Ben Sana Teşekkür Ederim

Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
Ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün;
Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.

Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da.

Ülkü Tamer

561330_3768816740659_1706623676_n+(1) Ben Sana Teşekkür Ederim

Suskunum Sana

Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde

Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Ve susuyorum
Oysa haykırabilsem
Işık yumağı bir pınar olur soluğum

Hangi türküye uzansam suskunum sana
Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
Tut ki vurulmuşum
Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
Bir saçlarının rüzgârına
Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
Hangi dalga silebilir beni senden
Hangi kasırga koparabilir
Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
Coşkuların her şahlanışında
Sana deprem deprem susmuşum
Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum

Yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
Sözlerinde baskı yasası yeter
Hangi kavgayı özlesem suskunum sana
Zafer sabahlarında gece kadar
Bayram sabahlarında yas kadar suskun
Böyle güzelliklere de
Böyle suskunluklara da lanet olsun
Al bu suskunluğumu al artık
Al ki
Bütün gürültüler kahrolsun

Adnan Yücel

131 Suskunum Sana

Seni Hep Sevdim

Seni hep sevdim
Yaz kendini anlatırken yaprak yaprak
Günler ne çabuk akıp geçti sevgilim

Yüzyıllar geçti sanki aradan
Yollar yollar boyunca yan yana
Hangi yokuşu çıktıysam seninle
Kuşlar uçuştular saçlarından

Seni hep sevdim, silinmez izi
Sevimli şaşkınlıklarımın o yazdan

Kır kahveleri kuş sürüleri sonra
Konuşmadan oturduğumuz masa iskemle
Demli çay, demli çayın buğusu
O yaz daha mutluydu seninle

Senin mavi miydi ya kalbinin sesi
Bir saat gibi işlerken kendiliğinden
Yine buluştu gözlerimiz sevgiler üreten
O yaz seni ne çok sevdiğimi
Öğrendim bir akarsuyun sessizliğinden

Bulutlardan bulutlara çıkardım o yaz
Çiçekler suladım her günbatımı
Çocuklarla konuştum hüznü unutturan
Yalansız hilesiz sevdim seni
Çiçekler çocuklar ezgiler içinde

Ahmet Ada

328251_482251078451692_2079375049_o Seni Hep Sevdim

Aşk Ayrılıktır Biraz Da

Aşkı ararım birçok şeyi alan benden
Birçok şeyi veren umutsuzken
Sürükler beni kentten kente

Bir yol sapağında bulurum
Düş müdür çocukların gülüşü müdür
Ele avuca sığmaz bir kuş mudur
Aşktır sekişim düşe kalka taştan taşa
Koşarken ardından sokak sokak
Sararan yapraklar ki savrulur
Hüzünlendirmez beni asla
Aşktır çünkü anlam veren onlara da

Neyi ararım yalan gözlerin için
Tutulur da çiseleyen bir yağmura
Bir yanlışlık var bu yağmurda, bu aşkta
Dağılan çiçeklerden anlarım
Aşk göze almaktır yalnızlığı biraz da

Birçok şeye yetişilir şu dünyada
Aşktır yetişilmeyen, ayrılıklarla başlar
Ben ayrılığı sevincim sanmıştım
Aşkmış, sevgisiz kalınca anladım
Kırgınlık da birikir yanlışlarda
Yolların tozanına bakınca anladım

Ahmet Ada

293342_483787754964691_1120531689_n Aşk Ayrılıktır Biraz Da

Bu Son Şarkı

Bu son şarkı silahlarım tükendi
Ne bir sevgili ne bir gül
Yanıma alıp gezdiğim beş yıl
Şiir dedikleri korkunç dikendi

Bu son şarkı silahlarım tükendi

Bütün siyahlarıyla
Yaklaşan cellat
Ve içimde koşan delirmiş at
Şiirdi yani uçurumun kıyısında
Sonsuz bir gezinti

Bu son şarkı silahlarım tükendi

Şiir dedikleriymiş o
Tapılan bir zehirmiş
Geceler geceler boyu
Çaresiz intiharlarıma
Elleri sinmiş bir kadın
Belki tek kadın o
Vücudunun her bahçesini tanıdığım

Bu son şarkı silahlarım tükendi

Haşim Çatış

419290_4488179684283_1006607261_n Bu Son Şarkı

Bir Ölümden Kalanlar

Doğuşundan beridir sakladığı
Tanrının bir emaneti vardı.
Yatağa düştü,
Üçüncü gün akşam üstü, geri verdi güler yüzlü.
– Kalsın bende temelli, diye ağlar bazıları. –
‘Pişirdiğim aşla, bağladığım başla gideyim,
Üç gün yatak,
Dördünde toprak olsun yerim! ‘, derdi.
Geleni gideni yokkken gençliğinde bile,
Akşamları gizli gizli, bilinmez
Kimi gözlerdi?

