İlk geldiğim gün on yedi yaşımda İngiltere’yeVictoria metrosundan çıktığımda günışığına,Batılı bir seyyahın onaltıncı yüzyıldaününü duyduğu İstanbul’u ilk görmesi gibigörsel ve hissi bir karmaşanın ortasındabulduğumu anımsar gibiyim kendimi. Ne cesareti vardı bende o seyyahın oysa(uçağa atlayıp dönmek istemiştim o anda),ne de ne denli küçük, ne denli bir örnekolduğunu biliyordum henüz dünyanın(o gün şaştıklarını ilgimi bile çekmiyor …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Yaprak
Üç gündür okuduğu romanınson sayfasını özellikle yavaş okudu,gülümseyerek bitirdi. Yerinden kalktı,kitabı özenle raftaki yerine koydu. Oturdu, ağır ağır bir sigara yaktı– çoktandır .azaltmaya çalışıyordu –içkisinden bir yudum aldı, gerindi,esnedi, adamakıllı yorgundu. Okuduğu romanı düşündü biraz.Yeni biten onyılı gözden geçirdi,doksanlı yıllarda neler yapabileceğini,artık neler için çok geç olduğunu tarttı. “Her şeyi yapabilirim, tüm kapılar açık hala.Fakat …
Şub 23
Rubâî
Her rind bu bezmin nedir encâmı bilir,Dünyamızı nâgâh zalâm örtebilir,Bir bitmeyecek şevk verirken beste,Bir tel kopar âhenk ebediyyen kesilir. Yahya Kemal Beyatlı
Şub 23
Sanma ancak baña bu dîde-i giryân aglar
Sanma ancak baña bu dîde-i giryân aglarDerdimi yazdıgı demde kalemim kan aglar Tıfl-ı bî-dâye-i dil giryesin artırmadadır‘Âleme geldigine oldu peşîmân aglar Bî-kesem öyle ki bu hâl-i garîbim görseKendi derdin unudup baña yetîmân aglar Pençe-i hâr-ı sitemde göreli dâmenimiÇeşm-i şebnemle benimçün gül-i handân aglar Zulmet-i râh-ı talebde bu tekâpûlar ileTeşne-leb kaldıgıma çeşme-i hayvân aglar Kiştzâr-ı emelim …
Şub 23
İstanbul Gazeli
gecedir kandillerden mevsime eylül düşerbir gül tenhalaşırken kıbleme bin gül düşer ömrüm kuşatmalarında beyhude bir intiharacılar yaylım ateş-vurulur bülbül düşer alkol girdaplarında direniriz yine debir damla gözyaşıdır mektuplarda pul düşer mezarlık boylarında panayır ve sirklerdeölüme zengin giren dirime yoksul düşer tedirginliği vaktin üretirken kendinigecedir tabutumdan hâlâ İstanbul düşer Sefa Kaplanİnsan Bir Yalnızlıktır
Şub 23
İntihar
mübalağa yorgunum bu ölüm bâzârındagözlerimin akında cesedim ışıldıyoracım dirhem etmezken ağır geldim hayatamünzevi bir gecede direnmek de hayli zor o halde ne yapmalı yalnızlık yasaklanmışelim kolum kelepçe her kapıda biri varderken çözüldü büyü kuşlar çığlık çığlığasesleniyorlar tekmil: bir bahardır intihar kırık cam paslı bıçak denendi bileğimdealkole batmış kanım süzüldü usul usuldönüp baktım aynaya …
Şub 23
Sona Doğru
insan ölse de merakları ölmüyor,ne kadar “ben hazırım” dese debir şeyler eksik kalıyor yine de,okunmayı bekleyen bir kitap,tamamlanmayı bekleyen bir şiir,keşke yaşarken bitirseydimya da ekrandan silseydim,yarım kalması bazı şeylerin, yarımkalmak kötü, elvedâ demekistediğim kimse var mıydı,sanki birkaç tanıdıkama önemi yok artık.- Sefa KaplanLondra Şiirleri
Şub 23
“17/Adım”
Yollar yüzünde görülür!Hatırlayış… Sönük yeraltı…Sözler yolların kokusudur, HatırâHangi hayâl, nasıl hatırlayıştır o, HatırlamaSözdür saçları tutunulacak rüyâ Gitmek, şairin kendine gitmesidir* Yollar yüzünde görülür!Paslı korkular, Yolcu veKonak, Dumansız ateşBana zakkumları söyle, Erguvanları…Yere benzer yüzüm, YakınlığımYıldızlar, Ruhum uzaklıklarEy zarı parçalanmış ZamanEy utancın aynası, Hiçlik Gitmek, şairin kendine dönmesidir** Yollar yüzünde görülür!Bazen sönük yaprak, bazen bırakışSözler yolların buğusudur, …
Şub 23
Merdiven
“Öldüğü sırada elinde tuttuğu kağıtlar; iki siyah as, iki siyah sekizli ve karo valesi, o günden beri ölüm eri olarak adlandırılır.” Çapraz saatlerin arasında gezdirilenfesleğen. ‘Kalbin maziyi seyretmesigibi’… Çiziliyor usulca, aklığındansoyunmuş bir kadın sesi: ‘Ils ont change’ma chanson’ ve sürçüyor musiki. İşte körüm ben! Hayat sürüklerkenasrî hurdalığa, aşk ve kederi şekillendirentesadüfleri. İnceymiş âh, kırılabilirmiş meğer,ömrün …
Şub 23
Bahar Gökleri
Meltem mi ki bu esen, renk mi ki, şarkı mı ki?Şu dağdan aşağı ak bir bulut salkımı kiİçime bir buruksu sarhoşluk akıtmada.Düşler mi ki şu burcu burcu kokan havada,Renk mi ki üzerimden akaduran bu nehir?Kork! Bahar seni bir al güle döndürebilirBir daha göstermemek üzere gökyüzünü. Ah, bu gökyüzünden bir gün ayrılmanın hüznü. Yattım coşkun çimenler …