Şu geniş dünyaya sığmayan gönülŞimdi bir odaya kapandı kaldıBir dakka bir yerde duramaz ikenOturduğu yerden kalkamaz oldu Hani o gençlikte çağlayan gönülGâhi gülüp gâhi ağlayan gönülGüzeller köşkünde yaylıyan gönülGönül yaşar amma ümitler öldü Elveda gençlikte geçen günümeEzirâil el atıyor canımaYanarım gençlikte, o zamanımaAcı tatlı günler hep hayâl oldu Nerde gençlikteki geçen çağlarımSustu bülbül gazel döktü …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Anadolu
Beşikler vermişim Nuh’aSalıncaklar, hamaklar,Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,Anadoluyum ben,Tanıyor musun ? Utanırım,Utanırım fıkaralıktan,Ele, güne karşı çıplak…Üşür fidelerim,Harmanım kesat.Kardeşliğin, çalışmanın,Beraberliğin,Atom güllerinin katmer açtığı,Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma,Bir başıma ve uzak.Biliyor musun ? Binlerce yıl sağılmışım,Korkunç atlılarıyla parçalamışlarNazlı, seher-sabah uykularımıHükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,Haraç salmışlar üstüme.Ne İskender takmışım,Ne şah ne sultanGöçüp gitmişler, gölgesiz!Selam etmişim dostumaVe dayatmışım…Görüyor musun ? …
Şub 23
Yüzüne Nasıl Bakarız
Getirmek istemiyorum aklıma – Ya bu kuşatma kalkmadanyine bastırırsa kış?Soğuktan ölmemek içinkesmek gerekirse yine ağaçları?Yüzüne nasıl bakarız parkların,ne deriz ilkyaz geldiğindekonacak dal bulamayan kuşlara? Kemal Özer
Şub 23
Kış
Yine kış,Yine şems-i mesâda, ah o bakış,Yine yollarda serseri dolaşanAşiyansız tuyûr-ı pür-nâliş… Tehi kalan ovalarSükût eder sanılır mevsimin gumûmuylaHarab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,Ne giden,Şimdi yalnız kavâfil-i evrâkMütemâdi sürüklenir bir uzakUfk-ı pür-ıztırâb u nevmide. Yine kış, yine kış,Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış… Ahmet Hâşim
Şub 23
Şen olasın Halep Şehri
İşte geldim gidiyorumŞen olasın Halep ŞehriÇok ekmeğin, tuzun yedimHelal eyle Halep Şehri Sana derler ArabistanDört tarafın bağ u bostanHaber geldi nazlı dosttanDurmak olmaz Halep Şehri Aşık Garip düştü yolaHızır yardımcısı olaGöründü gözüme sılaSen kal burda Halep Şehri Aşık Garip
Şub 23
Şen Olasın Halep Şehri
Hiç kimse senin kadaryakıştıramamıştır hüznü kendineHüzünler ki aşkın ve şiirinyıllanmış sarabıdırdamıtılmıştır acıların imbiğindenHüzünler ki şairlerin yüreğiden uçuşansararmış çiçek tozlarıdırBiraz da şairlere özgüdür hüzün Bozkırın yalımına direnensolgun bir gül gibi yüzünAcının, sabrın ve yalnızlığınsessizliği sararıyoryorgun güzünde alnınınVe artık bir bir şey bırakamıyorsunbekleyişlerden başka kendineBiraz da şairlere özgüdür bekleyiş Hiç kimse senin kadaralışkın değildir ayrılıklaraAyrılıklar ki nişanlısıdır …
Şub 23
Piraye İçin Yazılmış Saat 21 Şiirleri – 18 Ekim 1945
Kale kapısıdan çıkarken ölümle buluşmak üzre,son defa dönüp baktığımızda şehre,sevgilim, şu sözleri söyleyebileceğiz :“- Pek de öyle güldürmedinse de yüzümüzü, çalıştık gücümüzün yettiği kadar seni bahtiyar …
Şub 23
Otobiyografi
1902’de doğdumdoğduğum şehre dönmedim bir dahageriye dönmeyi sevmemüç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettimon dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliğikırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğuve on dördümden beri şairlik ederim kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilirben ayrılıklarınkimi insan ezbere sayar yıldızların adınıben hasretlerin hapislerde de yattım büyük otellerde deaçlık çektim açlık grevi de içinde ve …
Şub 23
Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül
Senden bilirim yok bana bir fâide ey gülGül yağını eller sürünür çatlasa bülbülEtsem de abesdir sitem-i hâre tahammülGül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül Ellerle o zevk etdi ben âteşlere yandımÇektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandımDerlerdi kabûl etmez idim, şimdi inandım:Gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül! Senden güzelim çare bana kat’-ı emeldirEtsen dahi ülfet …
Şub 23
Mazlumun âhı öyle etkili bir silâhtır ki, bir anda yeri göğü tersyüz edebilir
Adalete dair bazı örnekler: Klasik kültürümüz içinde öyle çok ve vurucu örnek bulmak mümkün ki seçim yapmak bile hayli zordur doğrusu… Ziya Paşa der ki mesela: Zâlim yine bir zulme giriftâr olur âhirElbet olur ev yıkanın hânesi vîrân“Başkalarına zulmedenler sonunda kendileri de zulme uğrarlar; ev yıkanın evini yıkarlar sonunda” demek olur. Devam eder aynı minval …