Uyumsuz serseridir benim adım Tarihe öyle geçeceğim Kırlara kaçarım sıkılınca mesela Ama kırı değil, uçurumu seyrederim Sigara tutarlar, canım istemez Alır, içerim ama Zayıflığımla da geçeceğim çünkü tarihe Sıkılgan, mahcup bir suratla Ermişleri şaşırtmayı severim fakat İsa’nın anası Meryem öğretti bunu bana Onun gibi bir sevgilim olsun isterdim doğrusu Ama nerde, ölüm abanıyor omzuma Her …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Tartıda
Beni bir kefeye, seni karşı kefeye koymuşlar. Ortada tartılan ne sensin ne de ben. Aşkımız… Ben senden ayrılıp yukarı çıkınca, sana olan aşkım artıyor. Senden ayrı değilim; zira seni görebiliyorum ve aynı terazideyim. Ama kefelerimizin ayrı olması buluşmamıza engel oluyor. Bize şimdilik aynı seviyede olmak yetecek. Ama aşkım ağır geliyor ve kefeler bir türlü denge …
Şub 23
Yar Çekimi
Beni alıp çıkarsalar feza füzesiyle gözümü bağlayıp, atsalar sırtımdan itip; Yine İstanbul’a düşerim. ‘Yer çekimi’ değil; ‘Yar çekimi’ derim. Küçük İskender
Şub 23
Bazı İnsanlar
Bazı insanlar Bazı insanlara Bazı insanları hatırlatır Hatırlayanlar üzgündür Hatırlatanlar habersiz Hatırlananlar mı? Onlar uzak bir şehirde büyük ihtimalle hiç bir şey hatırlamamaktadırlar. Abdullah Harmancı/ Muhteris
Şub 23
Şarklı Kadınlar Ve Ağıt
ne yana dönsen sırtını “umut” bu gece! hüzün linç ediliyor bütün paragraflarda haince oysa ben uçurumları giyinmekten geliyorum hayra yorulmayan düşlerden düşerken tutulmayan seherden ve ben’i öldürmekten geliyorum şarabın o kötürüm kekreliğinden bütün kadınlarımdan soyundum sinsice üstelik merhametten ve edepten. sessizce sokuldu dilim bakir küfürlerin göğsüne ki kızılcık şerbeti sol göğsüm. hani gizinde büyüdüğüm ellerimden …
Şub 23
Aşk Bitti
aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Uzun bir hastalık gibiAralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibiGökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayıÇiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibiBitti. Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibiSokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandırİhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyımPencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyimBelki bir yağmur …
Şub 23
Gün
Kadın evli parmağında yüzüğü: zamansız aşklardan (Yalnızlığı avlusuna düşmüş utancıhüznün kapı aralığında mı öpüşürdü) Evi yok erkeğin, hiç olmamışKollarında kelepçe: akşam rüzgârından (Alır başımı giderdim kentlerden, şiirlerden) Ömür boyu aşktan mı konuşmuşlarölüm boyu yaşamaktanbahçeli bir evden, çiçeklerdenişe gitmekten aşka dönmektendolu fileler boş yataklarsefertasları – dağların ardındansüper-marketlerden süper sevgilerdendağların ardından seni sevseydim Hiç gün güneş görmemiş …
Şub 23
Şahdamar
Siz hürsünüz; siz şartsız ve kayıtsızsınız Bir balığın, bir siyah, bir kara balığın İncecik kılçığı üzerine yemin edersiniz; (K) harfi üzerine yemin edersiniz. Rakı içen kadınların, çiçek yiyen kızların İyilikleri, günahları ve çeyizleri üzerine yemin edersiniz. İstakozların, kırmızı ve mavi istakozların Bir mavzerlik peygamberlikleri üzerine, Küçük ve büyük, acılı ve acısız Yeminler yeminler yeminler edersiniz. …
Şub 23
O şiir’i yaşarken…
Gece…suyu seyrediyorum…suyu ve yağmuru…gecenin kalbine iniyor her damla…rüzgâr…yağmur…rüzgâr…kadın, adamın hüznüne eşlik ediyorg e c e yağmur yağıyoryağmur yağıyoryağmur yağıyorkalbimde rüzgârbekliyorum… “geride kalan kalbinizse, mutlaka geri dönersiniz.”
Şub 23
Bir gül bahçesine gömün beni öldügüm zaman
Hayat bu sevdiğim,bir varmış bir yokmuş gibisürükleyip götürdü ömrümü iştebazen kırılmış dallarda ince bir sızıbazen ağlayan gözlerde,süzülen bir gözyaşı gibi yalnız kaldımne hayat anladı beni, ne ben hayatı Yağmurlara gömün beni öldügüm zamanayazlar vurmadan yürek kırgını gülüşlerimisavrulmadan dudağımda şiirlerkalbimdeki mor menekşeler kırılmadanrüzgarlara, baharlara, karanfillere gömün benirüyalara, hülyalara gömün gözlerimi yumuncagüneşe sevdalı bir çocuğun hayalinebir söğüt …