Kategori: Türk Şiiri

Yağmurda

Yağmurda parkta oturulmuyor,İstasyon çok hüzünlü;Acaba nasıl geçirmeliyim,Bu koskoca günü? Kitaplar koltuğumda ıslandı,Sigaram söndü sudan,Belki methiyeler yazdığım için,Çok iyilik gördük bulutlardan. Dudaklarımda dostlardan şiirler,Şimdi haykırarak da okusam kimse duymaz;Şehir acınacak halde,Boşalmış bütün caddeler. Hayatımı sürükleyen ayaklarım,Suları kabul ederek neredeyse;ağaçlar benimle alay etmeye başladı,Sokakta kalmadı kimse… Şükran Kurdakul

Kuş Bakışı

O göçebe kuşları da merak ederdin sen,yılın hangi ayında geldiklerini,gelirken hangi enlemlerden geçtiklerini,yuvalarını nerelerde yaptıklarını…Turuncu, altın sarısı, siyah tüylü o kuşlar.Onları anlatırdım sana kış geceleri,aştıkları lacivert denizleri,adlarını uydurduğum kimsesiz adaları.Arslanlar kükretirdim geride kalan ormanlarda,filler dolaştırır, timsahlar dövüştürürdümçamurlu ırmaklarda.Derken kızıl kiremitler görünürdü bir kıyıköyünün dağınık damlarında.Ve bahar yağmurları yağdıran bulutlarınarasından süzülür bir gölün kıyısına konarlardı kuşlar.Dönüşlerini …

Devamını oku

Acındırma Şiiri

Sağda, solda izlerin var.Zor oluyor bazen uyanmak.‘Zaman en iyi ilaç’ derdi babam.Toparlanmaya çalışıyorum.Kendime yeni uğraşlar buldum;şiir,resim,tiyatro,sinema.Seni yazıp,seni boyuyorum.Seni oynayıp,seninle uyuyorum. Erhan Güleryüz

İkilem

kararsız bir yaz ikindisi sanıyordum seniapansız bastıran ani yağmurların getirdiğitoprak kokulubir yanı uzak tatil akşamlarıbir yanı pazartesi telaşları çıplak tenindayanılmaz bir fesleğen çiçeğideğmeye görbir yanın ısırgan otubir yanın esrik tanrılar içeceğiya ellerin işlenmemiş bir cinayetinkim bilir kaçıncı faili meçhulleri çıkılmamış bir okyanus serüvenisanıyordum düşlerinifarkına varıp anlamadığımbir yanın boğulma korkusubir yanın dünden belliyaşama yazı tura atar …

Devamını oku

Bıktım Böyle

Üç yıl sonra mıydı bilmiyorumama ekimin onbeşiydi biliyorumekimin onbeşiydi ama ekimin onbeşinde ne oldu bilmiyorumherkesin sular gibi dağıldığı ama herkesinbir sur önünde miydik bir yolda mısemtini bilmediğim bir karakolda mısonra topluca bir bahçede durduk bıktım böyle sayrılıklardanateşim çıksa neyse ne neyi bıraksam aklımdan bir suya karışıyorbir büyük savaşda Kıbrıs kıyılarındavurulan ve ölen bir askerinçelik miğferi …

Devamını oku

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsüKar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsüRahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzüGözlerimi kamaştırsa da geleceğim sanaŞimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimedenDağlar çivilendikleri yerde çürümedenBebekler hayta hayta yürümedenGeleceğim diyorum, geleceğim sanaNe olur kesin bir takvim sorma bana-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Beklesen de olur, …

Devamını oku

İncinme İncitenden

Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitmeEsir-i gurbet-i nâlân olan insânı incitmeTarîk-i ışkda bi-çâreyi hicrânı incitmeSabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân’ı incitme Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitmeGünahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme Elin çek meyl-i dünyâdan eğer âşık isen yâreMuhabbet câmını nûş et asıl Mansur gibi dâreMisâfirsin felek bağında bendin salma efkâreDüşersin bir …

Devamını oku

Öyle çok beklerim ki sarhoş olur zaman…

“Nâz idüp şol iki hâlün birini gizleme kimNâzunı sen beni öldürmege nâr eylersin” Emrî Naz ile nazm arasında bir kuştur özlemek -ipliğini çeker sevdanın- Kadın inci gibi dizdi gözyaşlarını zamana. Şiirdir bu yüzden beklemek. Bekledi, yokladı incileri. Hepsi yerli yerinde.Yüzüne sürdü gül-i nâzı. Yıkadı asumanın ipeğini, güneş bulmaya çalışmadı hiç.Biliyordu, ölüdür evrenin zifiri. Nûr’a döndükçe …

Devamını oku

Zaman O’na yıl yazmamış…

Zaman O’na yıl yazmamış,silmilş Ne zerafet, ne eda eksilmiş Demek, Zaman sandığım kadar zalimVe güzelden anlamaz değilmiş Hüsrev Hatemi

Olvido

Hoyrattır bu akşamüstüler daima.Gün saltanatıyle gitti mi bir defaYalnızlığımızla doldurup her yeriBir renk çığlığı içinde bahçemizden, Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdanLavanta çiçeği kokan kederleri;Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklarUnutuşun o tunç kapısını zorlarVe ruh, atılan oklarla delik deşik;İşte, doğduğun eski evdesin birden, Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşikVe cümle yitikler,mağluplar,mahzunlar… …

Devamını oku