Tanrının sevgili kuluymuş,
Muhtaç olmadan öldü.
Ama gözleri yine kapıdaydı,
Belliydi birini beklediği.
Son sözü bir kadın ismi oldu, hiç duymadığım.
Lakin anlaşılamadı gitti, söylemek istediği.

Behçet Necatigil

alone_man_7_by_scheissegal Bir Ölümden Kalanlar

Aklın yenilgisine Rubai

Ben sana çok dualar yolladım
Gücümce hamd ve senalar yolladım
Sen bana akıl-fikir vermiştin
Suç benim Rabb’im ,Ben çuvalladım….

Hüsrev Hatemi

266999_185094664883180_100001479443849_500996_8115416_o Aklın yenilgisine Rubai

Annemle Hasbihâl

Anne, zannetme ki günler geçti de
Değişti evvelki hissim gitgide!
Bir hırçın çocuğum, değişmez huyum;
Seneler geçse de ben yine buyum!
Senden umuyorum tesellî yine!
Bugün şefkatine, muhabbetine
Zanneder misin ki yok ihtiyâcım?
Belki eskisinden daha muhtâcım!
Dünyanın tükenmez kederlerinden
Kalbim kırılsa da böyle derinden,
Hayâtım büsbütün ye’se kapılmaz.
Teselli bulurum içimde biraz
O derin sevgini hatırlarım da!
Her gece hıçkıran dudaklarımda
Hasretle anılan senin adın var.
Anne, hayâtımda bir tek kadın var.
Beni aldatmadı, sevdi dâimâ!
Gittikçe ruhumu saran bu hummâ
Başka sevgilerden yâdigâr, anne!
Sevmeyen sevenden bahtiyar, anne!

Sorma ki başımdan çok şey geçti mi?
Ah… eğer anlatsam sergüzeştimi!
Nasıl terk edildim, nasıl atıldım;
Anne aldatıldım, ah aldatıldım,
Belki her zamandan fazla severken.
Bir lâhza bahtiyâr olayım derken,
Bilmezsin kaç gece böyle ağladım!
Şimdi tecrübem var, artık anladım:
Aşk, o bir masalmış, yalanmış meğer!
Seven bir kalp için sığınılacak yer
Yalnız o kucakmış, yalnız o dizmiş…
İnsanlar ne kadar merhametsizmiş.

Orhan Seyfi Orhon

annemle-hasbihal Annemle Hasbihâl

Vasiyet

Dostlarım, toplanın öldüğüm zaman;
Riyayı, o günluk bir yana atın!
Tutunuz tabutumun bir kenarından;
Bir derin çukura beni fırlatın!
Kalınca büsbütün sizden uzakta,
Vücudum çürürken kara toprakta,
Uzanın rahatça sıcak yatakta
Yaşamak gururu içinde yatın!
Yüzyüze getirmez bizi asırlar,
Meydana vurulsun saklanan sırlar
Sayılsın şahsıma ait kusurlar.
Korkmayın içine yalan da katın!
Anlayım Kimlermiş dost sandıklarım;
Muhabbetlerini kıskandıklarım?
Anlayım Ne boşmuş inadıklarım;
Şu yalan hayatı bana anlatın!
Dostlarım, anmayın artık adımı!
Siliniz gönülden eski yadımı!
Kırınız, sonuncu itimadımı:
Ölünce bir daha beni aldatın!

Orhan Seyfi Orhon

89368954801 Vasiyet

Kuşlarda Ölür

Her sabah böyle ağlar mı Üsküdar
yoksul karanlığında kuşların
aşkın ve umudun bir de acının
rüzgarıyla uçarken bulutlar

Herkesten çok kendime yabancı
yaşadığımdan bir hayli yanlışsam
kim süzer gözlerimden ışığı
ölümü yüreğimde avlamışsam

Çalınsa da inancın alınteri
sessizlikle boğulsa da sesim
şafaklar yazacaktır kimliğini
ufkumu kuşatan denizlerin

Sabah olsun, giderim, sen kalırsın
kalır seninle, binlerce kuş cesedi
içimde sönmeyen o diri yangın
ve sessizliği özetlemek hüneri

Aydınlığından damlarken umutlar
zulmün ve kederin bir de acının
hala barınağıysa yalnızlığın
artık her sabah ağlasın Üsküdar

Refik Durbaş

16444772-lg Kuşlarda Ölür