Deniz kokulu taşlar döşenmişti yollaraBen bile bilmiyordum nerde ayrıldıksöndür küllenmiş sözcüklerini geçmiş zamansararan filizleri geçyorumu gökyüzüne bırakılmış uçurtmalı tepeleriuzun bir yol için aldığın ne varsa bırak ardındasaklayabilseydim dalgın bakışlarımı böyle zamanlar içinsaçlarını taradığım sular, rüzgar ve karanlıkbak adın yazılı yeşim taşından örülü duvarda! Murathan Mungan
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Aynı Lambalar
Kibritle oynarken yangın çıkaran sarsak yıllarBir daha hiç geçit vermeyen veda sözleriYılların sıradağlarında uzaklaştı bizdenYüreğimizden kopup giden ayrılık trenleriBiliyorum aynı lambaların aydınlattığı yalnızlıkta geçtiAldatılmış duygulardan ayrı ayrı geçerek vardığımız korunaklı siperlerSenin içini ürperten geceleri ben duymadım mı içimde?Hayat herşeyi alır sanırkenOyunlarımızı ıslatan yağmurlarda kaldıBir bizim icat ettiğimiz saatlerİlk öğrenilen yalnızlık aslında geç keşfedilirDalgın resimlerin derinleştirdiği …
Şub 23
Beni Güzel Hatırla
beni güzel hatırla bunlar son satırlar…. farzet ki bir rüzgardım esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu… kaybolup gittim belki de bir ruyadım senin için uyandın ve ben bittim…. beni güzel hatırla çünkü sevdim seni ben herşeyini…. sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini …
Şub 23
Yaralar
İlk yaram diken yarası,Çakır dikeni yeşildir aldanılır,Kavgalarda, gezintilerde, çocuk keşiflerindeAh, yaralandım diyebilirsiniz.Bütün dikenleri bağışlıyorum. Sonra sonra açılan boşluklardanSevdiğiniz, dost olduğunuz, bel bağladığınızBirinin kayıp gittiğini hatırlarsanız,Sessizce… ah, yaralandım diyebilirsiniz,Bütün ölenleri bağışlıyorum. Başıboş gezdiğiniz bahar günlerinde,Kalb ağrısı, kalb yarası dedikleriİlk aşkınızın acıları başlar,Ah, yaralandım diyebilirsiniz,Bütün kadınları bağışlıyorum. Sonra gezip göreceksiniz, öğreneceksiniz,Hele Paşalıdan Fakılıya, o sonsuz ekenekte,Kökünü tarla …
Şub 23
Burdayım Sözümde
…Düşüyorum Karıncanın peşine minik depremler oluyor Yabanıl ot kokuları, sonra düşler, düşüyorum… Puslu bir görüntü tarih dediğimiz ve kirli Sular buharlaşıyor buluşalım dediğin denizde Burdayım sözümde,yanlışsa da bu istasyon Bir ben yitirmedim galiba belleğimi bir de Şiir yazanlar, ne kadardılar ve nerdeydiler Hatıralar üretiyorum telgraf tellerinden Akşamüstleri fesleğenleri suluyorum Bekle demiyorum kimseye, unutma demiyorum Acı …
Şub 23
Yarın Seni Benden Soracaklar
ı. bütün yaralılar haklıdır her saralı sadık bu bölüm saralılara değil saraya ayrılmıştır sara yeminlidir yaşı binlerce seneden haber verir bu süreçte sürekli tren kaçırmış ona sorarsanız hiç fırsat kaçırmamıştır bütün vapurları otobüsleri bütün kızları bir terkiye aklını bir bohçaya sarıp kaçırmış leylayı kaçırmamıştır yeminlidir herkesinki gibi onun da putu helvadandır fakat o acıkınca /sadıktır/ …
Şub 23
Tören Giysileri
Çürümüş donuk kalbinde bu toprakların Gözleri gördüm. Herkes sesiyle vardı Ve duruşuyla gövdesinin. Bir insanı en iyi sevişirken tanırız. Kalbimizi birlikte çürütürken. Ağırlaşan gövdemiz Gece uyandırır. Mezar gibidir avlulu evler. Çocukluk bir uykudur. Uzun sürer. Ve dokunmak için bir arzu Bir arzu sürükler bizi ölüme. Ben kendimi sınadım her gövdede Ben kendimi bıraktım her şehirde …
Şub 23
Masal
Çocuktum her şeyi anladığımı sanıyordum sonra büyüdüm, bombaların ve bankaların dağlardan ve ırmaklardan daha fazla olduğunu gördüm bahçıvanlar generallerden menekşeler mermilerden daha azdı yenilmişti dünya yenilmişti dünya duanın özgürleştiren rüzgarı Çekilmişti yüzlerden İnsanlar dua değil yönetmelik okuyordu nükleer artıklar ve çok uluslu yalanlarla kirlenmişti yüzümüz teknolojinin o yok edici, o gri gölgesi düşmüştü yüzlere yenilmişti …
Şub 23
Rüzgârı Acıtan Doğu
Geldim Suskun ve kederli Bıraktım kendimi toprağına Kalbim bekle diyordu Bir tapınak bu geç olmadan. Ama geciktim Gölgesi kalmış duvarların Kendileri gitmiş uzaklara Doğu diyorum bazan Rüzgârı acıtan doğu Yeter mi anlamama. Avunmak için Dörtlükler ve haritalar Topladım çantama Taşlar biriktirdim Saçlarımı uzattım kahırla. Senden konuşan O tuhaf kalabalığın ortasında Baktım dağ göllerinin derin uykusuna …
Şub 23
beş vakit / sabah
ey beş vakit bütün yürekleri yıkayan ırmaksecdedeyiz yineyine kıyam yine aşk ey sonsuz ışıklarıyla beklenen sonsuz şafak ey bütün zamanları koynunda saklayan görünmez sabahgün ne zaman doğacak … gün ne zamaney seher vaktini saran ey büyük ah şükür ki aşka çağıracak ezanlar yine birazdanelhamdulillah elhamdulillahnamaz hayırlıdır uykudan ve her hazdanyürekler bir dualar bir bir Allahkalk …