Kategori: Türk Şiiri

Beni Hayata Geri Verdiğin Sırada

Beni hayataGeri verdiğin sırada,Orada olamam.Yapraksız bir dal gibi;Bir ırmak yatağı gibi, kurumuş. Teşekkürler gene deBu ışık damlası içinAramızda. Acı-Bilinç için,Ki kendisineDeğerKatlanmaya. Yeşerecek olanO uzak yaprağın bilinci,Körpe ağaçlarda.KalsınTitreşim, Lütfunla,Baharlar boyuKırık boynumunOkluğunda, Yarı söz, yarı karanlık kara. Mehmet Taner

Şen olasın Halep Şehri

İşte geldim gidiyorumŞen olasın Halep ŞehriÇok ekmeğin, tuzun yedimHelal eyle Halep Şehri Sana derler ArabistanDört tarafın bağ u bostanHaber geldi nazlı dosttanDurmak olmaz Halep Şehri Aşık Garip düştü yolaHızır yardımcısı olaGöründü gözüme sılaSen kal burda Halep Şehri Aşık Garip

Şen Olasın Halep Şehri

Hiç kimse senin kadaryakıştıramamıştır hüznü kendineHüzünler ki aşkın ve şiirinyıllanmış sarabıdırdamıtılmıştır acıların imbiğindenHüzünler ki şairlerin yüreğiden uçuşansararmış çiçek tozlarıdırBiraz da şairlere özgüdür hüzün Bozkırın yalımına direnensolgun bir gül gibi yüzünAcının, sabrın ve yalnızlığınsessizliği sararıyoryorgun güzünde alnınınVe artık bir bir şey bırakamıyorsunbekleyişlerden başka kendineBiraz da şairlere özgüdür bekleyiş Hiç kimse senin kadaralışkın değildir ayrılıklaraAyrılıklar ki nişanlısıdır …

Devamını oku

Piraye İçin Yazılmış Saat 21 Şiirleri – 18 Ekim 1945

Kale kapısıdan çıkarken ölümle buluşmak üzre,son defa dönüp baktığımızda şehre,sevgilim, şu sözleri söyleyebileceğiz :“- Pek de öyle güldürmedinse de yüzümüzü,    çalıştık gücümüzün yettiği kadar                                                   seni bahtiyar          …

Devamını oku

Otobiyografi

1902’de doğdumdoğduğum şehre dönmedim bir dahageriye dönmeyi sevmemüç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettimon dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliğikırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğuve on dördümden beri şairlik ederim kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilirben ayrılıklarınkimi insan ezbere sayar yıldızların adınıben hasretlerin hapislerde de yattım büyük otellerde deaçlık çektim açlık grevi de içinde ve …

Devamını oku

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gülGül yağını eller sürünür çatlasa bülbülEtsem de abesdir sitem-i hâre tahammülGül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül Ellerle o zevk etdi ben âteşlere yandımÇektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandımDerlerdi kabûl etmez idim, şimdi inandım:Gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül! Senden güzelim çare bana kat’-ı emeldirEtsen dahi ülfet …

Devamını oku

Kurşun

Bitkinim, bitkinsinSaçlar ağarır ümitlerle beraberİnsanın evi olmasıBüyülenmiş gibisin. Satırlarda soldu yüzünKalabalık evlerde eğretiÜzgünüm, üzgünsünMumlar eridi. Sokaklar, eğlenceler uzaktaFarkında bile değilsinHasadını esirgeyen topraktaBitkinim, bitkinsin. Çökmüş siperlerden kurtulan yorgunAskerleri düşünYeraltında saatlerYılları ömrümüzün. Bilmezden gelsek deGün sönmeye başladıSeneler eriyor cenkteYaşamaya vakit kalacak mı? Diyelim kurtardık hayatıYa ansızın yalnızsakYa külçeleşir de ayaklarYürüyemez olursak? Yahut askerleri düşünTam çıkmışlar siperdenBakıyorsunPusudaki tepelerden …

Devamını oku

İkinci Ev

Gerekliydi uzaklarda bunalıncaİkinci ev! Hatırla ilk girmeniBir otel, bir park, hatta sokaklardaİkinci ev! Yeterdi izbe oysaİkinci ev! Behçet Necatigil

İkinci Kişi

Bazı karşıma çıkıyorsun,Tanıyacak gibiyim seni.-Gel biraz konuşalım, diyorum.Cevap vermiyorsun. -Ellerin titrer miydi eskiden?Dumanlı mı görüyordu gözlerin?Padişahlar gibi hayal mi kurardın?De bana, diyorum, susuyorsun. -Kitap okumayı severdin,Kırlarda dolaşmayı, bahçelerBilmediğin kadınlar gibi miydi?Söyle, diyorum,duruyorsun. -Atlarla, insanlardan daha çokYoldaş mıydın çocukluğunda?Neyledin hepsinin yokluğunda?Diyorum, ağız dil vermiyorsun. -Nasıldı ilk gurbete çıkışın?Kıyısına ilk vardığın deniz?Koynuna ilk girdiğin kadın?Ağzına ilk sürdüğün …

Devamını oku

O Eski Bir Güvercindi

O eski bir güvercindi gittikçe hatırlanan,O eski bir güvercindi, uçması da iyiydi bana kalırsaO eski bir güvercindi, çünkü tenhaydı şehirler,Benim saçlarıma saklanırdı, benim saçlarım çalılara;Onu görürdüm göllere girdiğimde, bıldırcın avladığımda akşama,Gelir ateşime sokulurdu, o eski bir güvercindi,Başka kimsecikler de yoktu galiba. Bir başıma sevişen adam mıydım, ben neydim?Silâhlarımı da severdim, güvercini de,İnsanları da severdim, hiç …

Devamını oku