Kategori: Türk Şiiri

Cihânda Aşık-ı Mecrûha Sanma Râhat Olur

Cihânda ‘âşık-ı mecrûha sanma râhat olurNeler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur Ölünce dermeni kalsun çıkarmanız dildenTahammül eyleyemem ol da bir cerâhat olur Le’îme renciş-i hatır verir kerem etmekMukayyed olmasun erbâb-ı dil ki zahmet olur Zamânede yine bir berk-i ‘îş girmez eleFelek müsâ’ade itmez ne bî-mürüvvet olur Yakında kûy-ı harâbâta uğradım YahyâNe hûb cây-ı safâ …

Devamını oku

Sun sâgarı sâkî bana mestâne disünler

Sun sâgarı sâkî bana mestâne disünlerUslanmadı gitdi gör o dîvâne disünler Peymânesini her kişi doldurmada burdaŞimden gerü bu meclise mey-hâne disünler Dil hânesini yık koma taş üstüne bir taşSen yap anı iller ana vîrâne disünler Gönlünde senin gayrü sivâ sûreti n’eylerLâyık mu bu kim Kâ’be’ye büt-hâne disünler Yahyâ’nın olup sözleri hep sırr-ı mahabbetYârân işidüb söyleme …

Devamını oku

Hafif Yaralama

Atlar vurulduğu vakit yoldaki akislerineAyaklarını ver; kendiminkilerin üzerinde duramıyorumAllahım kalbimin kırıklarını alYa da kalbimiKan tutuyor boğuluyorumDünyadan hıncımı alamadımMurat değil kastettiğimBaşka bir şeyKader yazıldığı gibi okunmaz lügatimizdeNasıl seslensem, ne desem bilemiyorumİmgeler kurban istiyorYüzümü bahara dönüyorum olmuyorBu öfke hep ondan mı yoksaBiliyorum sanıyorum her seferindeÇaresiz bir hastalığın uykusu gibiHiç fatiha bilenin olmadığı bir yerde ölmek gibi bir …

Devamını oku

Babama

babam tadı damağımda baldıo sabah kalkamadıpeteklerden akıttın zehrini tanrımgözlerimde ölüm ağırlığıannemin yangınına koştumdeli rüzgar gibi dolanıyor annemin sesitaş duvarlar sarsıldıaltındağda kerpiç evler yıkıldıölüm bu kadar kötü mü babaçocuğun sağı solu belli olur muaklım sabah vereceği iki bucuk liradakomşu kızı neclayasucuklu tost alacaktımayakkabı sözü de vardıben erkek kızıma ayakkabı alacağımbiliyor musun babaerkek kızın avuç açmadıbabam tadı …

Devamını oku

Böyle Başlar Sevişmek

öncegözlerimi öptünsonragözlerinin takıldığı tüm noktaları Süheyla Taşçıer

Çığlık

Önce düğmelerimi çözüyorsun,sonraokşuyorsun. Ağız dolusu öpüyorsunsonragöğüslerim avuçlarındauç veriyor. Sensoluk soluğa, Bençığlık çığlığa. Süheyla Taşçıer

Ada

Kördüğüm olmuş misinayı çözüyor -sıradanbir el çabukluğu onun için- ağzında sigara, gülümsüyor gibiküçük çakısıyla yem kesecek birazdan ölü ahtapottan.-Saat kaç, diyor -üç buçuk…Hasır sepetin kenarlarına tutuşturulmuş yüzlerce iğnede gözüm.-Nasıl karışmıyorlar birbirlerine, diyorumahtapot gibi, konuşmuyor. Ellerinde havlularla bir düğün alayı geçti az önce.Evin yamacındaki dağdaydım, bütün otlar yanmaya hazır sararmışyüzleriyle. Kısık zil sesleri geliyordu uzaktan ve …

Devamını oku

Yaşamak Bundan Sonra

Yaşamak bundan sonra, katlanılmaz eziyet!Bir ey istemiyorum artık ne zevk, ne para,Kaybolmuş baharıma beni götür, hâtıra,Hâfızam avut beni, beni kurtar ey şiir! Yaşamak bundan sonra, katlanılmaz eziyet.Bir şey istemiyorum, ne teselli, ne umut:Hareket edeceğiz!.. Kalbim dünyayı unut,Dağlar, taşlar, elveda; gün, hakkını helâl et! 1940 Ziya Osman Saba Bu şiir 15 Şubat 1940’ta Sevet-i Fünun’da “Yaşamak …

Devamını oku

Yalnız

Kalbim, seninle bir gün yalnız kalacağız,Şu daha birkaç yıllık mihnetin sonundaBir dere kenarında, çimenler koynunda,Seninle hayallere, yalnız dalacağız. Kalbim, sen çocuk kaldın, tanımadın kini,Memnun olacağım senden bir baba kadar.Derken, ürperecek bir rüzgârla kavaklar,– Seher! Dinleyeceğiz, sonsuz musikisini… 1939 Ziya Osman SabaCümlemiz / Can Yayınları

Gün Gelir

Gün gelir, hatırlamak bile bir acı olur.Gençlik aşkı, sevinci, daha dünkü ümidi…Yumruklasan göğsünü bir boş yankı duyulur. Gün gelir, en gür çeşmeler damla damla kurur.Bakarsın, bir yazın ağaçlarında şimdiÜç-beş kuru yaprak çırpınır durur. Ziya Osman Saba