Kategori: Türk Şiiri

yağmur yatağı

barbar bitkiler gibi yerleşiyorsun alana… sen gelincebir buğu sarıyor çiçekleri… üzerimizden yeşil birdalga gibi geçen sessizliği görmüyorsun… asıl barbarbenim oysa yansıtamadığı dillerle kuşatılmış…kapıyı hızla çarptığında bir su çizgisi yok oluyor öncesonra beni kuşatan diller… duvarlarda belirenmor lekelere bakıyorum hiçbir şey söylemeden… ona ince uzun bir yaprak uzatıyor ve diyorum ki:…hiç korkma benim dokum cam……ölmüştüm… ama …

Devamını oku

Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar

Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlarben yaşarken koptu tufanben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainather şeyi gördüm içim rahatgök yarıldı, çamura can verildilinç edilmem için artık bütün deliller eldekazandım nefretini fahişelerinlanet ediyor bana bakireler de.Sözlerim var köprüleri geçirmezkimseyi ateşten korumaz kelimelerimkılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarınauçtum ama uçuşumradarlarla izlendigayret ettim …

Devamını oku

Bir Dedem Vardı Vefalı, Şimdi Hindistan

sen elmayı güldürürsünsenin elmaya su verdiğin gündücamı sevindiren yelkenlinindenizcilik kitabından kaçtığı gündü cam daha başka kardeşlikleri deaçığa çıkarır, hatta onları unutanları dayokluk içinde elmayla aydınlatır yoksa bir ermiş niye çıkarsınsakinlerin denizinden aynı balığı su da çiçekten nasibini alırelma da yeraltı ermişindencamdan çekilen de aramızdan sayılır-usta bu tahtalar boyasızellerini yüzüne göürme usta, hembiz kaldık, onları suya …

Devamını oku

Çiçekle Konuşma

Artık ne pencerem var seni koyacakNe masam,Sevgilim de yok bu şehirdeÇiçek seni alıp ne yapsam? Cahit Külebi

Ben Ruhi Bey Nasılım

IGördün mü hiç suyun yanmasını tuzdaGördüm ben bu yaşam boyu iniltiyiBüyük bahçelerin küçük içindeSaksılardan birindeGördüm deUyurken uyandırılmış gibiBeni bir sardunya büyüttü belki.O ben kiBir kadında bir çocuk hayaleti miBir çocukta bir kadın hayaleti miYalnızca bir hayalet mi yoksa. Ne pekiYere dökülen bir un sessizliği miGöğe bırakılmış bir balon sessizliği miİşini bitirmiş bir org tamircisininTuşlardan birine …

Devamını oku

Fugue VII

Başka birinin yazdığı senaryoda Sonra uzun bir sessizlik girdi araya.İkisi de hareket etmiyordu, kadınarasıra kalkıp müziği değiştiriyordubir tek. Kavgacı gençliği geçiyordugözünün önünden adamın, öfkelikırgınlıkları, örtünme dönemlerive ditlenme günleri – birikmişsusuzluklar, yıkılmış iskambil kuleleri,kaybolan arkadaşları : Yoldan çıkanlar,bambaşka yollara girenler, yolda ölüpgidenler. Hepsinin arasında biriki andıparıldayan : Belki beklenmedik bir mola,belki de sürgünde açmış bir parantezçiçeği. …

Devamını oku

Gece Nöbeti

Daha az seviyorum seniGiderek daha azUnutur gibi seviyorumAzala azalaAramızdaki uzaklığın karanlığında Geceler kısalıp, gündüzler uzuyor böyle oluncaDaha az seviyorum seniKendini iyileştiren bir yara gibiDaha azVe zamanla Sen geceyi tutuyorsun, ben nöbetiniUzak dağ kışlalarındaGörmüyoruz birbirimiziUsul usul sis iniyorKopmuş yollaraIşığı hafif, uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum seninBir çığ gibi uyuyorsun rüyalarımdaSevgilim sevgilimYıldızları daha büyüktür bazı gecelerinNöbet kadar …

Devamını oku

Bilardo Topları

Ayrıldığımız gündü.Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, Her şey bambaşka görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta“Biliyor musun” dedin. “Sen neye benziyorsun biliyor musun?”Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, Hem keder veren gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı. Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye benzeyen derin bir korkuyla.“Neye?” …

Devamını oku

Siyahüzüm

Bir siyahüzümün soyması gibi kendinigeldim – al. Sevmeni istiyorum beni:tamamlanmamışlığımı sorgula, kına.Yorgunum, azımsa yorgunluğumu.Kırgınlığımı yer, önemset boşladığım şeyleri.Kuşkulandığımda, doğrula kuşkularımı,yatıştır sonra, insancıl kıl beni. Korkuyorum, onayla korkularımı,Birlikte direnelim sonra. Bir siyahüzümün soyması gibi kendinigeldim. Üstlen,büyüt beni. Roni Margulies

Sığınak

Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu.Sana dokununca mı denizleşiyor masa,senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan?sıkıntımın ormanında. Üç beş günümüz var şuracığında,nice oyuncağımızı kırdılar.Biz de güzel çocuklardık bahçelerdeSularda alabalık. Azla avunmaya alıştıkne yapalım paramız yoksa,şarabımız bitince yağmura çıkarız. Kim güzelleşmiyor öpüşünce. Ahmet Oktay