte hüsn-ü aşk 
Bang-i hezar şu’lesidir ateş-i gülün 

Duzah-nişin-i ateş-i fakr olduğun kalur 
Ey ahiret-harab tehidir tevekülün 

Tekrarlarla şüpheleri daniş anlama 
Gel arif ol ki ma’rifet olsun tecahülün 

Merdanelik asaleti meydanda bellidir 
Hayber günü babasını kim sordu Düldül’ün 

Galib maarifin de sefası değer veli 
Canan vasfıdır hele aslı tegazzülün

Şeyh Galip

yokmus+bir+aha+ey+guli+rana+tahammulun Yokmuş bir aha ey gül-i rana tahammülün

Dünyede Pertev-i hoş-gû gibi şâir olmaz

Ne dem ol gözleri mestâne gelür hâtırıma
İbtidâ sunduğu peymâne gelür hatırıma

Dest-i çevrinde nice yıllar o kaşı yayın
Çekdiğim çille-i merdâne gelür hatırıma

Bir mesel söyler o şuhu sararım fikri ile
Günde yüz bin kadar efsâne gelür hatırıma

Beni sevmez deyü bî-hûde sitem eylemesün
Sevmem ol meh-veşi de ya ne gelür hâtırıma

Dünyede Pertev-i hoş-gû gibi şâir olmaz
Yok eğer var ise bir dane gelür hatırıma

O siyeh zülf-i perişana dokundukça sabâ
Hâl-i zâr-i dil-i dîvâne gelür hâtırıma

Âteş-i aşk ile ben yandığımı andıkça
Şem ile hâlet-i pervane gelür hâtırıma

Bülbül-i gülşen-i aşkım ki gamiyle o gülün
Ne kafes ne heves-i lâne gelür hâtırıma

Ne zemân sohbeti açılsa o şûh-i mestin
İtdiği tavr-ı sefîhâne gelür hâtırıma

Ne yalan söyleyim ol şûh ile hem-meclis iken
Ne bir ahbâb ü ne bî-gâne gelür hâtırıma

Hâhiş-i zevk-i visalinle bilür misin aceb
Göricek ben seni cânâ ne gelür hatırıma

Derdimi dökmeğe dil-dâre tiz-elden Vâsıf
Mesken-i mahfi bizim hâne gelür hâtırıma

Enderunlu Vasıf

atesi+ask+ile+ben+yandigimi+andikca Dünyede Pertev-i hoş-gû gibi şâir olmaz

Hârâbatı görenler her biri bir haletin söyler

Hârâbatı görenler her biri bir haletin söyler
Safasın nakleder rindân u zahid sıkletin söyler.

Ser-agaz eyledikçe bahse bülbül revnak-ı gülden
Bezmde kulkul-i mîna mülin keyfiyyetin söyler.

Tecellî nedesin ehli şikem idrâke kabil mi.
Behişt andıkça zahid eki ü şürbün lezzetin söyler.

Ne zabtı hâkimi şer’i ne hükm-i zabiti aklı
Cünûn iklfmini seyr eyleyenler rahatın söyler.

Miyân-ı güf t ü gûda bed-meniş fham eder kubhun
Şecaat arzederken merd-i kıbtî sirkatin söyler.

Muvafıktır yine elbet mizaca şîve-i hikmet
Tabîbin olsa da kizbl maıtzin sıhhatin söyler.

Perişan hatırımda nükte-i serbeste-veş kaldı.
Ne kimse hikmetin anlar ne Ragıp illetin söyler.

Koca Ragıp Paşa

harabati+gorenler+her+biri+bir+haletin+soyler Hârâbatı görenler her biri bir haletin söyler

İy yârenler yâr yolına nem kaldı ki yanmamışam

İy yârenler yâr yolına nem kaldı ki yanmamışam
Bunca ki yandum yanaram billah ki usanmamışam

Hammâri gözinden anun bir tolu ayağ işmişem
Andan berü serhoşam uş hiç dahı uyanmamışam

Can diledi benden gözün akl u gönül virdüm bile
Tanrım tanuh ben cân içün ma’şûka sakınmamışam

Lutf eyleyüp sen tut elüm saç oduma rahmet suyın
Zîrâ oduna düşmeği ben kimseye danmamışam

Tap yah oduna cânumı vaktidürür iksîri sal
Ne put’a kaldı k’anda ben bin katla kaynanmamışam

Cân ile iki cihâna akl u gönül ne var ise
Aşkı elinden içmişem illâ ki hiç kanmamışam.

Sini didüm sine değin senden usanmah yoh bana
Bin kez ölüp dirilmişem ol sanuyı sanmamışam

Gözüm yüzüni göreli görmedi râhat gündüzin
Yurd ideli can zülfüni bir gice dolanmamışam

İçüm kara benzüm saru yaşum kan u kanum sudur
Dahı ne kaldı k’ana ben ışkunda boyanmamışam

Kadı Burhaneddin

bunca+ki+yandum+yanaram+billah+ki+usanmamisam İy yârenler yâr yolına nem kaldı ki yanmamışam

Murabba

Gözlerun fitnede ebrun ile enbaz mı ki
Dil asılmağa iver zülfuna canbaz mı ki
Bizi kahr eyledüğün lûtfuna ağaz mı ki
Neyiki şive mi ki cevr mi ki naz mı ki

Dili sayd etmede alem bilür üstadlığun
Key sakın aleme yayılmaya bidadlığun
Bilmezem sırrı nedür bilmişiken yadlığun
Neyiki Şive mi ki cevr mi ki naz mı ki

Dil nedür nesnemi var aşk odına yakmadı’un
Aşk zencirine gerden mi kodun takmadığun
Beni Gördükde yüzin dönderüben bakmadığun
Neyiki şive mi ki cevr mi ki naz mı ki

Bu selimi kuluna cevri revan eyledüğün
Bunca sıdkun reh-i aşkında yalan eyledüğün
Yüzini gösterüben yine nihan eyledüğün
Neyiki Şive mi ki cevr mi ki naz mı ki

Yavuz Sultan Selim

bu+selimi+kuluna+cevri+revan+eyledugun Murabba

Bir dil-rübâya düşdü gönül mübtelâsı çok

Bir dil-rübâya düşdü gönül mübtelâsı çok
‘Aşkun safâsı yok değül ammâ cefâsı çok

Şehr-i cemâl o gamze vü ebrû vü hâl ile
Hakkâ ne cây-ı dil-keş olur dil-rübâsı çok

Bin câna virmeye n’ola bir bûsesini yâr
Az olıcak metâ’ olur anın bahâsı çok

Hiçbir belâ mı var ki gönül anı bilmeye
Seyyâh-ı bî-karârın olur âşinâsı çok

Zülf-i siyâh-ı yârda var sad-hezâr çîn
El çek tolaşmadan ana Yahyâ hatâsı çok

Şeyhülislam Yahya Efendi

askun+safasi+yok+degul+amma+cefasi+cok Bir dil-rübâya düşdü gönül mübtelâsı çok